Çalışma hayatında sessiz devrim: 9-5 mesaisi tarih olmaya başlıyor
AMERİKA BÜLTENİ (22 Aralık 2011)
9-5 mesaisi olarak tanımlanan sabah 09:00 akşam 05:00 saatleri arası mesai kavramı, yakın gelecekte nadir görülen bir istisnaya dönüşecek. Teknolojinin insan yaşamına kattıkları ve ‘’Y Kuşağı’’ olarak anılan yeni neslin 9-5’e sessiz direnişi, çalışmaya hayatını sessiz ama derinden şekilde yeniden şekillendiriyor. Giderek çok sayıda şirket, zeki ve yetenekli çalışma gücünü kendine çekebilmek için çalışanlarına tuhaf saatlerde ya da ofise gelmeden internet üzerinden çalışma izni veriyor.
Euro RSCG Worldwide adlı iletişim firmasının hazırladığı, ‘’2012’nin en önemli 12 trendi’’ listesinde yer alan dönüşümlerden biri de, 1982-1993 tarihleri arasında doğan ve Y Kuşağı denen milenyum kuşağının, çalışma gün ve saatlerini değiştirmesi olarak sayıyor.
İş ve Çalışma Yaşamındaki Kadınlar Vakfının hazırladığı bir rapora göre de 2025 yılında dünyadaki çalışma gücünün yüzde 75’ini Y Kuşağı mensupları oluşturacak. Ancak 2012’den itibaren bu kuşak Ernst & Young gibi birçok Amerikan şirketinde hali hazırda çalışanların çoğunluğu haline gelecek.
Birçok yükselen firma verimliliği artırdığı için çalışma saat ve şekillerinde esnekliğe gidiyor. Yoksa, sadece çalışanlar talep ettiği için değil. Y Kuşağı ise, anne babalarının çalıştığı gibi çalışmak istemiyor. Vodafone U.K. tarafından yakın zamanda yapılan bir araştırma da İngiltere’deki işverenlerin yüzde 90’ının geleneksel saatler yerine esnekliğe açık olduğunu ortaya koydu. Şirketler, yetenekli iş gücünü ellerinde tutmak istiyorsa, çalışanların kişisel hayatına uygun çalışma ortamları sağlamak zorunda kalıyor.
Ernst & Young’ın esneklik stratejisinin başındaki isim olan Maryella Gockel, Time dergisine yaptığı açıklamada, ‘’Günde belirli zamanlarda 8 saat çalışma nosyonu hızla yok oluyor. Çünkü şirket olarak artan oranda görsel ve global çalışmaya başlıyoruz’’ diye anlatıyor. Ancak bu trende direnmeye çalışan şirketler de var. Bu şirketlerin özelliği ise genellikle daha yaşlı kuşaklara hitap eden kumanda kontrol düzeninde devam ediyor olmaları. Bu firmalar, işyerinde – sık sık Facebook hesaplarını kontrol ediyorlarsa bile- yetenekli genç çalışanlara güvenmekle ile onların yeteneğinden mahrum kalmak arasında kalıyor.
Birçok firma, düzenli ve sıkı denetimli bir iş ortamı olmadığında çalışanların kendini salacağını ve verimliklik olmayacağından korkuyor. Ancak, son yıllarda yükselen şirketlere bakıldığında çoğunlukla bunun tersinin daha doğru olduğu görülüyor. Denetim ve kontrol yerine güvene dayalı iş ortamı, daha sadık ve daha verimli bir işgücüne yol açıyor.
İşte giderek artan sayıda firmanın esnek çalışma programını kabul etmesinin en yaygın 3 nedeni:
1 – Y Kuşağı (Generation Y), gün içinde Facebook’a bakamadığı işte çalışmak istemiyor
Cisco’nun “Connected World Technology” raporuna göre Y Kuşağının yarısından fazlası, iş aradığında, işyerinde sosyal medya özgürlüğüne sahip olmayı, yüksek maaşa tercih ediyor. Yine yarısından fazlası, internetin bir boş zaman aktivitesi değil, hayatlarının ayrılmaz bir parçası olduğunu ifade ediyor. Y Kuşağı, gün içinde sadece iş arkadaşlarıyla değil, ailesi ve arkadaşları ile de bağlantı içinde olmak istiyor. Her ne kadar birçok geleneksel firma, işyerinde sosyam medya kullanımını yasaklasa da, birçok firma da, profesyonel kullanım şartıyla serbest bırakıyor.
2 – Y Kuşağı çalışma hayatında esnekliğe paradan daha çok değer veriyor
Mom Corps araştırmasına göre Y Kuşağının yüzde 37’si işyerinde esneklikler karşılığı ücretinde kesintyi kabul ediyor. Esneklik bu kuşağın, kendilerine saygı duyulduğu hissi nedeniyle, daha sadık ve daha verimli olmasına yol açıyor. Esnekliğe açık işveren, değişim ve dönüşümü anladığını da gösteriyor ve gelecekte çok daha şiddetli hissedilecek bu değişime daha hazır olauyor.
3 – Teknoloji 9-5 mesaisini saçma hale getirdi
Bu bütün işler ve bütün işyerleri için geçerli. Birçok çalışan, eve gittiğinde de çalışmaya devam ediyor. İş emailleri asla durmuyor. Ofisten uzak olmak, işten de uzak olmak anlamına gelmiyor artık.