Skip to content
Menu

ANALİZ / Kıyamete giden yol

Wall Street Journal’da editörlük, ABD hazine bakanlığında müsteşarlık yapmış olan Paul Craig Roberts’ Counterpunch‘ta yer alan “Kıyamet’e giden yol” adlı makalesinde “2011 yıl süresince ekonomik iyileşme umutları ortadan kalkınca, savaş ihtiyacı daha kaçınılmaz hale geldiğini” ileri sürerek ABD ekonomisi ve Ortadoğu’da yaşananlarla ilgili çarpıcı açıklamalarda ve iddialarda bulunuyor.

Makalenin tamamı;

Kıyamet’e giden yol  21. yüzyılın ikinci on yılı başlarken, ABD ekonomisi Aralık 2007’de başlayan ‘Büyük Ekonomik Durgunluk”un yaralarını saramadı.

‘ABD MERKEZ BANKASI ABD BANKALARINA VE YABANCI BANKALARA TOPLAMI 16.1 TRİLYON DOLAR TUTAN ÖRTÜLÜ KREDİLER SAĞLADI’

Ülke tarihinin en büyük mali ve parasal teşviğine karşın ekonomi düzelmedi; 700 milyar dolarlık banka kurtarma paketi, 700 milyar dolarlık bir teşvik programı, bir kaç trilyon dolarlık “parasal genişleme”. Bu, borcun parasallaştırılması ya da devletin harcamalarını finanse etmek için para basmak demek. Buna ilave olarak, ABD merkez bankası finansal sistemin borcunu ödeyebilmesini ve işlevselliğinin yok olmamasını sağlamak için sorunlu ipotek teminatlı borç senetlerini ve türevlerini satın aldığından merkez bankasının bilançosu trilyon dolara ulaşacak şekilde genişletilmişti. Senatör Bernie Sanders’in yayınladığı ‘Devlet Mali Sorumluluk Bürosu’nun Merkez Bankası İncelemesine’ göre, ABD merkez bankası ABD ve yabancı bankalara toplamı 16.1 trilyon dolar tutan gizli kredi sağladı. Bu miktar ABD’nin gayri safhi yurtiçi hasılası’nın(GSYİH) toplamından daha büyük bir yekün tutuyor.  Muazzam mali ve parasal teşvike rağmen, ekonomi canlanmadı.

2011’DE ABD DEVLETİ HARCAMALARININ YÜZDE 43’ÜNÜ YA BORÇLANARAK VEYAHUT MERKEZ BANKASININ BASTIĞI PARA İLE KARŞILIYOR

2011’de devletin yıllık harcaması içindeki mali açık bütçenin yüzde 43 idi. Diğer bir deyişle, 2011 mali yılı esnasında devlet harcamalarının yüzde 43’ü ABD hükümetinin aldığı borç ya da merkez bankasının bastığı para ile karşılandı. Daha önceden görülmemiş mali ve parasal teşvike rağmen, ekonomi toparlanmadı.

SÜBVANSİYONLAR GEÇİCİ YARDIM SAĞLADI, SÜRELERİ DOLUNCA EKONOMİNİN YAŞAM DESTEK ÜNİTESİNİN FİŞİ ÇEKİLMİŞ OLDU

21. yüzyılın ilk on yılının sonunda, ekonominin düşüşü, devletin otomobil ve ev alımlarına yönelik sübvansiyonları ile geçici bir süre durduruldu.8bin dolarlık ev sübvansiyonu yeni evlilerin ev satın almalarına yardımcı oldu çünkü bu sübvansiyon sıkıntıdaki konut piyasasında depozitonun büyük bir yekünü tutuyordu. Araba alımı için sağlanan sübvansiyonlar ise geleceğe yönelik talepleri bugüne taşıdı. Sübvansiyonların süresi dolunca, ekonominin yaşam destek ünitesinin fişi çekildi.

iSTİHDAM İSTATİSTİKLERİ GERÇEĞİ GÖSTERMİYOR

İşsizliğin istatistiksel olarak raporlanmasındaki sorunlar, enflasyon ve GSYİH ekonomideki kötü gidişatı gizledi. Yıl süresince verileri yumuşatmak amacıyla kullanılan mevsimsel ayarlamalar uzun resesyonlar için tasarlanmadı.  ABD İşgücü İstatistikleri Bürosu’nun kullandığı,yeni şirketlerin yarattığı kayıt altına alınmamış istihdamı ve iş hayatından çekilmiş şirketlerin kayıplarını tahmin etmekte kullanılan  “doğum-ölüm modeli” de uzun ekonomik durgunluk dönemi için tasarlanmamıştı. “Doğum- ölüm modeli” büyüyen ekonomiler için tasarlandı ve sıkıntılı dönemlerde yaratılan yeni istihdamı olduğundan yüksek gösteriyor.

TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ ENFLASYON’U OLDUĞUNDAN DÜŞÜK GÖSTERİYOR

Tüketici fiyatı endeksinde kullanılan “ikame etkisi” tüketicilerin fiyatı artan ürünler yerine daha ucuz yiyecekleri ikame ettiğini varsayarak enflasyonu olduğundan düşük gösterdi. Örneğin New York ‘strip’ bifteğinin fiyatı arttığında, bu tüketici fiyatı endeksinde gösterilmiyor, çünkü insanların onun yerine daha ucuz olan ’round’ biftek gibi ürünlere yöneldiği varsayılıyor.

ÇEKİRDEK ENFLASYON PEMBE TABLO ÇİZMEK İÇİN KULLANILIYOR

Yaygın olarak kullanılan “çekirdek enflasyon” yiyecek ya da enerjiyi içermiyor. Çekirdek enflasyon ekonomik görünüşe iyimser bir bakış açısıyla bakmak isteyenler için kullanışlı bir ölçü. Hükümet enflasyonu düşük göstererek gerçek GSYH’deki artışı olduğundan daha fazla gösterebilir. Böylece sahte hoş bir ekonomik görünüm yaratılır. Benzer şekilde, devlet U.3 olarak bilinen istihdam ölçüsünü kullanarak istihdamı olduğundan daha büyük gösteriyor.

HÜKÜMET ÖNE ÇIKARILAN İŞSİZLİK ORANLARININ KANDIRMACA OLDUĞUNU BİLİR

Medya ve ekonomi,finans basını tarafından vurgulanan ve “manşetlere çıkan” işssizlik oranı haziran 2011’de yüzde 9.2. Fakat bu oran caydırılmış işçileri kapsamıyor. Caydırılmış işçi iş olmadığından iş bakmayı bırakmış olan kişidir. Caydırılmış işçi işgücü içinde değerlendirilmez ve U.3 işsizlik verilerinin hesaplamasına katılmaz. Hükümet bunun kandırmaca olduğunu bilir ve işsizliği ölçmek için kısa dönem caydırılmış işçileri hesaba katan U.6 işssizlik ölçüsünü kullanır. Bu ölçü, nadiren medya tarafından yayınlanır, haziran’da buna göre oran yüzde 16.2 idi.

ABD’DE İŞSİZLİK ORANI ASLINDA YÜZDE 22.7, YÜZDE 9.2 İSE KANDIRMACA

İstatistikçi John Williams ayrıca uzun dönemli caydırılmış işçileri, 1980’de resmen yapıldığı şekilde hesaplamayı sürdürüyor. Haziran 2011’de buna göre ABD’nin İşsizliğini tam gösteren bu oran yüzde 22.7. Diğer bir deyişle, 2011’de  ABD işgücünün beşte biri  ila dörtte biri arası işsiz.

ABD EŞ ZAMANLI ÜÇ EKONOMİK KRİZ İLE KARŞILAŞTI: ABD’Lİ ŞİRKETLERİN ÜLKE DIŞINDA ÜRETİM YAPMASI, KONUT BALONU VE DEVLET BORÇLARI

2011 ilerledikçe, ABD eş zamanlı üç ekonomik kriz ile karşılaştı. Biri, kendi şirketlerinin ürünlerini ABD piyasası için dışarıda üretmesi sonucu ABD istihdamında, milli gelirde, tüketici gelirlerinde ve vergi matrahındaki düşüşle birlikte ortaya çıktı. ABD şirketleri, ürünlerini ülke içinde üretmek ve iş ve varlık sağlayarak Amerikalıların ihtiyaçlarını karşılamak, yerel birimleri vergi gelirleri ile desteklemek yerine, Çin, Hindistan ve Endonezya gibi ülkelerin ihtiyaçlarını milli gelirlerine, istihdamlarına, tüketici gelirlerlerine ve vergi matrahlarına destek vererek karşıladı. Bu durum ekonomik teşvikin ABD ekonomisini yeniden canlandırmayı başaramadığı anlamına geliyor, çünkü Amerikalılar dışarıya çıkan taşeronlarını geri getiremiyor.  Diğer bir kriz ise (finansal sistemdeki) düzensizlik, sahtekarlık ve açgözlülük ile birlikte ortaya çıktı. Konut ipoteklerinin menkul kıymetlendirilmesi hisse senedi ihraç eden kuruluşların borç alanın kredibilitesini anlamaya yönelik herhangi bir dürtüsü olmadığı anlamına geliyor, çünkü bu kuruluşlar konut ipoteklerini onları diğerleri ile birleştiren ve yatırımcılara satan üçünçü şahıslara sattı.   İpotek ücret için basıldığında, daha fazla ipotek basılması, ücrete dayalı daha fazla gelir elde etmek demek. Daha fazla ücret geliri elde etmek için, hisse senedi ihraç eden bazı kuruluşlar borç alanların kredi raporlarını olduğundan daha iyi gösterdiler. Konut piyasası ciddi yükselişe geçtiğinde, pek çok insan mülklerin ikinci el satışından para kazanmak için ipotek aldı. Konut fiyatlarının hızla artmasıyla, depozito ve kredibilite geçmişin kaygılarına dönüştü. Finansal kriz yatırım bankalarının sermaye yükümlülüklerini yerine getirmeme ustalığı ile birlikte daha kötü hale geldi, böylece kendi öz kaynaklarını borçlanarak güçlendirdiler. Balon patladığında, derme çatma bu yapı çöktü.  Ekonomik Armegedon  Üçüncü kriz 1.5 trilyon dolarlık yıllık devlet bütçe açıkları oldu. Bu açık, merkez bankası yeni hazine borç kağıtları almadan finanse edilemeyecek kadar büyüktü. Borcun parasallaştırılması olarak bilinen bu durumda, merkez bankası çeke tabi mevduat hesabı açarak Hazine’nin devlet tahvili ve bonolarını aldı.Bu hesap sonra devlet faturalarını ödemek için çekilecekti. Hazine borçlarının taşması doların değişim değeri ve onun rezerv para olarak rolününe dair kaygıları arttırdı, bu da enflasyon korkusunu arttırdı. Altın ve gümüşün değeri artarken dolar döviz piyasalarında değer yitirdi.   Bu krizlerin hepsi çok ciddi idi. Ekonomik Armagedon’u(ekonomik kıyamet) işaret ediyorlardı.  Bu durumdan kurtulacak belirgin bir yol yoktu, fakat bir yol bulunabilse bile, hükümet başka bir yere – savaşlara- odaklandı.

ABD ARAP PROTESTOLARINI ÇİN VE RUSYA İLE OLAN REKABETİNDE, ONLARLA DOĞRUDAN KARŞI KARŞIYA GELMEMEK İÇİN BİR PARAVAN OLARAK KULLANIYOR

Irak, Afganistan, Pakistan, Yemen, Somali’de sürmekte olan askeri operasyonlara ilave olarak, ABD ve NATO 19 Mart 2011’de Libya’ya askeri bir operasyona başladı.Sürmekte olan bu savaşlarla birlikte, Libya’ya yönelik bu saldırganlığın gerçek amacı itiraf edilmedi, fakat aşikar olduğu üzere savaşın amacı Çin’i Doğu Libya’daki petrol yatırımlarından el çektirmek. Daha önceki Arap protestolarından farklı olarak, Libya’daki isyan bazılarının da gördüğü üzere işin içinde CIA’in elinin olduğu silahlı bir kalkışma oldu.  Libya savaşı riski arttırdı, çünkü Arap protestolarının örtüsünün ardına saklanmasına karşın, ABD aslında Çin’e karşı geliyordu. Benzer şekilde, ABD destekli silahlı isyancıların bulunduğu Suriye’de Washington’un hedefi Tartus’taki Rus deniz üssü idi. Suriye’de Esad hükümetini iktidardan indirmek ve ABD dostu bir rejim koymak Rusya’nın Akdeniz’deki deniz gücü varlığını etkileyecekti.  Washington, belkide kendisinin başlattığı Libya ve Suriye’deki Arap protestolarının ardına amaçlarını gizleyerek, Çin ve Rusya ile doğrudan çatışmaya girmekten kaçındı, fakat yine de bu iki güç Washington’un onların çıkarlarına darbe indirdiğini anladı.

ABD ÇİN’İN BAĞIMSIZ ENERJİ KAYNAKLARINA SAHİP OLMASINI ENGELLEMEYE ÇALIŞIYOR

Washington’ın saldırganlığındaki pervasızlık, ABD’nin en büyük dış borç vereni olarak ABD üzerinde finansal güce sahip Çin ile Rusya gibi iki nükleer güce karşı karşıya gelmeye başlayarak, arttı. Çin’in Angola ve Nijerya’daki petrol yatırımları diğer hedeflerdi. Çin’in Afrika’daki ekonomik penetrasyonuna karşı koymak için, 21. yüzyılın ilk on yılının son yıllarında Amerikan Afrika Komutanlığını kurdu. Çin’in yükselişi ile huzursuzlanan ABD Çin’in bağımsız enerji kaynaklarına sahip olmasını engellemeyi kendine iş edindi.    Geçmişte her zaman savaşa yol açan büyük oyun yeniden sahneleniyor.  Eylül 11 2001’de Washington, süresi 1991’de dolan Sovyet tehditinin yerine geçecek yen bir “tehdit” oluşturdu.Sovyet tehditinin yok olmasına karşın askeri/ güvenlik bütçesi on yıl canlı tutuldu. 11 Eylül 2001 askeri/güvenlik bütçesinde hızlı bir artış yarattı. On yılın ardından bu bütçe yıllık yaklaşık 1.1 trilyon dolar civarında. Devlet açığının yaklaşık yüzde 70’ine tekabül eden bu rakam doları felçe uğratıyor ve ABD hazinesi kredi notunu tehdit ediyordu.   Ortadoğu savaşına odaklanan Washington ABD ekonomisi için yapılan savaşı kaybediyordu.  2011 yıl süresince ekonomik iyileşme umutları ortadan kalkınca, savaş ihtiyacı daha gerekli, kaçınılmaz oldu.