Skip to content
Menu

İran nasıl koronavirüs salgınının en ölümcül ülkesi oldu?

AMERİKA BÜLTENİ (29 Şubat 2020)

İran Sağlık Bakan Yardımcısı Iraj Harirci, Pazartesi günkü basın toplantısında, ‘İslam Cumhuriyeti, koronavirüs salgınını nerdeyse kontrol altına almıştır’ diye ilan ettiğinde soluk yüzü ve terlemesiyle dikkat çekmişti. Harirci, aynı toplantıda bir milletvekilinin covid-19’dan ölenlerin sayısı halihazırda 50’yi buldu açıklamasını da kesin bir dille ret edecekti. ‘’Bu sayının çeyreği veya yarısı kadar insan bile ölmüşse istifa edeceğim’’. Ona göre Pazartesi günü itibarı ile İran’da sadece 61 kesinleşmiş vaka ve 12 ölüm vardı. 

Sadece birkaç gün sonra, 83 milyon nüfuslu İslam Cumhuriyetinin koronavirüs salgınının dünyadaki en önemli merkezlerinden birine dönüştüğü ve yine koronavirüs’e yakalananların dünyadaki en yüksek ölüm oranına sahip olduğu ortaya çıktı. 

Robin Wright’ın NewYorker dergisinde yayınlanan analizine göre, İran’ın resmi açıklamalarına göre bile ölüm oranı günlük yüzde8 ile yüzde 18 arasında dalgalanıyor. Koronavirüsünden ölüm oranı, çoğu ölümün yüzbinlerce kişinin akın ettiği hastanelerdeki yetersizliğin rol oynadığı Wuhan’dan kaynaklandığı Çin’de bile yüzde 3 civarında. Koronavirüs vakalarının çok sayıda görüldüğü diğer ülkelerde ise genellikle ölüm oranı yüzde 1’in altında.  

Bu da, İran İslam Cumhuriyetinin, gerçek vaka sayısını ve ülkedeki koronavirüs salgını boyutunu İran halkından ve dünyadan gizlediği iddiasını güçlendiriyor. Koronavirüs salgını ülkedeki üst düzey devlet görevlilerine bile ulaşmış durumda. Nitekim Perşembe günü Devlet Başkan yardımcısı Masuma Ebtekar da koronavirüse yakalandığını açıkladı. Ebtekar, koronavirüs taşıdığını öğrenmeden bir gün önce devlet başkanı Hasan Ruhani başkanlığındaki bakanlar kurulu toplantısına da katılmıştı. Şu ana kadar iki parlamento üyesi, Tahran’da bir belediye başkanı ve bir dönem ülkenin Vatikan büyükelçisi de olan bir dini lider de koronavirüs taşıdığı kamuoyna yansıyan kamu yetkilileri arasında. Milletvekillerinden biri Mahmud Sadeghi Salı günü attığı Twette, ‘’Bunu bu dünyada hayatta kalacağım konusunda çok az umudumun kaldığı şartlarda yazıyorum’’ diye yazdı. 81 yaşındaki eski Vatikan büyükelçisi Perşembe günü yaşamını yitirdi. Ülkenin kadın milli futbol takımının 22 yaşındaki futbolcusu Elham Şeyhi’nin de koronavirüs’ten dolayı öldüğü gün. 

Cuma gün açıklanan son resmi rakamlara göre İran’da sadece 388 ispatlanmış vaka, 34 ölü var. Ancak bir çok küresel uzmana göre bu da gerçek rakamlardan oldukça düşük. Pazartesi günü Kanadalı altı salgın hastalık uzmanının yayınladığı rapor, İran’da şu anda en az 18 bin 300 civarında koronavirüs vakası olduğunu savunuyor. Bu rakamın yüzde 95 olasılıkla doğru olduğunu savunan tıp uzmanlarının matematik modeli, İran’ın açıkladığı resmi ölüm rakamlarına, hastalığın dünyadaki ölüm oranına, hastalığın İran’a yolculuk güzergahına, Çin ile uçuş trafiğine ve seyahat sıklıklarına dayanıyor. Raporda, ‘’sadece hava trafiği istatistikleri ile, İran’ın oldukça ciddi oranda bir koronavirüs vakası yaşamakta olduğu söylenebilir’’ denildi. 

İran’ın Kum kentinde iki İranlının koronavirüsten dolayı öldüğünü açıkladığı 19 Şubat günü, ülkede koronavirüs vakaları olduğunu da ilk kez açıkladığı gün oldu. Bu ilk resmi açıklamada, hastalığı kente getirenin, koronavirüs salgının başladığı Çin’in Wuhan kentine Ocak ayında seyahat etmiş İranlı bir tüccar olduğu kaydedildi. Yani, İran’daki salgının resmi açıklamadan 3-6 hafta önce başladığı tahmin ediliyor. Bu da, bilinmeyen vakalar bir yana, sadece ölen iki İranlının bile haftalarca, hastalığı başkalarına da bulaştırdığını gösteriyor. Nitekim ilk resmi açıklamadan sadece 8 gün sonra hastalık ülkenin 31 idari bölgesinden 24’ünde resmen görünür oldu.

Koronavirüs salgını görülen ülkelerde halkın kalabalık halde bulunacağı bütün etkinlikler iptal edilirken, Kum kentinin dini lideri Muhammed Sadi, ‘’burası insanların maddi manevi şifaya kavuştuğu yer’’ diyerek herkesi Kum’daki dini türbeleri ziyarete devam etmeye çağırdı. Azerbaycan, Afganistan, Bahreyn, Kanada, Gürcistan, Kanada, Irak, Kuveyt, Lübnan, Umman, Pakistan ve Birleşik Arap Emirliklerinde görülen koronavirüs vakalarının, İran’ın Kum kenti ziyaretçileri olduğu ortaya çıktı. 

İranlı yetkililerin 19 Şubat’tan çok önce koronavirüs salgınından haberdar oldukları halde gizlediklerini gösteren işaretler de güçlü. Örtbasın en önemli nedeninin ise rejimin politik hesapları olduğu tahmin ediliyor. 11 Şubat günü İran İslam Devriminin yıldönümüydü ve rejim, kentlerdeki kitlesel mitinglere katılımın düşmesini istemiyordu. Yine, 21 Şubat’taki Parlamento seçimlerine katılımın da az olmaması hedefti. Ancak iki ölüm, seçimden iki gün önce koronavirüs salgınını kamuoyunun da dikkatine getirdi. Seçime katılım oranı yüzde 43 ile 1979 devriminden beri en düşük düzeyde oldu. 

İran Sağlık Bakanı Said Namaki, dün yaptığı açıklamada, ‘’Daha zor haftamız önümüzde. Büyük olasılıkla gelecek hafta ve sonrasındaki günlerde hastalığın pik yapmasına tanık olacağız’’ diye konuştu.  

İran’dan son günlerde yansıyan en dramatik videolardan biri ise, resmi basın toplantısında ‘herşey kontrol altında’ dedikten sonra kendisinin de virüse yakalandığını öğrenen Sağlık Bakan Yardımcısı Harirci’nin karantina odasından paylaştığı ve bu kez resmi yalanlar yerine samimiyeti tercih ettiği video oldu: 

‘’Bütün kalbimle söylüyorum, herkes kendine mukayyet olsun. Bu çok demokratik bir virüs. Zengin fakir, devlet yetkilisi sıradan vatandaş ayırımı yapmıyor. Çok ciddi sayıda insanı etkileyebilir’’

AMERİKA BÜLTENİ‘ni Twitter‘dan ve Facebook‘tan takip edebilirsiniz