Skip to content
Menu

Oscar tarihinin en politik ödül töreni mi olacak?

AMERİKA BÜLTENİ (26 Şubat 2017)

Sinema, günlük gündemlerden sıkılan insanlar için onlarca yıl boyunca bir sığınak oldu. Ancak sinema dünyasının kalbi Hollywood’un en üst etkinliği olan Oscar ödül töreni yıllar boyunca zaman zaman, ödül kazanan oyuncu ve yönetmenlerin politik açıklamalarına da sahne oldu. Ödül kazanan kişinin konuşmasının içeriğine 47 saniyeyi aşmamak koşuluyla karışılmıyor.

Donald Trump’ın söylem ve politikalarına Hollywood’dan yükselen tepkiler nedeniyle, bu yılki törenin politik açıklamalara sahne olacak bir yıl olacağından kimsenin şüphesi yok. Ancak bundan da öte, bu yılın belki de Oscar tarihinin en politik ödül töreni olabileceği beklentisi yaygın.

Hollywood’un önde gelen yapımcılarından Michael De Luca, ‘’Politik sıcak mesajlar bu yılki töreni Oscar’ın unutulmaz törenlerinden biri yapacak’’ tahmini dile getiriyor. Oscar ödüllerinin ve törenin sahibi Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisinin başkanı Cheryl Boone Isaacs da ödül töreni organizasyonunun sanatçıları ve ifade özgürlüğünü savunduğunu işaret ederek, ‘’Sanatsal özgürlük konusunda küresel bir sıkıntı var ve buna karşı mücadele 1950’lerden beri hiç bu kadar gerekli olmamıştı’’ diye konuştu.

Hollywood’un Birleşik Yetenekler Ajansı da, bu yıl geleneksel Oscar öncesi partisi yerine politik miting yaptı. Cuma günü Los Angeles’ta Jodie Foster ve Michael J. Fox gibi birçok ünlünün de katıldığı ‘Birleşmiş Sesler’ adlı Trump karşıtı miting, ödül töreni öncesi kentteki politik atmosferi daha da yoğunlaştırdı.

İki Oscar ödüllü Jodie Foster, mitingde yaptığı konuşmada, filmleri dışında kamuoyu karşısına pek sık çıkan bir insan olmadığını hatırlatarak, ‘’Ama şimdi ortaya çıkma zamanı. Tarihi bir yıl yaşıyoruz. Birleşme zamanı’’ dedi. Mitingde ayrıca, Trump’ın Müslüman yasağı nedeniyle Oscar ödül törenine gelemeyen ve filmi Oscar adayları arasında olan İranlı yönetmen Asghar Farhadi’nin video mesajı da gösterildi.

Bu akşamki törenin en politik olması beklenen anları

Yabancı Film kategorisinin altı adayından birinin yönetmeninin salonda olmayacak olması bu kategoride kim kazanırsa kazansın politik bir mesajı garanti haline getiriyor. Farhadi’nin ‘The Salesman’ filmi de dahil ‘en iyi yabancı film’ kategorisinin 6 aday filmi adına daha önce yapılan ortak yazılı açıklamada, Amerika’ya bugün hakim olan mevcut fanatizm ve milliyetçi atmosfer kınanmıştı.

Tam 14 dalda adaylığıyla bu geceye damga vurması beklenen La La Land filminin kazandığı her ödül politik mesaj potansiyeline sahip olacak. Filmin yapımcılarından Jordan Horowitz, Entertainment Weekly’e yaptığı açıklamada, muhtemel ödül kabul konuşmasının politik olacağını vaat etti bile. Filmin başyapımcısı müzisyen John Legend da, son PGA ödül törenindeki kabul mesajında Trump aleyhine sert bir konuşma yapmıştı.

En iyi animasyon filiminin ‘Zootopia’ filmine gitmesi de politik mesaj şansını artırıyor ve bu durum bu çizgi filmi izleyenleri şaşırtmayacak. Çünkü bu çizgi film, öyküsüyle politikacıların iktidar ve seçim kazanmak için toplumda kutuplaşma yaratma ve korku yayma çabalarını sembolize ediyor. Aslında 2016 başkanlık kampanyasından yıllar önce yapılmaya başlanmış bir film. Yapımcılar da filmin 2016 başkanlık kampanyalarında malzeme olması niyetinde hiç olmadıklarını açıkladılar. Ancak Trump’ın yükselişi ve başkanlığıyla şanslı zamanlamasıyla dikkatleri çekti. Muhtemel bir ödül kabul konuşmasının, çizgi filmin mesajını tekrarlaması bile politik olabilecek.

Birçok u Oscar ödül izleyecisi, en iyi kadın ödülünü Meryl Streep’in kazanmasını ve Meryl Streep – Donald Trump kapışmasının ikinci raunduna dönüşmesini çok istiyor. Efsane kadın oyuncu Altın Küre ödüllerindeki eleştirel konuşmasıyla Trump’ın yaylım ateşine hedef olmuştu. Konuşma cesaretiyle ünlü aktrisin kazanması halinde Trump’a yönelik bir mesaj da neredeyse kesin gibi.

Oscar’ın sunucusunun hafta içi her akşam programında politikacıları şakalarıyla hicveden  komedyenlerden Jimmy Kimmel olması da törene bir başka politik mesaj potansiyeli getiriyor. Kimmel, diğer gece şovu komedyenleri kadar sert şakalar yapan bir komedyen değil. Dolayısıyla, Kimmel’in Trump şakaları yapması çok muhtemel ancak ondan çok sert şaka bekleyenler de hayal kırıklığına uğrayabilir.

Eğer en iyi film müziği ödülü How Far I’ll Go şarkısına giderse, yine bir politik mesaj potansiyeli doğacak. Bu, ‘Moana’ filminin müziği olan şarkıdan çok şarkının arkasındaki isim Lin-Manuel Miranda’dan dolayı. Miranda, Trump’ın seçimi kazanmasından kısa süre sonra yardımcısı Pence’in gittiği ve oyuncuların oyun sonrası ona yönelik konuşması ile Trump’ın Twitter’dan öfkesine hedef olan Broadway müzikali Hamilton’ın yaratıcılarından biri. Miranda her fırsatta Trump’dan hazzetmediğini gösteren bir sanatçı ve şarkısı ödül kazanırsa Oscar sahnesinde de düşüncelerini milyonlarla paylaşmaktan çekinmeyecektir.

Her kategoride zarfı açıklayıp ödül kazananı açıklayacak ünlüler de gecenin potansiyel politik mesajcıları olabilir. Bunlardan biri olan Leonardo DiCaprio geçen yıl ödül kabul konuşmasında küresel ısınma mesajı vermişti. Bugünlerde Trump’ın sık sık öfkesine hedef olan efsane TV komedisi Saturday Night Live’daki skeçlerde Alec Baldwin’in canlandırdığı Trump’a karşı Hillary Clinton’ı canlandıran Kate McKinnon da bu gece ödül açıklayacaklardan biri. Meryl Streep de bir kategoride ödül açıklayacak. Bu da eğer en iyi kadın oyuncu ödülünü kazanmasa bile mesaj vermek için ikinci bir şans olabilir. Normalde ödül açıklayan ünlülerin önünde teleprompter var ve onlardan sadece o yazılı metni okumaları isteniyor. Ancak çok ünlü birinin bu yazılı metne bağlı kalmamasının da bir yaptırımı yok. Özellikle DiCaprio ve Streep de bu potansiyel çok yüksek.

Oscar’da politik mesaj bir ilk olmayacak

Her ne kadar bu akşam daha yüksek bir doz beklentisi hakim olsa da Oscar ödül törenlerinde politik mesajlar yeni bir şey değil. Oscar tarihinin en unutulmaz politik eylemi ise 1973 ödül töreninde yaşandı. En iyi erkek oyuncu ödülünü Godfather filmindeki rolü ile Marlon Brando’nun kazandığı açıklandığında sahneye onun yerine Amerikan Kızılderili lideri Sacheen Littlefeather (Marie Louise Cruz), geleneksel yerli kıyafetiyle çıktı ve Amerikan film endüstrisinin ve televizyon dünyasının, federal ajanların 1973 yılı mayıs ayında Wounded Knee’de Kızılderili aktivistlere uyguladığı şiddete yaklaşımına tepki olarak Brando’nun bu ödülü reddettiğini açıkladı.

1993 yılında Richard Gere, ödül zarfı açarken, Tibet’in bağımsızlığı konusunu gündeme getirmiş ve Çin lideri Deng Xiaoping’e Tibet’teki Çin askerini çekmesi çağrısı yapmıştı.

1999 ödülleri ise Hollywood’un bir iç politik protestosuna sahne oldu. Ömür Boyu Başarı Ödülü Elia Kazan’a verildi. Ancak, Kazan’ın McCharty’nin cadı avının en yoğun dönemi olan 1952 yılında, McCharty’nin Senato komitesinde Hollywood’ta tanıdığı komünistlerin isimlerini ispiyonlamasının üzerinden 47 yıl geçmesine rağmen ödülün verilmesi sırasında birçok ünlü Kazan’ı alkışlamayı reddetti.

2002 Oscar ödül töreni ise tarihte ilk kez bir siyahi kadının en iyi kadın oyuncu ödülünü kazanmasına sahne olurken, ödül sahibi Halle Berry’nin, gözyaşları içinde ‘hep hor görülmüş bütün isimsiz siyahi kadınlar için ödülü’ alması birçok ünlünün ağlamasına neden olmuştu.

2003 Oscar ödül töreni ise en sert politik çıkışlardan birine sahne oldu. En iyi belgesel dalında ödülü kazanan Michael Moore, konuşmasında, o dönemde başlayan Irak Savaşına göndermede bulunarak, ‘’biz kurgu olmayan belgeselleri seviyoruz ama kurgusal bir zamanda yaşıyoruz. Kurgusal bir başkan zamanında yaşıyoruz. Bizi kurgusal gerekçelerle savaşlara sürükleyen bir adam zamanında yaşıyoruz. Biz bu savaşa karşıyız bay Bush. Yazıklar olsun sana bay Bush.’’ diye konuşmuştu.


AMERİKA BÜLTENİ’ni Twitter’dan takip edebilirsiniz.