Skip to content
Menu

New York, Trump’a direnecek; Göçmenlerini vermeyecek

gocmen

AMERİKA BÜLTENİ (14 Kasım 2016)

Donald Trump, seçim kampanyası boyunca ülkedeki yaklaşık 11 milyon kaçak göçmeni sınır dışı edeceğini vaat etmişti. Başkan seçildikten sonra katıldığı ilk canlı yayında ise bunların 3 milyonunu derhal sınır dışı edeceğini açıkladı. Ancak Trump’ın büyük bölümü Meksikalı milyonlarca kaçak göçmeni sınır dışı etmeyi nasıl başaracağı hala bir soru işareti. Bu konunun yerel yönetimler ile federal hükümet arasında ciddi bir krize dönüşeceğinin ilk sinyali de Trump’ın memleketi New York’tan geldi.

New York’un Demokrat Partili belediye başkanı Bill de Blasio, yasal statüsü farketmeksizin bütün New York sakinlerine yönelik Trump yönetiminden herhangi bir tehdit sezdiklerinde buna tüm güçleriyle direneceklerini ilan etti. City Hall’a konuşan Blasio, New Yorklu kaçak göçmenlere, kürtaj haklarına veya yoksulların Obamacare ile kazandıkları haklara yönelik her girişimle mücadele edeceklerini söyledi.

New York şehir yönetiminin en büyük endişesi ise belediyenin veri havuzunda bulunan, IDNYC kartı yaklaşık 850 bin şehir sakininin kimlik bilgileri. Bu kimliğin sahiplerinin yaklaşık yarım milyonunu kaçak göçmenler oluşturuyor. Blasio, Trump’ın bu kimlik bilgilerine ulaşmaya kalkması halinde ‘gerçek bir direniş’ ile yüzleşmek zorunda kalacağını söyledi ve ‘’Aramızda yaşayan yarım milyon insanı kurban etmeyeceğiz. Aileleri böldürmeyeceğiz. Buna nasıl direnilebileceği konusunda bildiğimiz her yola başvuracağız’’ şeklinde konuştu. Blasio, gerekirse kimlik bilgilerine ait bütün veri kaynağını tamamen sileceklerini ama yine de federal devletin eline geçmesine izin vermeyeceklerini kaydetti.

Trump’ın seçim kampanyası boyunca hedef aldığı bir başka gruba üye, New Yorklu Müslümanlara da seslenen Blasio, ‘Her şeyimizle arkanızdayız. Sizi koruyacağız‘ dedi. Başkan Blasio yerel yönetimin anayasal yetkilerine ve federal hükümetin anayasal sınırlarına da dikkat çekerek, ”Federal devlet bize rastgele insanları durdurup kimlik sormayı dayatamaz. Bu ancak yerel otoritelerin alabileceği bir karar.” diye konuştu.

Blasio, doğma büyüme New Yorklu yeni başkanın New York’u sevdiğine inandığını belirterek, kararlarını alırken sevdiği bu şehrin insanlarını düşüneceğini umduğunu sözlerine ekledi.

Göçmenleri sınır dışı etmenin ekonomik maliyeti çok büyük

Donald Trump’ın nüfusu 330 milyon olan ülkede 11 milyon kaçak göçmeni bulup sınır dışı etmek için, başlangıç olarak, yaklaşık 150 bin görevli istihdam etmesi gerekecek. Halen kaçak göçmenlerin sınırdışı edilmesinden sorumlu tek kolluk gücü olan Göçmen ve Gümrük Kolluğu (ICE) 5000 görevliden oluşuyor. Trump’ın 11 milyon kişiyi iki yıllık sürede sınır dışı etme planının uygulanabilmesi için bu kadronun en az 90 bin olması gerekiyor. Yine sınırdışı işleminin hukuksal işlemlerini yapmak üzere halen sayısı 1300 olan göçmenlik savcılarının sayısının 32 bine çıkması gerekiyor. Sokaklardan toplanacak binlerce göçmenin sınırdışı edilinceye kadar nerelerde tutulacağı ve buraların masrafları da ayrı bir sorun. Yine, sınır dışının Trump’ın istediği şekilde uygulanabilmesi için yılda 17 bin yolcu uçağı seferi ve 30 bin otobüs seferi düzenlenmesi gerekiyor. Amerikan Aksiyon Forumunun tahminlerine göre bütün bu harcamaların toplamı 100 milyar dolar ile 300 milyar dolar arasında değişecek.

Kararını yerel otoritelere de uygulatabilmek için ABD’yi bir polis devletine dönüştürmesi gerekecek. Bütün bunlar halen kırılgan bir seyirdeki ABD ekonomisini oldukça olumsuz etkileyebilecek.

Trump’ın Meksika sınırına inşa edeceği duvarın maliyeti, kitlesel sınır dışı çabasının maliyeti yanında biraz mütevazı kalıyor. Trump’ın kendi hesaplamasına göre duvar 10 milyar dolara mal olacak ve bu parayı da Meksika ödeyecek. Meksika devlet başkanı ise böyle bir şeyi asla yapmayacaklarını deklare etti. Washington Post’un uzmanlara yaptırdığı hesaplamaya göre ise kim öderse ödesin duvarın maliyeti en az 25 milyar dolar olacak. Uzmanlar bir gerçeğe daha dikkat çekiyor: Meksika ile ABD arasına boydan boya duvar örmek teknik olarak çok mümkün bir proje değil. Dağlık kesimlerde bu duvarın inşa edilmesi nerdeyse imkansız.

Milyonlarca göçmenin ABD’den sınır dışı edilmesinin bu ilk elden maliyetinin yanı sıra dolaylı maliyeti de ekonomistleri düşündürüyor. Trump, bu göçmenlerin Amerikalılarının işlerini ellerini çalarak olumsuz bir ekonomik etki yaptığını savunuyor. Birçok ekonomiste göre ise bunun tam tersi söz konusu. Kaçak göçmenler çoğunlukla niteliksiz işgücü oluyor ve yeni yatırımlar için ucuz iş gücü oluşturuyor. Bu da üretimi artırıyor ve ekonomik işleyişe dinamizm getiriyor. Sonuçta ülkenin kazandığı bir döngü oluşuyor. Bu döngü özellikle ABD gibi yerli nüfusunun yaş ortalamaı hızla yükselen gelişmiş ülkeler için oldukça hayati.

Amerikan Aksiyon Forumunun hesaplamasına göre Trump’ın göçmenlik planının sıkı şekilde uygulamasının, başta inşaat ve tarım olmak üzere özel sektöre orta vadede maliyeti 380 milyar dolar ile 620 milyar dolar arasında olacak. Moody’s Analytics adlı araştırma kuruluşunun raporuna göre Trump’ın planının uygulanması halinde ABD’deki iş gücü yüzde 5 oranında küçülecek. Bu başlangıçta mevcut işçilerin saat ücretinin artmasına yarayacak. Ama işgücü maliyetinin artması onların ürettikleri mal ve hizmetlerin fiyatlarının da artması anlamına gelecek. Bu da enflasyon ve faizlerin artışına yol açacak. Moody’s’in öngörüsüne göre sadece bu iki faktör Trump’ın korumacı ekonomik yaklaşımı ile birlikte, başkanlığa başlamasından sonra en fazla 1 yıl içinde ABD’yi ekonomik durgunluğa itecek.