Skip to content
Menu

222 yıllık ABD geleneği: Obama son ‘Birliğin Durumu’ konuşmasını bugün yapacak

AMERİKA BÜLTENİ (24 Ocak 2012)

ABD Başkanı Barack Obama, ABD Başkanlarının her yıl Ocak ayında yapması geleneksel olan ‘Birliğin Durumu (State of the Union)’ konuşmasını bu akşam ABD Kongresinde gerçekleştirecek. Kongre’nin Senato ve Temsilciler Meclisi kanatlarının ortak oturumunda gerçekleşecek konuşma, ABD’deki bütün televizyonlardan canlı yayınlanıyor.

Amerikan Anayasası’nın, başkanın Kongre’ye ülkenin durumuyla ilgili bilgi vermesini zorunlu kılan hükmü uyarınca başkanlar her yıl ocak ayında Kongre’de Birliğin Durumu konuşması yapıyorlar.

Obama’nın son konuşması

ABD Başkanı Barack Obama, birinci başkanlık döneminin son konuşmasını yapacak. Obama daha önce 3 kez Birliğin Durumu konuşması olmak üzere 3 kez de Kongre’nin birleşik oturumuna hitap etti.

Kasım ayındaki seçim öncesine gelen konuşmayı, her seçim yılında başkanların yaptığı gibi Obamanın da, yarı propaganda havasına büründürmesi bekleniyor. Obama’nın konuşmasının merkezini ise ekonomik programlar oluşturacak. Birçok siyasi gözlemci, bu akşamki konuşmayı Obama’nın yeniden seçilme kampanyasının en kritik duraklarından biri olarak nitelendiriyor. Cumhuriyetçiler adına konuşmaya ise, Indiana Valisi Mitch Daniels cevap verecek. Daniels, Cumhuriyetçilerin potnasiyel başkan adayı olarak görülüyordu ancak şu ana kadar adaylığını açıklamadı.

Birliğin Durumu konuşması geleneği George Washington ile başladı

İlk ‘Birliğin Durumu’ konuşması 1790 yılında Başkan George Washington tarafından yapıldı. Dönemin başkenti New York’ta yapılan ve tarihe en kısa Birliğin Durumu konuşması olarak geçen konuşmasında Başkan Washington, North Carolina’nın birliğe kabul edildiğini açıklamıştı. 3. Başkan Thomas Jefferson, bu geleneğin İngiliz geleneği olduğunu belirterek konuşmayı reddetmiş ve anayasa hükmünü Kongre’ye yıllık rapor göndererek yerine getirmişti. 1913 yılına kadar 112 yıl boyunca süren yazılı rapor geleneği, aynı yıl Başkan Woodrow Wilson’ın Kongre’de konuşmasıyla yeniden sözlü konuşma geleneğine dönüştü.

Bir bakan özel sığınakta koruma altına alınıyor

1923 yılından beri radyolarda da yayınlanan konuşma 1947 yılından itibaren televizyonlar aracılığıyla da yayınlanmaya başlandı. 1997 yılında ise ilk kez interntetn canlı yayınlandı. Konuşma, Kongre’de Temsilciler Meclisi üyeleri ve senatörlerin ortak oturumunda, tüm devlete ve millet hitaben yapılıyor. Bu nedenle, bakanlar, genelkurmay başkanı, ordu komutanları, üst düzey bürokratlar ve Yüksek Mahkeme üyeleri de Kongre salonunda hazır bulunarak konuşmayı dinler. Ülkenin bütün yöneticilerinin aynı salonda bulunması nedeniyle her hangi bir kaza ya da saldırı ihtimalinde ülkeyi yönetmesi için önceden belirlenmiş bir bakan, konuşma süresince başkent Washington dışında gizli bir sığınakta koruma altına alınır. 11 Eylül’den beri, bu bakana, birkaç önde gelen Kongre üyesi de eşlik ediyor.

Genel olarak partiler üstü bir devlet etkinliği

Başkanın konuşması, milli hususiyeti nedeniyle her iki partinin mensubu politikacılarca Yüksek Mahkeme üyeleri dışındaki diğer davetlilerce sık sık alkışlarla desteklenir. Alkış süresi genelde aynı zamanda senato başkanı da olan başkan yardımcısının alkış süresine göre oluyor. Muhalif partili üyeler de başkanın hangi açıklamalarını alkışlayacaklarını önceden belirlenmiş bir parti liderine bakarak belirlerler. Bu yıl Cumhuriyetçiler, Başkanın konuşma kürsünün hemen arkasında Başkan Yardımcısı Joe Biden ile beraber oturacak olan Meclis Başkanı John Boehner’ın alkışına göre tavır alacağı kaydediliyor.

Ancak 1966 yılından beri, muhalefet partisi de, Başkanın konuşmasını müteakip, bir temsilcisi aracılığıyla televizyondan kısa bir değerlendirme cevap konuşması yapıyor.

Çok önemli kararların ilk sinyali bu konuşmada veriliyor

1942 yılında Franklin Delano Roosevelt’in, “uzun ve zorlu bir savaşı” haber vererek, İkinci Dünya Savaşına katılacakları sinyali vermesi, 1962 yılında John F. Kennedy’nin aya insanlı seyahat gerçekleştireceklerini açıklaması, 2002 yılında Başkan Bush’un, İran, Kuzey Kore ve Irak’ı, “şeytan üçgeni” olarak tanımlaması gibi bazı konuşmalar, tarihi gelişmelerin habercisi mesajlarıyla, uzun yıllar boyunca tartışıldı.