AMERİKA BÜLTENİ (29 Eylül 2011)
İngiliz asıllı ünlü Amerikalı politika analisti Andrew Sullivan, The Daily Beast başta olmak üzere birçok site ve blogda yayınlanan analizinde, ‘’ABD’nin BM’deki son Filistin oylamasındaki tavrı ile İsrail sağının tasmasını boynuna bir kez daha takarak, AIPAC’tan aferin almak için kuyruğunu salladığı’’ yorumunda bulundu. Sullivan, eski yayın yönetmeni olduğu The Republic dergisinden John Judis’in, aynı şekilde Obama yönetimini eleştiren yazısına atıfta bulunarak, ‘’John gayet açıklıkla gösterdi ki Amerikan politikası, ‘Büyük İsrail’ lobisi tarafından yavaş ama ölümcül şekilde yozlaştırılıp mahvediliyor.
John Judis’in yazısında, ABD’nin Filistin devletini tanımamasının gerekçesi olarak bazı Filistinlilerin İsrail’in var olma hakkını tanımamasının gösterilmesindeki çifte standarda şöyle dikkat çekiliyor:
‘’Ancak tahmin edin geçmişte ne oldu… 1947 yılında Filistin’de devrimci şiddet hareketi yürüten Siyonist hareket – ki bir bölümü daha sonra bugünkü Likud’u oluşturdu – , Filistin’in var olma hakkını tanımıyordu. Bütün Filistin’in ve Ürdün’ün kendilerine ait olduğunu iddia ediyorlardı. Ve bu iddiayı bugün bile sürdüren epey İsrailli var. Ancak bu İsrail’in BM aracılığıyla legal bir devlete dön üşmesine engel olmadı. Bugün de Filistin’in devlet olmasına engel olmamalı.’’
Andres Sullivan, ‘’ABD’deki ‘Büyük İsrail’ lobisi, ABD’nin çıkarlarını, bir yabancı devletin aşırı dinci sağcı hükümetinin yasadışı eylemleri uğruna büyük hasara uğratıyor.’’ dediği yazısında, Amerika’nın BM’de aldığı İsrail yanlısı tavırla dünyadaki imajına ve bölgedeki itibarına büyük darbe vurduğu uyarısında bulunuyor.
”Obama, Likud Lobisine yenildi”
Obama’nın, ”acemi bir Kongre üyesinin AIPAC toplantısının öğle arasında söz hakkı bulunca yapabileceği türden bir konuşmayla Birleşmiş Milletler kürsüsünde kendisini ve ülkesini küçük düşürmesinin tek bir açıklaması olabilir’’ diyen Sullivan şöyle devam etti: ‘’Obama, İsrail Lobisince şah mat yapıldı. Hareket edebileceği hiçbir başka yer yoktu. Netanyahu ve Cumhuriyetçiler, Kahire konuşmasının ABD ile İslam dünyası arasında yeni bir ilişki sayfası açabileceğini görerek, bu sürecin önünü tıkamak için ortaklaşa harekete geçtiler. Obama’yı başkanlık döneminin en net yenilgisine uğratarak teslim aldılar.’’
”Obama’nın kendi adamları İsrail’e kendisinden daha bağlı”
Obama’yı destekleyen Amerikalıların umudunun, ABD ile Müslümanlar arasındaki ilişkinin olumluya dönüşmesi olduğunu dile getiren Sulliva Obama’nın durumunun güçlüğüne şu sözlerle devam etti: ‘’Ancak Obama ne yapabilir ki..? Kendi partisinin bütün ağababaları – Reid, Hoyer, vs- İsrail başbakanına ve ona yakın bağışçılarına, Obama’ya olduklarından daha sadıklar. Cumhuriyetçi Parti ise daha kötü durumda. Aktif olarak İsrail’e gidip onlarla, illegal yerleşimciliği destekleyerek, ABD yönetimine karşı işbirliği yapıyorlar. AIPAC’ın Kongre’de ABD Başkanının veto yetkisini aşacak çoğunluğu var. Netanyahu’ya yapılacak her baskı ABD Kongresinde hemen engellenir.
Obama, karşısındakü gücün büyüklüğünü sezen her lider gibi, kendisini yok edecek eylemlere girişmektense, yeni bir seçim zaferiyle güçleneceği daha uygun bir fırsatı beklemeyi tercih etmiş görünüyor.’’