Skip to content
Menu

100 yıl sonra hala Birinci Dünya Savaşı’nın borçlarını ödüyorlar

rek-birinci-dunya-savasi

AMERİKA BÜLTENİ (2 Kasım 2014)

Harb-i Umumi’nin yani günde 6000 askerin öldürüldüğü Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasının üzerinden tam 100 yıl geçti. Yüzüncü yılı nedeniyle bu yaz çok sayıda anma töreni yapıldı, kitap belgesel yayınlandı. İnsanlığın hafızasında bu kadar yer tutmasının nedeni tarih boyunca görülmemiş yönleri olan bir savaş olmasıydı. Bu yönlerden biri de savaşın mali boyutuydu. Ülkeleri öyle bir borç batağına sürükledi ki, tam 100 yıl sonra 2014’te hala bu savaşın borçlarını ödemeye devam eden ülkeler var.

Son olarak hafta başında İngiltere, savaş sırasında oluşan 2 milyar Euro’luk borcun 218 milyon Euro’luk kısmını ödemeye başlayacağını açıkladı. İngiliz hükümeti savaşa mali kaynak bulabilmek için 1917 yılında Milli Savaş Tahvilleri’ni satışa çıkarmış, geniş kapsamlı yurtseverlik kampanyası ve çekici faizi (yüzde 5) ile bu hazine bonoları başarılı şekilde finans elde edilmesini sağlamıştı. İngiltere, Birinci Dünya Savaşı’nın 3,25 milyar Euro’luk borcunun 1,26 milyar Euro’luk kısmını ödemişti. Geri kalan 2 milyar Euro’luk borcun ödenmesine 67 yıl aradan sonra tekrar başlanıyor böylece. İngiltere’de halen bu hazine bonolarını elinde tutan 11 bin 200 kişi var. Öte yandan İngiltere’nin 2015 yılından itibaren ödeyeceği bazı hazine bonosu borçları arasında 1711 yılında South Sea şirketinin çöküşü sırasında çıkarılanlar ile Napolyon ve Kırım Savaşlarının finanse edilmesi için 1752 yılında çıkarılan tahvilleri de var. İngiltere’nin 2003 Irak Savaşı için çıkardığı tahvillerin borçlarını ne zaman ödeyeceği ise sosyal medyada şu şekilde alaya söz konusu oluyor:

ALMANYA: Borç batağından Hitler çıktı

Almanya, Birinci Dünya Savaşı borçlarının son kalan kısmını da 3 Ekim 2010 tarihinde ödeyerek hesabı kapatabildi. Almanya’nın Birinci Dünya Savaşı’ndaki toplam borcu 269 milyar Mark’tı. Bir başka deyişle 96000 ton altın…

Savaşın mağlubu olan Almanya’nın borcunun önemli bir kısmı İngiltere ve Fransa’da neden olduğu tahribatın tazminatıydı. Versailles Antlaşmasında kararlaştırılan tazminatın belirlenmesi için yapılan Paris Barış Konferansı’na İngiltere’yi temsilen ekonomist John Maynard Keynes gönderildi. Ancak Keynes, Almanya’dan istenen tazminatın büyüklüğünü protesto için 1919 Haziranında görevinden istifa edecekti. ‘’Almanya, kendini finanse edemezse ülkesinde sağlıklı ve doğru bir politik ortam oluşmaz’’ diyecekti Keynes. Dediği gibi oldu. Adloph Hitler ve Nazi Partisi, Almanların kendilerine ağır borç yükleyen Versailles Antlaşmasına duyduğu nefretten beslenerek hızla büyüdü. 1929 Büyük Buhranı’ndan sonra Almanya’nın borçları 112 milyar Mark’a indirilerek 59 yılllık ödeme planına yayıldı. Hitler 1933 yılında bu borcu tamamen askıya aldı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra 1953 Londra Konferansı’nda Almanya İkinci Dünya Savaşı’ndan önceki borçlarını ödemeyi kabul etti. Bunun karşılığında da 1945 – 1952 yılları arasındaki muazzam faiz borcunu ödemesi, Almanya’nın yeniden birleşmesine kadar ertelendi. 1990 yılında iki Almanya yeniden birleşince yeniden faiz borcunu ödemeyi kabul etti ve son borcunu, 2010’da Berlin Duvarı’nın yıkılmasının 20’nci yılında yaptı.

ABD, alacağını tahsil için verilecek borç için borçlanmak

Amerika Birleşik Devletleri, Birinci Dünya Savaşı’ndan önce nerdeyse hiç borcu olmayan bir ülkeydi. Borcu, ekonomisinin sadece yüzde 2.7’sini oluşturuyordu. Ancak Birinci Dünya Savaşı’nın masraflarını karşılamak için çıkarılan Hazine bonoları, bir anda, 25 milyar doları aşan borcu ülke GSH’sının yüzde 37’sine ulaştırdı. Aslında ABD savaşa 1917’de katıldı ama sonrasında küresel gü olmanın masrafı ülkenin borcunu artırdı. 1920’lerde Weimar Almanyası, Versailles Antlaşmasının borç yükünün oluşturduğu hiper enflasyona daha fazla dayanamayıp çöktü. İngiltere ve Fransa, yükselen güç ABD’den önemli miktarda borç aldılar ancak geri ödeyemediler. Çünkü onlar da bu borcu Almanya’dan alacaklarına güvenerek almıştı ama Almanya ödeyemiyordu. ABD çözüm olarak 1924 yılında Almanya’ya kredi açmaya karar verdi. Almanya biraz toparlanıp Fransa ve İngiltere’ye borcunu ödeyecek ve onlar da ABD’ye borcunu ödeyecekti. Planı hazırlayan ABD Başkan Yardımcısı Charles Dawe, 1925’te Nobel Barış Ödülü bile kazandı.

Birçok Amerikalı yatırımcı, Almanya’ya verilecek borcu finanse etmek için çıkarılan 25 yıllık yüzde 7 faizli kağıtlara büyük ilgi gösteriyordu. Ta ki Hitler, borç ödemeyi askıya alıncaya kadar. Bu borç hikayesi, İkinci Dünya Savaşı’nın getireceği yeni borçlarla devam etti.

Savaş, maceraperest liderlerin dediği gibi, başladığı gibi biten bir şey değil. Yükünü, yüz yıl sonraki kuşaklar bile çeker.