Skip to content
Menu

Yeni kuşaklar ‘ulusal kimlik’ konusunda yaşlılardan çok farklı düşünüyor

AMERİKA BÜLTENİ (19 Nisan 2017)

Göçmenler nedeniyle ‘ulusal kimlik’ konusunda büyük bir tartışmanın yaşandığı gelişmiş ülkelerde yapılan bir sosyal araştırma, ‘insanları bizden biri yapan ne’ sorusunun yanıtları konusunda, ‘millennials’ denen 2000’ler kuşağı ile daha yaşlı kuşaklar arasında büyük görüş farklılığı olduğunu ortaya çıkardı.

Avrupa Birliği ülkelerinde araştırmaya dahil olan 18-34 yaş grubunun sadece yüzde 23’ü, bu ülkelerde doğmanın ‘ulusal kimliğe’ sahip olmakta önemli olduğuna inandığını belirtti. Washington merkezli Pew Araştırma Merkezinin raporuna göre, AB ortalamasında 50 yaşından büyüklerde ise bu oran yüzde 40’ın biraz üzerinde. Ulusal kimliğin doğumla kazanıldığı konusunda gençlerle yaşlılar arasındaki görüş ayrılığı Avrupa’nın farklı ülkelerinde farklılığa sahip. İngiltere’de gençler ile yaşlılar arasındaki görüş farklılığı yüzde 21 puan iken, İspanya ve Yunanistan’da ise yüzde 16’da.

ABD’de 18-34 yaş grubunda ulusal kimliğin doğumla kazanılacağına inananların oranı yüzde 21 iken yaşlılarda yüzde 40’a çıkıyor bu oran. Bütün ülke nüfusunun ortalama yüzde 32’si ulusal kimlik açısında ABD’de doğmanın önemli olduğuna inanıyor.

Kanada’da ve Avustralya ise ‘ulusal kimlik’ konusunda oldukça liberal bakışa sahip iki ülke. Avustralya’da 18-34 yaş grubunun sadece yüzde 4’ü ulusal kimlikte ülkede doğmuş olmanın önemli olduğuna inanıyor. Kanada’da ise bu oran yüzde 13. Avustralyalı yaşlıların ise sadece yüzde 19’u doğum yerinin ulusal kimlik açısından önemli olduğuna inanıyor. Kanada’da ise bu oran yüzde 28.

Kuşaklar arasında en büyük fark Japonya’da

Genç kuşaklar ile yaşlılar arasındaki görüş farklılığının en derin olduğu ülke ise Japonya. Japonya’da 18-34 yaş grubundaki gençlerin yüzde 29’u Japonya’da doğmuş olmanın ulusal kimlik açısından önemli olduğuna inanırken, yaşlıların yüzde 59’u Japon olmak için Japonya’da doğmuş olmanın gerekli olduğuna inanıyor. Bütün nüfus ortalaması ise bu konuya yaklaşımda yüzde 50 – yüzde 5o bölünmüş durumda.

Adet ve gelenekleri benimsemek gerekir mi?

Kültür konusunda da yaklaşım farklılığı devam ediyor. Yaşlı kuşakların çoğunluğu (yüzde 55) gerçek bir Amerikalı olmak için ABD adet ve geleneklerini yaşamak gerektiğine inanırken genç kuşaklarda bu oran yüzde 28’de kalıyor.

Avustralya, Kanada ve Japonya’da da benzeri 20 puanlık görüş farklılığı var.

Avrupa Birliğinde ise 18-34 yaş grubunun yüzde 37’si ülkenin adet ve geleneklerini benimsemenin ulusal kimliğin parçası olmakta önemli olduğuna inanıyor. 50 yaş ve yukarı kuşakta ise bu oran yüzde 56.

Bu konuda iki kuşak arasındaki en büyük görüş farkları ise İngiltere (24 puan), Fransa (23 puan) ve Yunanistan’da (21 puan).

Dini kimlik ulusal kimlik açısından önemli mi?

Japonya dışında, araştırmanın yapıldığı ülkelerin tamamında Hristiyanlık en yaygın din. Bu ülkelerde yaşlı kuşaklar arasında Hristiyanlık ile ulusal kimlik arasında bağ kuranların oranı daha yüksek.

Yunanistan ve ABD’de görüş farklılığı çok daha belirgin. Yunanistan’da 18-34 yaş grubunun yüzde 39’u Hristiyanlık ile ulusal kimlik arasında bağ olduğuna inanırken 50 yaş üzerinde bu oran yüzde 65’e çıkıyor.

Bir tek Yunanistan’da yaşlıların çoğunluğu gerçek bir Yunan olmak için Hristiyan olmak gerektiğine inanıyor.

ABD’de ise gençlerin yüzde 18’i bu bağa inanırken yaşlı kuşakların yüzde 44’ü Hristiyanlık ile ulusal kimlik arasında güçlü bağ olduğuna inanıyor.

Kanada ve İngiltere’de de bu konudaki kuşaklar arası bakış farklılığı daha açık.

Avustralya, Hollanda, İsveç ve İspanya’da ise Hristiyanlık ile ulusal kimlik arasında bağ kuranların oranı hem gençlerde hem de yaşlılarda oldukça düşük.

AMERİKA BÜLTENİ‘ni Twitter’dan takip edebilirsiniz