Skip to content
Menu

Amerikan istihbaratı: 2022’den sonra su savaşları başlayabilir

AMERİKA BÜLTENİ (23 Mart 2012)

Yakın gelecek dünyanın bazı kilit ülkelerinin çöküşüne ya da küresel çapta bölgesel savaşlara sahne olacak. Amerikan istihbaratına göre bütün bu çalkantının günümüzde çok konuşulmayan bir sebep olacak: Su.

ABD Ulusal İstihbarat Koordinatörlüğü’nün Şubat ayında Dışişleri Bakanı Hillary Clinton için hazırladığı istihbarat raporu Perşembe günü kamuoyuna açıklandı. Rapor, temiz içme suyu sıkıntısının dünyada önemli sosyal, siyasal ve ekonomik çalkantılara neden olacağı öngörüsünde bulunuyor. Rapor, su kıtlığının özellikle vuracağı yoksul ülkeler içinse tek umudun, bu konuda hızlı bazı teknolojik gelişmelerin ya da etkin tasarruf önlemlerinin uygulanması olduğunun altını çiziyor.

2022’den sonrası su savaşlarına gebe

Rapor, öngörülen felaket senaryolarının önümüzdeki 10 yıl içinde gerçekleşme şansının düşük olduğunu kaydediyor. Ancak 2040 yılı civarı, dünyanın gıda ve enerji üretiminin önemli kaynakları olan bazı ülkelerinin yaşayacağı su sıkıntısının küresel gıda krizi ve ekonomik çöküşlere neden olabileceği ifade ediliyor.

Su kıtlığı önce Kuzey Afrika ve Ortadoğu’yu vuracak

İstihbarat raporuna göre su kıtlığı önce bazı kilit bölgeleri vuracak. Bunlar, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Güney Asya. 884 milyon insanın yaşadığı bu bölgelerde bugün bile temiz içme suyu sıkıntısı yaşanıyor. Bu durum ilerleyen yıllarda daha da kötüleşecek. Tarihsel olarak su anlaşmazlıklarının çatışmadan çok su paylaşım anlaşmalarıyla sonuçlandığına dikkat çekilen raporda, ‘’Ancak, fikrimiz o ki, gelecek 10 yıldan sonra su kıtlığı derinleştikçe, suyun bir baskı gücüne dönüşmesi, hatta bir silaha dönüşmesi ya da terörist kalkışmalara yol açması muhtemel’’ denildi.

Su savaşın olduğu gibi barışın da vesilesi de olabilir

Ancak tablo insan soyu için tamamıyla karanlık değil. Büyük su savaşları ihtimali potansiyel olarak var olsa da, su aynı zamanda barışı yükseltmenin de vesilesi de olabilir. Hindistan ve Pakistan arasındaki iki savaşın da Indus Nehri Ortak Komisyonu’nu bozamadığına dikkat çekilirken, Kamboçya, Laos, Tayland ve Vietnam’ın 1950’li yıllarda oluşturduğu Mekong Komitesinin de bölgedeki onca savaşa rağmen çalışmaya devam ettiği hatırlatıldı. Nitekim İsrail ve Ürdün de, iki ülkenin 1994’te sona eren uzun savaşına rağmen, Ürdün Nehri’nin suyu konusunda ortak çalışmaları hiç kesmedi. Rapor, su paylaşımı konusunda kurulan ortak komisyonların, su paylaşımını da aşan büyük barış görüşmelerine zemin hazırladığına dikkat çekiyor.

Temiz suyun yüzde 70’i tarıma gidiyor

Raporda, yer yüzündeki temiz su kaynaklarının yüzde 70’inin tarıma ve yüzde 30’unun içmeye gittiği vurgulanıyor. Gıda kaynaklarını yıkmadan suyun tasarruflu ve etkin kullanımını sağlayacak teknolojik gelişmeler birçok krizin önüne geçebilecek. Rapor, suyun daha iyi yönetilmesinin bütün insanlığın yararına olduğu görüşünü dile getiriyor.