Skip to content
Menu

Clinton ve Trump’ın ilk açık oturumundan notlar

trump-clinton

AMERİKA BÜLTENİ (27 Eylül 2016)

ABD’de başkanlık seçimine 41 gün kala, Demokrat Partinin başkan adayı Hillary Clinton ve Cumhuriyetçi Partinin başkan adayı Donald Trump, kozlarını ilk kez ekranda paylaştı. New York Hofstra Üniversitesinde düzenlenen açıkoturumda karşı karşıya gelen iki adayın münazarası, yüz milyonlarca Amerikalının yanı sıra dünyanın birçok ülkesindeki küresel politika meraklılarınca da ilgiyle izlendi.

İşte başkanlık seçim kampanyasının en kritik duraklarından birinden notlar:

Başkan adayları tartışma tarihinde bir ilk

Birçok analist, Hillary Clinton’ın açık oturum boyunca, Trump’ın ‘başarılı işadamı’ olma iddiası, servetinin büyüklüğü, yalan konuşma özürlü olması gibi hassas olduğu konularda sık sık iğneleyerek sürekli savunma durumunda bıraktığına dikkat çekiyor. Ama bunların hiçbiri Clinton’ın Trump’ı açıkça ‘ırkçı’ diye nitelemesi kadar çarpıcı değildi. Amerikan tarihinde ilk kez bir başkan adayı açıkoturumda rakibini açıkça ‘ırkçı’ olmakla itham etti.

Gecenin en uzun polemiği ise Trump’ın gelir vergisi beyannamesini kamuoyu ile paylaşmaktan kaçınması konusunda yaşandı. Hillary Clinton, son 40 yıldır bütün başkan adayları ve aday adaylarının gelir beyannamelerini kamuoyu ile paylaştığına dikkat çekerek, Trump’ın tek istisna olmasının sebepleri hakkında şu tahminlerde bulundu: ‘’Birincisi belki iddia ettiği kadar zengin değil. İkincisi belki iddia ettiği kadar hayırsever biri değil. Üçüncüsü, iş sözleşmelerinin hepsini bilmiyoruz ama medyaya da yansıyan bazı araştırmalardan Wall Street ve yabancı bankalara 650 milyon dolar borcu olduğunu öğreniyoruz. Veya belki de, bu akşam açıkoturumu izleyenler, Amerikan halkı, aslında gelir vergisi ödemediğini öğrensin istemiyor.’’

Trump açıkça yalan söyledi

Hilary Clinton, Trump’ın ‘küresel ısınma iddiasının Çinliler tarafından uydurulmuş bir dolandırıcılık olduğunu düşündüğünü’ söylediğinde Trump, ‘Hayır demedim’ diye kendini savundu. Ancak bu düşüncesini paylaştığı Twitter mesajını hala silmemişti bile. Bunun yanı sıra Trump, göçmenlik politikasından bahsederken, ABD Göçmenlik Ve Gümrük İdaresi (ICE) tarafından desteklendiğini iddia etti. Ancak ICE federal bir devlet kurumu ve seçimlerde bir adayı desteklemesi söz konusu bile olamaz. Yine Trump, ‘Irak Savaşını başından beri desteklemediğini’ iddiasını yineleyerek bir başka açık yalanında daha ısrar etti. Bu sırada sosyal medyada birçok kişi Trump’ın Irak Savaşına medyada açıkça destek verdiği konuşmalarının ses ve görüntü kayıtlarını paylaştı. Trump’ın Irak Savaşına karşı çıktığına dair tek bir açıklama kaydı bulunmuyor. Bu konuda delil gösterdiği tek röportaj savaşın başlamasından iki yıl sonrasına 2004 yılına ait ve Esquire dergisi geçmiş aylarda Trump’ın benzeri iddiası üzerine söz konusu röportajın üzerine, ‘Trump’ın röportajın içeriğini yanlış yansıttığı’ notu koymak zorunda kalmıştı.

Dayanıklılık tartışması

Donald Trump, kısa süre önce hastalanmasını da ima ederek Hillary Clinton’ın ‘başkan imajına sahip olmadığını’ ve ‘dayanaklı’ olmadığını iddia etti. Ancak Clinton böylesi bir ithama hazırlıklı olduğunu, Dışişleri Bakanı olarak performansından örnek göstererek salondan alkış aldı: ‘’Kendisi de 112 ülkeye resmi ziyaretler gerçekleştirip, barış anlaşmaları, ateşkes görüşmeler, muhaliflerin serbest bırakılması, dünyanın her yerindeki ülkeler için yeni fırsatlar yaratılması konularında toplantılar yaptıktan ve hatta Kongre komitesi önünde 11 saat bilffil sorgulandıktan sonra bana dayanıklılık hakkında konuşabilir’’

Trump, ‘ben sinirlerine hakim bir adayım’ deyince…

Moderatörün, ‘Muhakemenizin rakibinizinkinden daha iyi olduğunu neden düşünüyorsunuz?’ sorusuna yanıt verirken Trump, ‘sinirlerine hakim olma konusunda rakibine oranla çok iyi olduğunu’ iddia etti. Amerikan seçim tarihinin en kontrolsüz çıkışları ile bilinen adayının bu çıkışı sonrası Clinton’ın rakibini de gülümseten tepkisi gecenin en akılda kalan anlarından biri oldu.

 

Tartışılması beklenen bazı konular gündeme gelmedi

Açık oturumun moderatörü Lester Holt, genel olarak iki adayın birbirilerine yönelik konuşmalarına alan tanıdı. Ancak kamuoyunda gündeme geleceği beklentisi en fazla olan bazı konuları hiç gündeme getirmemesi dikkat çekti. Bunların belki de en önemlileri, Trump’ın Meksika sınırına duvar inşa etme ve Müslümanları ABD’ye sokmama planlarıydı. Hillary Clinton’ın devletin resmi görüşmelerini, özel şirket sunucularına dayalı kişisel e-mail hesabından yapması skandalı beklendiği ölçüde tartışılmadı. Yine Clinton Vakfı ve Clinton’ın dışişleri bakanlığı döneminde Bingazi’de ABD’nin Libya büyükelçisinin öldürülmesi de beklentilerin aksine açık oturumda yer tutmadı.

Trump; ‘Chelsea’nin hatırına sustum’

Donald Trump, açık oturumdan sonra ABC’ye yaptığı açıklamada, açık oturum sırasında, Bill Clinton’ın seks skandalları hakkında konuşmamak için kendisini tuttuğunu söyledi. Trump, Clinton’ın çiftinin kızları Chelsea’nin de o anda salonda olması nedeniyle, ‘günahlarını’ konuşmadığını ifade etti. CNN’e yaptığı açıklamada ise ‘Bill Clinton’ın günahlarını’ bir sonraki açık oturumda konuşabileceğini söyledi.

Kim kazandı?

Birçok analiste göre ilk açık oturumun galibi Hillary Clinton. Trump’ın geleneksel saldırgan kişiliği ile ‘başkanlığa ehil adam görüntüsü verme’ kaygısı arasındaki ikilemi nedeniyle tutukluk yaşaması, Clinton’ın beklenmedik ölçüde ‘kişisel saldırıları’ ile birleşince Trump zayıf ve savunmada kaldı. Bu yaygın kanaate göre gecenin özetini ise hem John Kasich’in hem de 2008’de John McCain’in başkan adaylığı kampanyasını yöneten Cumhuriyetçi stratejist John Weaver’ın Tweet’i oldu:

”İki tespit: (1) Clinton, Trump’ı fena benzetti ve (2) Trump da bunda ona yardımcı oldu.”