Skip to content
Menu

Osman Müftüoğlu: Koşma, yürü. Koşarsan yaşlanırsın!

dog-walking
Osman Müftüoğlu, “Her insan günde minimum 7500 adım atmalı” diyor

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, 11. kitabında ‘Hayatı Uzatmanın Sırları’nı anlatıyor. Müftüoğlu, ‘Eve bağlı olmak, kız çocukları ömrü uzatıyor”, “Samimiyseniz uzun yaşıyorsunuz”, “Karısı ölen erkekler daha az yaşıyor”, “Koşma, yürü. Çok koşardan yaşlanırsın”, “İyimserler daha uzun yaşıyor” diyor.

Hürriyet gazetesinden Ayşe Arman’ın sorularını yanıtlayan Osman Müftüoğlu, “Her insan günde minimum 7500 adım atmalı” diyor.

İşte röportajda ilgili kısım:

Koşma yürü. Çok koşarsan yaşlanırsın! İnsan doğasına en uygun aktivite, yürüyüş. Her insan, günde minimum 7500 adım atmalı. 45 dakika yürümemiz gerekiyor yani. Koşu bandı da koşmak için değil, yürümek içindir. Çünkü koşmak hem dize zararlı hem de nefes nefese kaldığımız egzersizler, bizi daha fazla oksijenle baş başa bıraktığı için daha hızlı yaşlandırıyor. Bugünkü insan vücuduyla, bin yıl önceki insan vücudu aslında aynı genlere sahip. İnsan genetiği şöyle diyor: “Tehlike varsa kaç!” “Aslan seni kovalıyorsa kaç!” ya da “Tavuğu yakalamak istiyorsan koş”. Biz koşmaya başlayınca böbrek üstü bezimiz, “Koşmaya başladı, bir şeyden kaçıyor!” diye daha çok kortizon hormonu salgılıyor. Bu da yaşlandıran bir hormon.

Hangi su?
– Alkali oranı, minerali yüksek su. Bir suyun içimi ne kadar kolaysa, o su o kadar kalitesizdir. Biz mineralli su sevmiyoruz ama bedenimizin hoşlandığı su o!

Hangi içecek?
– Ayran. Mümkün olduğunca az yağlı ayran. İkinci içecek çay. Yeşil çay, siyah çay fark etmez. Tamam yeşil çayda daha fazla antioksidan var ama yeşilden iki tane içiyoruz, öbüründen on tane, dengeleniyor.

Hangi meyve?
– Narı ilk sıraya koyarım. Sonra elma, sonra üzüm. Ama hangi meyve sorusuna, en renkli meyve, en kırmızı meyve, en siyah meyve, en mor meyve diye de cevap vermek isterim. Zamanında ve taze olmak koşuluyla.

Hangi yağ?
– Zeytinyağı, az miktarda hayvansalsa tereyağı. Ama ölçülü olmak koşuluyla.

Hangi ekmek?
– Hiçbir ekmek! Bana göre ekmek fikir gıdası değil, sağlık gıdası değil, fakir gıdası. Doymak için yenmesi gereken bir gıda. Ama mutlaka yiyeceksek, tam tahıldan yapılan ekmek… Esmer olan şeyleri, biz sağlıklı zannediyoruz. Doğru değil, çoğu boya. İlla yiyeceksek ‘esmer ekmek’ yerine, tam tahıllı ve kepekli ekmek…

Hangi balık?
– En yağlı balık. En soğuk denizde yetişen balık. Çok yaşlı olmayan balık. Ama bu, bebek balık anlamına gelmiyor. Uzun ömürlü olan balıklardan uzak durmak gerek, örneğin kılıçbalığı. Vücutlarında daha fazla toksik madde birikme ihtimali var.

Hangi et?
– Bence kuzu eti, ikinci sırada keçi eti. Üçüncü sıraya dana etini koyarım. Hangi sütün cevabı da kesinlikle keçi sütü.

Süt mü, yoğurt mu?
– Yoğurt. Süt, çocuklara bilemedin 10 yaşına kadar lazım. Başkalarının sütünü içen çok az canlı var, bir kediler bir insanlar. Bu da sağlıklı değil. 10 yaşından sonra süt yerine, süt ürünü kullanmak, ayran, yoğurt daha sağlıklı.

Hangi şeker?
– Hiçbir şeker. Hayatımızdan tatlıyı, şekeri çıkarttığımız oranda, ömrümüz uzuyor. Üflediğimiz doğum günü pastasının sayısını arttırmak istiyorsak, yediğimiz pasta sayısını azaltmamız gerekiyor! İleride ürünlerin üzerinde, sigaradaki gibi, “Şeker öldürür” ibaresi olacak.

Hangi bakliyat?
– En iyisi fasülye. Sonra mercimek. Bizim tencere kültürü olağanüstü. Ne kadar az haşlarsanız o kadar iyi.

Hangi kuruyemiş?
– Birincisi ceviz, sonra badem, sonra fındık. Benim sağlık sıralamam bu. Miktarını da söyleyeyim: Bir porsiyon 30 gramdır, o da eşittir 150 kalori. Üç-dört ceviz, 10 fındık, 10 badem, 20 civarında yerfıstığı.

Röportajın tamamını ŞURADAN okuyabilirsiniz