Skip to content
Menu

‘’Amerika sizi kurtarmasaydı Almanca öğrenmeye başlamıştınız’’

AMERİKA BÜLTENİ (14 Kasım 2018)

Pazar günü, yaklaşık 1 milyon Fransız askerinin de öldüğü Birinci Dünya Savaşının sona ermesinin 100’ncü yıldönümüydü. İki gün sonra Salı günü ise Fransa’nın tarihindeki en büyük terör saldırısına çoğu 30 yaş altında 100’den fazla insanı kurban verişinin üçüncü yılıydı. 

Yani doğal olarak, ABD Başkanı Donald Trump için, Fransızları aşağılamak için daha doğru bir zaman olamazdı. 

Trump, Twitter hesabından, ‘’Avrupa’nın kendisini Rusya, Çin ve ABD’ye karşı korumak için kendi ordusunu kurmasını önermiş’’ diye yazdı ve ekledi: 

‘’Ancak Birinci ve İkinci Dünya Savaşında Almanya’ydı. Fransa için sonucu ne olmuştu? ABD gelip kurtarmadan önce Paris’te Almanca öğrenmeye başlamışlardı. NATO borcunuzu ödeyin ya da…’’ 

Trump, bu sözleriyle, Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron’un ‘Avrupa’nın kendi askeri kapasitesini geliştirmesi’ çağrısını eleştirmeye çalışıyordu.

Ancak bir sorun vardı. Macron Europa 1 Radyosuna yaptığı söz konusu açıklamasında, ne Avrupa’nın NATO’nun yerini alacak kendi ordusunu kurmasını savunmuş ne de ABD’nin Avrupa’ya bir tehdit olduğunu iddia etmişti. Avrupa’nın savunmasının sadece ABD’ye dayalı olmasının değişmesi gerektiğini belirtmişti.

Macron, Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarını arttırmalarını ve böylece – Trump’ın uzun süredir savunduğu gibi – NATO’nun yükünü daha fazla eşitçe paylaşmaları gerektiğini savunuyordu. Macron’un tek itirazı ise savunma harcaması yapılırken alınacak silah ve mühimmatın ABD silah ve mühimmatı olması yerine Avrupa’nın kendi üreteceği silah ve mühimmat ve kendi ordu personeli olmasıydı. 

Macron, sözlerine açıklık getirmek için CNN’den Fareed Zakaria’ya yaptığı açıklamada ise şöyle konuşacaktı: 

‘’Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarını, sırf daha fazla Amerikan silahı almak ve Amerikan silah endüstrisinin diğer materyallerini satın almak için artırmalarını istemiyorum. Eğer savunma bütçelerimizi yükselteceksek bunu, kendi otonomimizi inşa ve böylece gerçek bir egemen güç olabilmek için yapmamız gerektiğine inanıyorum’’. 

Trump’ın Fransa’ya öfkesinin asıl nedeni

Amerikan medyasında şimdi Trump’ın, ‘ABD’nin tehdit gibi görüldüğü’ şeklinde tamamen uydurma bir iddia içeren bu ‘trolvari’ Tweet’inin sadece iki açıklaması olabileceği yorumu yapılıyor:  

Ya Trump’ın, Macron’un gerçekte ne dediğinden veya sonraki kastını berraklaştıran açıklamasından haberi yok. Ya da ‘Savunma harcamalarınızı artırarak NATO’ya sorumluluğunuzu yüklenin’ çağrısı yaparken asıl kastettiği şey, Avrupa’nın NATO’nun yükünün paylaşması değil, ‘ABD silah endüstrisinden silah alması’.  Nitekim, silah endüstrisinin büyük desteğine sahip olan Trump daha önce bir çok kez, dış politikada en büyük önceliklerinden birinin Amerikan silah satışını maksimize etmek olduğunu söylemişti. 

Trump’ın Fransa’nın ‘savunma’ konusundaki açıklamalarına duyarlılığın sırrı da burada. Nitekim, Politico gazetesinin de dikkat çektiği gibi, Fransa’nın Avrupa’nın en büyük silah ve askeri malzeme üreticisi.

Trump daha sonraki Tweet’in de de, önce Fransa’nın, ABD’den şarap alımında gümrük vergisi uygulayıp Amerika’ya satışta Fransız şarabına gümrük vergisinin o kadar yüksek olmamasından yakındı. 

Ardından ise Emmanuel Macron’a şu anda kamuoyu desteğinin yüzde 26 gibi bir düşük oranda olduğuna dikkat çekerek, Fransızların milliyetçi ve gururlu insanlar olduğunu belirterek onlardan Macron’a karşı, ‘Fransa’yı yeniden muhteşem yapmalarını’ istedi. 

Trump’ın, Fransa’nın silahlarını kendi silah endüstrisi yerine ABD’den alması veya kendi şaraplarını yurt dışına daha ucuza satmasını, Fransa’yı yeniden muhteşem yapacak Fransız milliyetçiliğinin gerekleri olarak nitelemesi ise sosyal medyada alay konusu oldu. 

Vanity Fair’den İsabel Thompson’a göre de, gerginliğin arkasındaki iki önemli sebepten biri Avrupa’nın Amerikan silah endüstrisi yerine kendi silah endüstrisinden alım yapması konusunun gündeme gelmesi. Avrupa, ABD silah endüstrisinin açık ara en büyük pazarı konumunda. Amerikan silah endüstrisinin sadece 2018 yılı içinde Avrupa’ya silah satışı 34 milyar doları aşmış durumda. En yakın takipçi pazar ise 22 milyar dolar ile Ortadoğu. 

Thompson’a gör diğer gerginlik sebebi ise Macron ve Trump arasında hamasete, popülizme ve milliyetçiliğe bakış farklılığı.

Trump, milliyetçiliği her fırsatta överken, Macron son olarak Pazar günü, milliyetçiliği, ‘vatanseverliğin tam zıddı’ bir eğilim olarak niteledi.  

”İnsanların milli kimliklerinin yok olduğu bir küreselleşmeye tabii ki inanmıyorum. Fransızlarla Almanlar arasında doğal olarak tabii ki farklar var. Ama ben milliyetçi değilim. Milliyetçilik bence vatansever olmanın tam zıddı. Elbette ki kendi insanımıza inanıyorum. Ama diğer kimlikleri tehdit görmüyorum. İşbirliğine ve birlikte çalışmaya inanıyorum. Bunun herkese faydası olacağına inanıyorum. Milliyetçilik ise her zaman her şeye sadece kendi kazancı açısından tek taraflı bakar.” 

AMERİKA BÜLTENİ‘ni Twitter‘dan ve Facebook‘tan takip edebilirsiniz