Skip to content
Menu

Basın özgürlüğünün dönemeçlerinden biri: Falwell v. Hustler Davası

AMERİKA BÜLTENİ (24 Şubat 2021)

Acımasız mizahı ve keskin politik dosyalarının yanı sıra çoğunlukla cinsellik ve çıplaklık içeren Hustler dergisinin 1983 yılı Kasım sayısında yayınlanan sayısında, ABD’de muhafazakar Hristiyan kesimlerin önde gelen kanaat önderlerinden Evanjelik Televizyon Vaizi Jerry Falwell ile ilgili satirik bir yazıya da yer verdi. Mizah ve uydurma olduğu açık yazıda Falwell’ın ağzından hayatındaki ilk cinsel ilişkisi anlatılıyordu. Ve bu ensest bir ilişkiydi. Yazı, o günlerde ABD televizyonlarında çokça popüler olan İtalyan Campari içkisinin, ünlülerinden ağzından ‘ilk seferlerini’ anlattıkları reklamlarının bir taklidiydi. Tabii ki gerçek reklamda, herkesin aklına ünlülerin önce hayatlarındaki ilk cinsel ilişkiyi anlattıkları intibaı uyansa da aslında hayatlarında ilk kez Campari içtikleri anın öyküsünü anlattıkları, reklamın sonunda anlaşılıyordu. 

Hustler’ın yazısının altında da, ciddi sanabilecek okurlara karşı, ‘bu bir parodi yazısıdır, ciddiye almayın’ uyarısı vardı. Din adamı ve politik yorumcu Jerry Falwell, Hustler dergisini, ruh halinde ağır tahribat oluşturma, şahsiyetini tahkir ve mahremiyetini ihlalden tazminat talebiyle mahkemeye verdi. Jürinin Falwell’ı haklı bulması üzerinde Hustler dergisi 150 bin dolar tazminat cezası ödemeye mahkum edildi. 

Ancak derginin yayıncısı Larry Flynt pes etmedi. ABD Yüksek Mahkemesinin, kamu yetkililerinin medyaya, ‘’basın yayın yoluyla hakaret davası’’ açmasını nerdeyse imkansız hale getiren ‘’New York Times Company v. Sullivan’’ içtihadının ünlülere yönelik haberleri de kapsadını savunarak davayı temyiz etti. Temyiz Mahkemesi olan Federal Dördüncü Bölge Mahkemesi de Virginia mahkemesinin kararını yerinde bulunca, Flynt, Yüksek Mahkeme’ye başvurdu. ABD Yüksek Mahkemesi davayı gündemine almayı kabul etti. 

ABD Yüksek Mahkemesi, 24 Şubat 1988 günü oybirliği ile aldığı kararda, Hustler Dergisindeki yazının, ‘bütün tatsız ve kalitesiz espri anlayışına rağmen’, Amerikan Anayasasının Birinci ek maddesinin (First Amendment) koruması altında olduğuna hükmetti ve cezalandırılamayacağını kararlaştırdı. Mahkeme böylece, 1964 yılında, ABD başkanı ve diğer kamu yetkililerine yönelik yayın yoluyla her türlü hiciv, aşağılama, dedikodu yayını serbestleştiren içtihadını, kamu görevlisi olmayan ünlülere de genişletti. Mahkemenin kararındaki en çarpıcı tespitlerden biri rencide etmeden hiciv ve karikatürleştirmenin yapılamayacağı vurgusuydu. Mahkeme ayrıca, mutlak basın özgürlüğünü korumanın, arada bir yayınlanacak yalan içeriklere karşı koruma getirmekten daha öncelikli olduğu savunuldu. Sadece saygın içeriklerin ifade özgürlüğünden yararlanacağı yönünde bir kapı açmanın, nihayetinde ifade özgürlüğünün sonunu getireceğinin altı çizildi.

1996 yılında Woody Harrelson  ve Edward Norton’un başrollerini oynadığı ve iki dalda Oscar adayı olan ‘’The People vs. Larry Flynt’’ filmine de konu olan dava, ABD’de ifade ve basın özgürlüğünün önemli kilometre taşlarından biri olarak görülüyor. 

Davanın en ilginç sonuçlarından biri ise Hustler’ın yayıncısı Larry Flynt ile Vaiz Jerry Falwell’ın buluşması oldu. Felsefe tartışmalarını sürdüren ikili birlikte ABD’deki birçok üniversitede ifade özgürlüğü ve ahlak konulu münazaralara katıldı. Bu münazaralar sonunda arkadaş oldular. Falwell’ın 2007’de ölümünden sonra Flynt, Los Angeles Times gazetesine yazdığı ‘’Porno Kralı ve Vaiz’’ başlıklı veda yazısında, ‘’Davanın en önemli sonucu hiç beklemediğim bir sonuçtu: Arkadaş olduk’’ diye yazacaktı.  

Larry Flynt de, iki hafta önce, 10 Şubat 2021 günü yaşamını yitirdi. 

AMERİKA BÜLTENİ‘ni Twitter‘dan ve Facebook‘tan takip edebilirsiniz