Skip to content
Menu

ABD Donanmasının kuruluşu ile ‘Osmanlı’nın ilgisi ne?

gemi

CEMAL TUNÇDEMİR

15 Ekim 2016

ABD Donanmasının (US Navy), kuruluşunun 241’nci yıl dönümü dolayısıyla Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Dennis Malone Carter‘ın ‘Decatur Boarding the Tripolitan Gunboat’ adlı tablosunun da yer alması dikkat çekti. 1878 yılında yapılmış tabloda, Birinci Berberi Savaşları sırasında 3 Ağustos 1804 günü Yüzbaşı Stephen Decatur’un askerleriyle Trablusgarb limanında bir Trablus Beyliği gemisine çıkışı tasvir ediliyor. Yıllardır ABD donanmasının tarihi ile ilgili etkinliklerde sergilenen bu tablodaki Türk bayrağı, ABD ile Türkiye arasında son dönemde artan görüş ayrılıkları ve diplomatik gerilimle birleşince bu yıl, mesaj şeklinde yorumlandı ve Türkiye’de tepkilere neden oldu. Peki Birinci Berberi Savaşı ve bu tablo Amerikan Donanması için neden önemli?

ABD Donanması resmen, ABD’nin bağımsızlığını ilan etmesinden 9 ay önce, 13 Ekim 1775 günü Kontinental Kongrenin kararı ile kuruldu. Küçük bir kaç gemiden oluşan bu donanma, ABD’nin bağımsızlık savaşı bitince terhis edildi.

1776’da bağımsızlığını ilan ettikten sonra mütevazı da olsa, yeni bir denizci devlet olan ABD, denizlerde tek başına kendi bayrağı ile ticaret gemileri gezdirmeye başladı. Ancak Akdeniz’e giren Amerikan gemilerinden, o dönemde bu denizin haracını kesen Kuzey Afrika’daki Osmanlı ‘Dayı’larına vergi vermeyenlere el konuluyordu.

O yıllarda Osmanlı ordusunun, bölgede otonom hareket eden 3 ‘mağrib ocağı’ vardı: Cezayir, Trablusgarb ve Tunus. Mağrip’te başlarında birer ‘Dayı’ bulunan 3 Osmanlı beyliğine Amerikalılar,  ‘Berberi Devletler’ anlamında ‘’Barbary States’’ dediler.

4 Kasım 1796 tarihinde, Trablusgarb’ta, Osmanlı kayıtlarında ‘’Memâlik-i Müctemiyayi Amerika’’ denilen Amerika Birleşik Devletleri ile Osmanlı Devletine bağı yarı otonom Berberi Dayıları arasında Akdeniz’de ticaret müsaadesi içeren çok önemli bir antlaşma yapılır. Osmanlı Türkçesiyle kaleme alınan anlaşmayla ABD, Osmanlıların elindeki köle Amerikalıların ABD’ye iadesi, Atlas Okyanusu ve Akdeniz’de ABD sancağı taşıyan gemilere ilişilmemesine mukabil, Osmanlı Dayı’sına 642 bin altın ve senelik 12 bin altın vergi ödemeyi kabul etti. Osmanlıca Türkçesiyle yapılan bu antlaşma ABD’nin 240 yıllık tarihinde İngilizce dışında bir dilde imzaladığı tek uluslararası antlaşmadır. Ve aynı zamanda ABD’nin haraç ödemeyi kabul ettiği tek antlaşmadır.

Ancak sürekli ödenen haraçlar ve köle yapılan Amerikalıları kurtarmak için ödenen fidyelerin parasal yükü, yeni Amerikan devletinin yıllık harcamasının yüzde 10’undan fazlasını oluşturacak kadar büyüyünce, George Washington donanmanın yeniden canlandırılmasına karar verdi. İkinci başkan John Adams döneminde de donanma gemileri inşa edildi. 1801 yılında başkan Thomas Jefferson, Dayılara, oranını artırdıkları haracı vermeyi reddedince Birinci Berberi Savaşı başladı. Berberi Savaşı, ABD’nin dışarıdaki ilk savaşı ve donanmasının gerçek doğum sebebi olması nedeniyle oldukça tarihi bir başlangıç kabul ediliyor. Ayrıca, ilk defa farklı kolonilerden Amerikalılar birlikte uzak bir coğrafyada savaştıkları için ‘Amerikalılık’ bilincinin doğuşunda kilometre taşlarından biri görülüyor. ABD’nin en eski askeri anıtı da bu savaşta ölen Amerikan askerleri için ABD Donanma Karargahının bahçesine dikilen Trablus Anıtıdır.

Kendisini ilk kez test ettiği savaş olması nedeniyle, ABD Donanması, kuruluş öyküsünde Berberi Savaşına her zaman ayrı bir yer ayırıyor.

Osmanlı Dayıları ile anlaşma ABD’de laikliğin tarihi belgesi oldu

Osmanlı ‘Dayı’ları ile 1796 anlaşmasının ABD açısından çok hayati bir önemi daha var. Antlaşmanın bir maddesi, ABD’nin Kurucu Babaları’nın bu ülkeyi kurarkenki niyetlerinin belgesi olması bakımında ABD’deki laiklik tartışmalarının merkezinde yer alıyor. Trablusgarb Dayısı Karamanlı Yusuf Paşa ile dönemin ABD Başkanı John Adams’ın temsilcisi Joel Barlow arasında 4 Kasım 1796 günü imza edilen ve 7 ay sonra Amerikan Senatosunca oybirliğiyle onaylananan antlaşmanın 11’nci maddesi şöyle:

‘’Amerika Birleşik Devletleri hiçbir bakımdan, Hıristiyanlık temeli üzerine kurulmadı. Bu noktadan hareketle kendi içinde Müslümanların din, hukuk ve huzuruna hiçbir kastı ve nefreti yoktur. Belirtildiği gibi Birleşik Devletler hiçbir Muhammedi topluma karşı savaş ve düşmanlığa girmiş değil. Bu antlaşmanın tarafları bu iki ülkenin birlikte kurduğu uyumu kesecek dini bir yorum ve bahane ileri sürmeyecekler.’’

İşte bu 11’nci madde nedeniyle bu antlaşma, Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi, Federalist Makaleler ve Amerikan Anayasası ile beraber Amerika’da ‘kilise-devlet ayrılığı’ ilkesinin, yani laikliğin dayanağı 4 tarihi devlet belgesinden biridir. Purdue Üniversitesi tarih profesörü Frank Lambert, 2006 yılında yayınlanan  ‘’The Founding Fathers and the Place of Religion in America (Kurucu Babalar ve ABD’de Dinin Yeri)’’ adlı kitabında, ‘’John Adams ve Senato, bu antlaşmanın iki egemen ülke arasında olduğunu iki din arasında olmadığını açıkça ortaya koymuşlardır’’ diye yazıyor ve ekliyor:

‘’Kurucu Babalarımızın bu tutumu öncelikli düşüncelerinin din özgürlüğü olduğunu, devlet dini oluşturma niyetlerinin olmadığını gösteriyor. ABD’de devletin değil bireylerin dini kimliği ve dinsel yaşamı olabilir. Kurucu Babalar, ABD’nin Hıristiyan Devleti olmadığının teminatını vermişlerdir. Anayasa Kongresi’nin Anayasa’yı ilan etmesinden sadece 10 yıl sonra, dünyaya, ABD’nin laik bir devlet olduğu teminatı verilmiş, uluslararası müzakarelerin Hıristiyan inancına göre değil hukuk temelli olacağı garantisi verilmiştir. Bu teminat 1797 tarihli ikinci Trablusgarp Antlaşmasıya bir kez daha teyit edilmiştir’’

Trablusgarp Antlaşması 1801 yılında Başkan Thomas Jefferson’un, Karamanlı Yusuf Paşa’nın vergiyi artırma kararını reddetmesi nedeniyle bozuldu. ABD’nin Berberi Savaşları 1815 yılına kadar aralıklarla sürdü. Bu sırada birçok Amerikalı denizci de Osmanlı Dayılarına esir düştü. O günlerde Kuzey Afrika’da beyaz köle olarak bulunan birçok Amerikalı özgürlüklerini kazandıktan sonra hatıralarını ve gözlemlerini ilginç kitaplara dönüştürdüler. Paul Baepler’in, Chicago Üniversitesince 1999 yılında yayınlanan ‘’White Slaves, African Masters (Beyaz Köleler, Afrikalı Köle Sahipleri)’’ kitabında bu ‘beyaz kölelerin’ yaşadıkları anlatılıyor.

İşte ABD’de laikliğin belgelerinden birine dönüşen o tarihi anlaşmanın İngilizce çevirisinin orijinali:

Treaty_of_Tripoli_as_communicated_to_Congress_1797