Süpürgesine gülmeyin! Körling ciddi bir spor
AMERİKA BÜLTENİ (13 Şubat 2018)
Kış olimpiyat oyunlarının başlamasıyla birlikte, dünyada bir çok yerinde de ‘curling sporuna gülme sporu da‘ yeniden başladı. Bir yandan ütüye benzeyen taşı büyük bir hassasiyet ve titizlilikle kaydırmaya çalışanlar diğer yandan süpürgeyle bu taşın güzergahını kayganlaştırmaya çalışanlar, sıklıkla esprilere malzemesi oluyor.
Ancak körling oldukça ciddi bir spor. Kazanmada da fiziksel yetenek kadar ve hatta bazen ondan da fazla olarak strateji ve taktikler daha belirleyici olduğu için de ‘buz satrancı’ da deniyor.
Körlinge dair en eski kayıt 1541 yılında İskoçya’da oynandığını gösteriyor. 1924 yılında olimpiyatta spor olarak yer almıştı. Ancak daha sonra olimpiyat dışı kaldı. 1988 Calgary ve 1992 Albertville kış olimpiyatlarında gösteri sporu olarak yer aldı. 1998 Nagano olimpiyatından beri olimpiyatta resmi spor olarak yer alıyor.
Körling oynanan mekanlara genel olarak ‘rink’ deniyor. Aynı zamanda takımlardan her biri de ‘rink’ diye adlandırılıyor. Mücadelenin yapıldığı yaklaşık 45 metrelik buz pistine ise ‘’sheet (levha)’’ deniyor. 4’er oyuncudan oluşan iki takımın mücadelesi şeklinde gerçekleşiyor. Hedef, yaklaşık 20 kilogram ağırlığındaki körling taşını belli bir mesafeden kaydırarak, levhanın “button” olarak adlandırılan merkezine veya bu merkeze en yakın yerde durmasını sağlamak. Taşı kaydıran kişi, o atışın stratejisine en uygun yönde dönecek şekilde bıraktığı ve bu taş dolamla ilerlediği için bu spora ‘curling’ deniyor.
Mücadele ‘end’ denilen 10 devreden oluşuyor. Her ‘end’te iki takımın da dörder oyuncusu ikişer defa taşı buzda kaydırıyor. Yani her takımın 8 taşı var. Takımın iki oyuncusu ise ellerinde ‘broom’ adı verilen süpürgelerle kayan taşı hedefe ya da istenen yere doğru yönlendiriyor. Körlingin en akılda kalan hareketi olan bu süpürme işleminin amacı buzun yüzeyindeki pürüzleri gidermek değil. Bu süpürme işlemi buzun yüzeyinin sıcaklığını 1-2 derece yükseltmekte bu da kayganlığı artırmakta.
Amaç, ‘sheet’in sonundaki ‘house(ev)’ denen içiçe çemberlerde taşın istenen yerde durması. Her ‘end’ sonunda ‘button’a en yakın taşı olan takım o ‘end’i kazanır ve 1 puan elde eder. Ve kazanan takımın, daireler (house) içinde rakip takımın merkeze en yakın taşından başka yakın taşı veya taşları da varsa her biri için 1 puan daha verilir. 10 ‘end’ sonunda en fazla puanı toplayan takım maçı kazanır.
Taş kaydırılmaya başlandığı anda dönüş yönü ve hızı, taşın gitmesini istenilen noktaya doğru falso alıp gitmesi için ayarlanır. Genelde atış sırasında ‘house’un arkasına konumlanan kaptan (Skip), sürekli bağırarak, ellerindeki süpürgeyle taşın güzergahındaki buzu ısıtarak kaymasını kolaylaştıran iki arkadaşını, süpürmenin şiddeti ve yönü konusunda yönlendirir.
Taş kayarken, süpürge veya iki süpürgecinin vücutları taşa temas ederse, o taş yanar ve hesap dışı kalır. Dünyanın en centilmen sporlarından biri olan körlingde, taşa bazen gözle fark edilmeyen dokunmalarında bile sporcuların kendisi dokunduklarını açıklar.
Takım her atışta önce atışın stratejisine karar verir. Üç çeşit atış var.
- Guard: Koruma atışı. Bu atışta taktiksel amaç, taşın, house’un önündeki bölgede durması. Stratejik amaç ise, takımın ‘button’a çok yakın yerde duran taşına perdeleme yaparak rakip takımın atışla uzaklaştırmasını engellemek veya rakip takımın ‘button’a ulaşmasını zorlaştırmaktır.
- Draw: Doğrudan, house’ın merkezine ulaşmak için yapılan atıştır.
- Takeout: Rakibin taşlarını oyun dışına itmek için onları çarpması için taşın gönderildiği atış.