Skip to content
Menu

”Seni ürkütüyor muyum?” Fiziksel bir ‘’özürle’’ yaşamak…

AMERİKA BÜLTENİ (14 Nisan 2012)

‘’Seni ürkütüyor muyum?’’ Yazar Mary Elizabeth Williams ve kendisi gibi ‘’fiziksel olarak normal görülenden farklı’’ birçoklarını yalnız bırakmayan soru bu. Williams’ın 5 yıl önce başındaki kanseri alan ameliyat, kafasının arka kısmında 5 santimetrelik kel bir bölüm bıraktı. O aldırmıyor hatta yaşam mücadelesinin sembolü olarak görüyor ama kızı Beatrice zaman zaman heyecanlanıyormuş.

Mary Elizabeth Williams’ın Salon.com’da yayınlanan ‘’Bak yarama’’ başlıklı yazısında anlattığına göre ‘’Do I freak you out? (Seni ürkütüyor muyum)’’ sorusunu ise Beatrice’in ouldaki kız arkadaşı sormuş. Doğuştan sol kolu olmayan arkadaşı, belki bazı tecrübelerine de dayanarak yeni arkadaş olduğu Beatrice’e sormuş bunu. ‘’Neden ürkütesin ki beni? Ben seni çok seviyorum’’ demiş Beatrice, bu dertten muzdarip bir annenin de kızı olmanın bilinciyle. Öpmüş arkadaşını ve oyunlarına devam etmişler.

‘’Bizi dışarda bırakan, bedenimizdeki yaralar ya da bir özür söz konusu olduğunda, bununla yüzleşmekte çok rahat olamıyoruz. Kendi kendimize de, başkası gördüğünde de…’’ diye yazıyor Williams ve ekliyor:

‘’Açık ki herkes bir değil. Her insanın sizdeki bu fiziksel farklılığa nasıl tepki vereceğini bilmiyorsunuz. Ancak, bu durumdaki birine samimi bir merak ve empati ile yaklaşırsanız, rencide edici olmaz. Tahmin ediyorum birçoğumuz empati yüklü samimi meraktan rencide olmuyoruz. Ben insanlar, yaramın neden kaynaklandığını hiç sormadıkları zaman daha çok rencide oluyorum. Çünkü bu görmezden gelme, ürküldüğünü ima ediyor. Çirkin olduğumu ya da senin benimle rahat olmadığını ima ediyor’’

‘’Benim hastalığımdan kalan yaram bana öğretti ki, bu tür farklılıklar sözkonusu olduğunda doğrudan bakmayın ama hiç görmezden gelmeye de çalışmayın’’