Skip to content
Menu

Brezilya’nın yeni devlet başkanı neden küresel endişe kaynağı?

AMERİKA BÜLTENİ (29 Ekim 2018)

Brezilya devlet başkanlığının ikinci turunu Jair Bolsonaro kazandı. Bu seçim sonucu dünyanın da bir bölümünde sempatiye ama çok daha büyük bölümünde endişeye neden oldu.

Peki Brezilya halkının yarısından fazlasının oy verdiği bir politikacının seçim kazanması dünyada neden bu kadar geniş çaplı bir rahatsızlığa neden oldu? 

Brezilya’nın yeni devlet başkanı Jair Bolsonaro, dünyanın dört bir tarafında son dönemde seçimlerle işbaşına gelip ülkelerin hızla demokrasi kültüründen uzaklaştıran, demokrasinin, devlet üzerinde bağımsız yargı denetimi, ifade ve basın özgürlüğü, hesap sorulabilirlik ve özgür protesto gibi olmazsa olmaz bütün ilkelerini yok edip, demokrasiyi sandıkta devlet olanaklarını kullanarak kazandıkları şaibeli seçimlere indirgeyen liderlerle bir çok ortak özelliğe sahip. Bazı söylemleriyle ise onları da çok aşıyor. Bu yönüyle küresel demokraside erozyon dalgasında çok önemli yeni bir boyutu temsil ediyor.

Her şeyden önce, politik söyleminin temelinde ‘din-millet’ hamaseti yer alıyor. Sürekli olarak ‘Brezilya’nın milli kimliğinin çok hayati bir tehdit ile yüzyüze olduğu‘ korkusunu seslendiriyor. Ülkenin bir var olma- yok olma  yol ayırımında olduğunu ifade ediyor. Söylemlerinde ise kastettiği Brezilya ‘milli kimliği’nde ise Brezilya’nın yerli kabilelerine, Afrikalı kölelerin soyundan gelenlere, Ortaoğu kökenlilere, sol muhalefete, kadın eşitliğine inanan kadınlara, eşcinsellere yer olmadığını gösteren çok sayıda işaret var. Kendisi gibi düşünmeyen herkesi ‘yabancı’ görüyor. 

‘Yerliler, beyaz Brezilyalıların haklarına çöken parazitler’

Brezilya’da ‘quilombolas’ denen ve ülkeye geçmiş yüzyıllarda köle tüccarlarınca getirilen kölelerin torunları olan siyahların haklarını savunan siyahlardan, ‘hayvanat bahçesine geri gönderilmeleri gereken hayvanlar’ diye bahsedecekti. Hakeza Brezilya’nın gerçek sahipleri olan yerli kabilelerini, ‘ülkenin en verimli kaynakları üzerine oturan parazitler’ olarak niteliyor. Brezilya devletinin yerli kabilelerin toprak, yaşam ve kültürel haklarını korumak için kurduğu FUNAİ’nin (Ulusal Kızılderili Vakfı), bilinçli olarak ülkenin kaynaklarca en değerli topraklarını Yerli kabilelere ve quilombolas’lara verdiğini ve buralarda yüzyıllardır yaşayan beyazların haklarını çiğnediğini iddia ediyor. Brezilya’daki Haitililer, Afrikalılar ve Ortadoğu kökenlilerin ise ‘dünyanın pislik tabakası’ olduğunu ve bunların sadece askeri yöntemlerden anlayacağını savunuyor. 

‘Beğenmeyen ya ceza evine ya da yurt dışına’

Bolsonaro, kendisine muhalefete hiç bir şekilde tahammülü olmayan bir kişiliğe sahip. Seçimlerden kısa süre önce, devlet başkanı olduğunda ülkenin tarihinde görmediği bir temizlik göreceğini, sol muhaliflerin ya hapse gireceklerini ya da ülkeden defolup gideceklerini söyleyebildi. Devlet başkanlığı seçiminde rakibi olan São Paulo belediye başkanı Haddad’ı hapse atacağı imasında bulundu. Bolsonaro’nun seçim ortağı ve devlet başkan yardımcısı olacak Hamilton Mourão ise, açık açık, eğer seçilirse Bolsonaro’nun ordunun da desteği ile bir tür öz darbe yapabileceğini savundu. 

‘Brezilya Hristiyan ülkesi, gayri Hristiyan politikacı olamaz’

Bolsanoro da yine diğer bir çok populist lider gibi gerçek bir demokrasinin olmazsa olmazı olan ‘laiklik’ ile ciddi sorun yaşıyor. Ona göre Brezilya bir Hristiyan ülkesi. Ve gayrihristiyanlar gerçek Brezilyalı olmadığı için, onlara politikada yer olmaması gerek. Milli dine uymadıkları ve teröristlere kapı açtıkları için İslam ve diğer Afrika dinleri ise tamamen yasaklanmalı. 2017’deki bir konuşmasında ise, ‘’Tanrı herşeyin üzerindedir. Laik devlet diye bir şey olmaz. Devlet Hristiyandır ve azınlıklar da yapabiliyorsa buna göre değişmek zorundadır’’ diye konuşacaktı.

‘İşkenceyi destekliyorum, milletimiz de destekliyor’

Hitler’e ve diğer diktatörlere hayranlığını inkar etmiyor. Ona göre Brezilya’da Nazi partisi özgürce faaliyet gösterebilmeli. Brezilya insan hakları komisyonu toplantısına kendisini Hitler’e benzetecek şekilde giyinerek gelen Neonazi profesör Marco Antônio’yu desteklemekten çekinmeyecekti. Kendisi ve yine kendisi gibi politikacı olan oğulları, gene dayalı bir felsefe olan ve sadece sağlıklı genlere sahip olan ceninlerin yaşamasına izin verilmesi gerektiğine inanan ‘eugenic’ zihniyete sahip olduklarını açıkça ifade ediyorlar.

Brezilya tarihinin en karanlık dönemlerinden birini başlatan 1964 darbesine ‘devrim’, 21 yıllık askeri rejime, Brezilya tarihinin şeref dönemi, juntanın işkenceci ve katil lideri Carlos Brilhante Ustra’ya ise ‘kahraman’ diyor. Ona göre askeri rejimin tek hatası, ‘işkence’yi yeterince kullanmaması oldu. ”Ben işkenceyi destekliyorum, milletimiz de destekliyor” dedi. Seçim döneminde hem kendi çocukları hem de destekçileri üzerinde işkenceci resmi olan ve askeri cunta liderini kast eden ‘Ustra yaşıyor’ yazan tişörtler giydiler. 1998 yılındaki bir konuşmasında binlerce kişiyi öldüren Şili diktatörü Pinochet’nin tek hatasının yeterince insan öldürmemek olduğunu belirtti. Brezilya askeri rejim döneminde kaybettirilen yakınlarını on yıllardır arayanlar hakkında ise, ‘sadece köpekler sağda solda kemik arar’ diye konuşabildi.

Tıpkı Filipinler’in populist lideri Duterte gibi yargısız infaza inanıyor. Suçluların görüldükleri yerde öldürülmesini savunuyor. Halen dünyada en fazla insan öldüren polis gücü olan Brezilya polisinin daha da askeri techizatla donatılarak çok daha büyük şiddet uygulamasını savunuyor.

‘Bu kadın milletvekili, tecavüzümü hak etmeyecek kadar çirkin’

Bolsonaro da Trump gibi üç kez evlendi. İlk iki karısında ikişer oğlu ve son karısından bir kızı var. 2017’deki bir konuşmasında 5 çocuğu olduğunu ilk 4’ünün erkek olduğunu ama beşincisinin zayıf bir zamanına denk geldiği için kız olduğunu söyledi.

Kadınların eşitliği konusunda oldukça farklı bir bakışa sahip olduğunu gösteren çok daha aşırı örnekler var. Örneğin, Brezilya İnsan Hakları eski Bakanı ve milletvekili Maria Do Rosario ile bir polemiğinde, bu milletvekiline tecavüz etmemesinin tek nedeninin onun bunu haketmeyecek kadar çirkin olması olduğunu söyleyebildi. Eşcinselliğin, çocukluğunda yeterince dayak yememenin sonucu oluştuğunu iddia ediyor. Kendi oğullarına ‘gerekli terbiyeyi’ verdiği için onların bir siyah kadınla evlenecekleri veya gay olacakları endişesi yaşamadığını söylüyor. Bir başka konuşmasında ise eşcinselliğin, kadınların çalışmaya başlamasının sonucu arttığını savundu.

‘Amazonları, madenciliğe ve tarıma açacağım’

Bolsonaro’nun kürede endişe kaynağı olma nedenlerinin en başta gelen nedenlerinden biri ise çevreye ve doğaya tamamen rant ve para gözüyle bakması. Çevre konusunda denetim yapan bütün kurumları kapatma ve dünyanın akciğerleri diye nitelendirilen Amazon yağmur ormanlarını tarıma ve madenciliğe açma vaadini gerçekleştirmesinin, küresel iklim değişikliği ile mücadeleye çok büyük bir olumsuz etkiye neden olmasından korkuluyor.

Brezilya ana akım politikasının yolsuzluklar ve yetersizlikler ile çökmesi onun yolunu açtı. Milletvekili olduğu dönemde Meclis Başkanlığına aday olduğunda 513 milletvekilinden sadece 4’ünün oyunu alabilmişti. Ana akım politikaya tepki o kadar büyük ki bu sonuç bile devlet başkanlığı seçiminde Bolsonaro’nun işine yaradı. Büyük çoğunluğu Brezilyalı beyaz erkeklerden oluşan taraftarları da onu, her şeyi dobra bir şekilde açık açık konuşabilen, politik nezaket gösterme ihtiyacı hissetmeyen ‘delikanlı’ biri olduğu için sevdiklerini belirtiyor. 

Öte yandan Bolsonaro, Brezilya’da son 40 yıldır seçilmiş en Amerikancı başkan olarak görülüyor. Donald Trump’a büyük sempatisini ise her fırsatta dile getiriyor. 2017 Ekim ayında Miami’deki Brezilyalılar için düzenlediği seçim mitinginde Amerikan bayrağını selamlayarak, kalabalıkla beraber, ‘ABD, ABD’ sloganları atması Brezilya’da tartışmalara konu olmuştu.   

Brezilya dünyanın dördüncü büyük demokrasisi. Harvard Üniversitesi politik bilim profesörü Steven Levitsky, Bolsonaro’nun son bir yılda yükselişi hakkında 2018 başında görüşleri sorulduğunda, ‘’Küresel demokratik durgunluk dönemine girdiğimiz düşüncesine katılmıyorum’’ demiş ve eklemişti: ‘’Ama eğer Brezilya da demokratik erozyona sürüklenirse, düşüncemi büyük ölçüde değiştiririm’’. 

AMERİKA BÜLTENİ‘ni Twitter‘dan ve Facebook‘tan takip edebilirsiniz