Skip to content
Menu

Evlilik ile ilgili en yaygın klişe çürütüldü: Evlilik ‘aşkı’ öldürmüyormuş!

AMERİKA BÜLTENİ (19 Nisan 2012)

Hollywood filmlerine birçok kez konu olan bir klişe var; Erkek ve kadın tutkuyla evlenir. Ancak zaman ilerledikçe kendi kişisel meşguliyetleri içinde ilgilerini kaybederler. Yoğun ve yorgun günlerin sonunda birbirlerine ilgileri kalmaz. Ve çok geçmeden cinsel hayatları, sönmüş balon gibi olur.

Ancak bilim insanlarına göre bu klişe, her ne kadar bir yönüyle gerçeklik payı olsa da aslında hikayenin tamamını anlatmıyor. Çünkü hikayenin tamamı aslında çok daha komplike ve değişik faktörler içeriyor.

Evli çiftlerin seks yaşamı bekarlarınkinden daha renkli

En başta evli çiftlerin bir çoğunun seks yaşamındaki seyrelme, doğrudan, ilişkide bir sorun anlamına gelmiyor. Kaldı ki evli çiftler, seks konusunda bekarlardan daha renkli bir yaşama devam ediyorlar.

Huffington Post’un haberine göre, ‘evli çiftler, bekarlardan çok daha fazla seks yapıyor. Üstelik çok daha fazla farklı şekillerde. Örneğin, oral seks evli insanlar arasında, bekar çiftlere göre çok daha yaygın.’’

Bu konuda en kapsamlı araştırmalardan biri de Indiana Üniversitesi Cinsel Sağlık Destek Merkezi tarafından 14 – 95 yaşları arasındaki 5865 kişinin seksüel alışkanlık ve davranışlarına ilişkin istatistikleri üzerinde yapıldı. Bekarların yüzde 61’i son bir yıl içinde tek bir kez bile seks yapmadıklarını söyledi. Evlilerde ise bu oran yüzde 18. Seksüel hayatın dorukta olduğu 25 – 59 yaş grubu dikkate alındığında da evli çiftlerin yüzde 25’i haftada 2-3 kez seks yaptıklarını söylerken, bekarların ise yüzde 5’inden bile azı haftada 2-3 kez seks yaptıklarını söyledi.

Indiana Üniversitesi araştırması her ne kadar ‘evlilerin seksinin’ de çekici ve keyifli olabileceğini gösteren bir kanıt olarak gösterilse de, bilim insanları, evli çiftler arasındaki seksüel ilişkinin zamanla seyrelmeye başladığı gerçeğine de gözlerini kapatmıyor.

Evlilikte ilk günlerdeki cinsel tutku neden azalıyor?

İnsan tabiatındaki ‘yenilik ve orijinalliğe’ olan derin arzu, yeni çiftlerin birbirilerinin elbiselerini yırtarcasına çıkartırıp, sabahın ilk ışıklarına kadar birlikte olduruyor. Ancak aynı bedene her gün bir daha muhatap olmak ‘orijinallik ve yenilik’ arayışı içgüdüsünü ve bundan kaynaklanan arzuyu köreltiyor. ‘Bu gece o gece’ zamanla yerini ‘bu gece değil’e bırakıyor. Sonuçta her zaman için nasıl olsa bu ilişkide bir ‘yarın’ da var.

Eğer çiftler ilk ilişkilerine, ateşli ve tutkulu gecelerle başlamışsa, evliliğin ilerleyen safhalarında cinsel hayatlarındaki seyrelme çok daha hayalkırıklığı yaratıcı olabiliyor ve yanlış sonuçlara ulaşmalarına neden olabiliyor.

Piyasadaki birçok cinsel yardım kitabı, ilk gecelerin ateşini yeniden kazandıracak, cinsel hayatını yeniden renklendirecek çeşitli ipuçları sunuyor. Ancak,evliliğin ya da ilişkinin o ilk döneminin arzu ve çılgınca aşk evresini yeniden yakalanması imkansız. İşte bu cinsel yardım kitaplarının çoğunun söylemediği şey, cinsel yaşamdaki bu mod değişikliğinin gayet ‘normal’ olduğu. Yoksa bu ilişkide bir sorun olduğu anlamına gelmiyor.

Evlilikte en büyük problem, problem olduğunu düşünmek

Psikolog Doktor Harriet Lerner, ‘’Evlilikte en büyük problem, çiftten birinin ya da her ikisinin olması gereken kadar seks yapmadıkları için evliliklerinde bir sorun olduğunu düşünmeleri. Seks hayatınızı ‘olması gereken olduğuna inandığınızla’ kıyaslamaya başlayıp, çok düşük olduğunu düşünürseniz problem var’’ diyor.

Lerner, bir süre seksin hiç olmamasının bile evlilikte sorun olduğu anlamına gelmediğini kaydediyor.

Eşinizle daha çok beraber olma arzusu istiyorsanız…

Ancak bu evli çiftlerin seksüel birlikteliklerini tamamen önemsiz görmeleri ya da bırakmaları anlamına da gelmiyor. Evliliğinde daha çok seks isteyen çiftler için tek bir çözüm var: Daha çok seks. ‘’Bunun için arzuyu beklemeyin. Bazen de seks arzuyu doğuruyor.’’ Lerner, seks için arzu gelmesini bekleyenlerin çok uzun süre bekleyebileceği uyarısı yapıyor.

Araştırmayı yapan uzmanlar, daha çok seksin daha çok seks arzusu doğuracağını belirtiyor ve klişe halk deyişine vurgu yapıyor: ‘Kullanmazsan kaybedersin’.