Skip to content
Menu

ABD’deki kürtaj tartışmasını anlama klavuzu

CEMAL TUNCDEMİR 

23 Ocak 2012

Bu hafta, Roe v. Wade olarak bilinen ünlü davayla ilgili Yüksek Mahkeme’nin oluşturduğu içtihadın 39’uncu yıldönümü. Üzerinden 39 yıl geçse de, ne ‘Roe v. Wade’ davası ne de kürtaj gündemden düştü… Aksine her geçen gün daha da keskin bir politik fay hattına dönüşüyor. Tutucular, Yüksek Mahkeme’de 1973 tarihli Roe v. Wade içtihadını bozacak çoğunluğu oluşturacak bir ABD başkanı arayışında. Amerikan kamuoyu ‘’pro-life’’ ve ‘’pro-choice’’ olmak üzere iki kampa bölünmüş durumda. Peki, Roe v. Wade nedir? Kürtaj nasıl bu kadar politize bir konuya dönüştü?

 

İşte ABD’deki kürtaj tartışmasını anlama klavuzu:

Roe v. Wade nedir?

Herşey Norma McCorvey adlı Texaslı bir kadının 1969 yılında hamile olduğunu öğrenmesiyle başladı. Dallas’ta bir arkadaşı, ‘gidip tecavüze uğradığını ve bu nedenle çocuğu aldırmak istediğini’ söylemesini tavsiye etti. Çünkü o günlerde Teksas’ta sadece tecavüz ve ensest mağdurları için kürtaja izin vardı.

Norma McCorvey, ya da davaya adını veren takma ismiyle Jane Roe, kürtaj tartışmasının merkezindeki isim.

Ancak tecavüze uğradığına dair polis delili olmadığı gerekçesiyle başarılı olamadı. Bunun üzerine 3 yıl sürecek dava süreci başladı. McCorvey bu sırada çocuğunu doğurdu ve bu çocuk evlatlık verildi. Dava ABD Yüksek Mahkemesine gidince medya ilgisi üts düzeye çıktı. Medyada yer almak istemeyn McCorvey dava boyunca Jane Roe mahlas ismini kullandı. Davalı ise Teksas eyaletini temsilen Dallas bölge savcısı Henry Wade idi. Bu nedenle dava Roe v. Wade (Roe, Wade’e karşı) davası olarak anılıyor. Bu davanın kahramanı Norma ile ilgili en ilginç yön ise, sonraki yıllarda ‘pro-life’ saflara geçmesi ve kürtaj karşıtı mücadelenin en aktif isimlerinden biri olması.

Yüksek Mahkeme ne karar verdi?

Mahkeme kararını 22 Ocak 1973 günü açıkladı. İki oya karşı 7 Yüksek Mahkeme üyesi Roe lehine oy kullandı ve kürtajın anne adayı ile doktor arasındaki mahrem bir konu olduğuna karar verdi. Ve ilk defa kürtaja federal bir yasal zırh oluştu.

‘’Personhood’’, ‘’conception’’ ve ‘’fertilization’’ nedir?

Bu kavramlar kürtaj tartışmasının hukuksal zeminindeki tartışmalara temel oluşturuyor. Anne karnındaki bebek ne zaman ‘kişi’ haline gelmiş olur? Kürtaj karşıtları, bebeğin, döllemenin gerçekleştiği anda ‘Kişi’ haline geldiğini savunuyor. Dolayısıyla hayatı da anayasal koruma altında. Bu hayata kastetmek anayasaya aykırı. Ancak mahkeme çoğunluğu cenin’in ABD Anayasasının 14’ncü maddesinde öngörülen kişi hüviyetine henüz kavuşmamış olduğu görüşüne yakın durdu. Roe v. Wade davası ile ilgili en büyük eleştiri, mahkemenin bu sorunsala net bir çözüm getirmemesine yönelik.

‘’Pro-life’’ ve ‘’pro-choice’’ nedir?

Bu iki kavram da kürtaj tartışmasının politik zeminine temel oluşturuyor. Kamuoyu kürtaj karşıtları ve kürtaj yanlıları diye ayrılmış değil. Kürtajı savunan pek kimse yok. Ancak kendilerine ‘pro-choice (tercih yanlısı)’ diyen çevreler, kürtajın mahrem ve kişisel bir konu olduğunu ve bu konuda son kararın annenin tercihi olacağını savunuyor. Doğal olarak ‘anne’ adayına odaklanmış bir bakışa sahipler.

Kendilerine ‘’pro-life (yaşam yanlısı)’’ diyenler ise bebeğin dölleme ile ‘insan’ hüviyetini kazandığını ve yaşamını korumanın bir yükümlülük olduğunu savunuyor. Dolayısıyla, anneden ve annenin koşullarından çok ‘bebeğe’ odaklanmış bir bakışa sahipler.

March for Life nedir?

Her yıl ‘pro-life’ Amerikalılar, Roe v. Wade davasının yıldönümünde, Washington DC’deki Constitution Avenue üzerinde caddenin sonundaki Yüksek Mahkeme binasına kadar yürüyerek 39 yıl önceki içtihadı protesto ediyor. Bu gelenekselleşmiş protesto yürüyüşüne March for Life deniyor.

Neden Cumhuriyetçi – Demokrat kamplaşması var?

Yüksek Mahkeme, kürtaj içtihadını oluşturduğunda ABD Başkanı Richard Nixon’du. Ancak Nixon, bu konudaki görüşünü kamuoyu ile açıkça paylaşmadı. Sonradan ortaya çıkan ses kayıtları, Nixon’un, ‘’Bazen de kürtaj gerekli. Özellikle siyah – beyaz beraberliklerinde ve tecavüzle oluşan hamileliklerde’’ dediği ortaya çıktı. O günden beri, Cumhuriyetçi başkanlar Gerard Ford, Ronald Reagan, George H. Bush ve George W. Bush ‘pro-life’ pozisyonda oldu. Jimmy Carter, Bill Clinton ve Barack Obama ise ‘pro-choice’ pozisyonları savundu.

Planned Parenthood nedir?

Tam adı Planned Parenthood Federation of America (PPFA) olan organizasyonun politikada ve medyada kullanılan genel kısaltması. Amerika Aile Planlaması Federasyonu, ABD’de anne ve bebeklerine, ya da kürtaj ve diğer konularda hamile kadınlara tıbbi destke sağlayan onları eğiten kar amacı gütmeyen bir organizasyon. Ancak, bunun yanı sıra, göğüs ve prostat kanseri gibi hastalıklarla mücadelede de birçok yoksul Amerikalının tek dayanağı.

‘Pro-choice’ lobisinin ve ‘seks eğitimi’ lobisinin en güçlü müttefiki olduğu için kürtaj tartışmalarının tam merkezinde yer alıyor. Kökeni Margaret Sanger adlı bir kadının 1916 yılında Brooklyn’de ABD’nin ilk kürtaj kliniğini açmasına kadar gidiyor. Sanger, 1921 yılında America Birth Control League’i kurdu ve bu oluşum da daha sonra PPFA’nın en önemli kurucu unsuru oldu. ABD’nin 50 eyaletinde PPFA’ya ait 820 sağlık merkezi ve hastane var. PPFA’nın 1970 yılından beri federal bütçeden fon alması, bugün muhafazakarların en büyük itirazlarından biri. Ancak yasalara göre, PPFA, federal bütçeden aldığı fonu hiçbir şekilde ‘Kürtaj’ harcamalarında kullanamaz. Ancak, bazı muhafazakarlar bu organizasyonun bulduğu bazı yasal açıklarla federal parayı kürtajda kullandığını savunuyor. Obama’nın sağlık sigortası reformuna en büyük itirazlardan biri de kürtajın dab u şekilde devlet desteği altına alındığı iddiasına dayanıyor. Tepkilerin büyümesinden sonra Kongre, Planned Parenthood’a ayırdığı fonda ciddi indirime gitti. Ancak ‘Planned Parenthood’un, Bill & Melinda Gates Foundation, Buffett Foundation, Ford Foundation, Turner Foundation, Cullmans gibi ciddi bağışçı destekçileri de var.

Casey v. Planned Parenthood nedir?

ABD Yüksek Mahkemesinin 1992 yılında Planned Parenthood ile Pensylvania valisi Robert Casey arasındaki davada verdiği içtihadın yasal adı. Pennsylvania’da kabul edilen yasada, kürtaj başvurusunda bulunan anne adayının, 24 saat beklemek zorunda olacağı ve bu sürede kararı hakkında yasal olarak bilgilendirilmesi öngörülüyordu. Yüksek Mahkeme, 1992 yılında aldığı karar ile 1973 tarihli Roe v. Wade’in altını çizdi ve eyaletlerin kürtajı, hamileliğin ilk haftalarında yasaklayan ya da zorlaştıran yasa çıkaramayacağına hükmetti. Sadece, gebeliğin ilerleyen aşamalarında anne ve bebeği korumak için düzenlemeler yapılabileceğini hükme bağladı. Yani, eyaletler, hamileliğin ortalama 22 – 24 haftalık süresine kadar kürtajı yasaklayamaz.