Skip to content
Menu

Orta Amerika göçmen kervanı nedir? ABD’ye ‘tehdit’ haline nasıl geldi?

Bu mülteci grubu, Orta Amerika’dan Meksika sınırına yönelik kaçak göçmen gruplarının aksine çoğunlukla kadın ve çocuklardan oluşuyor. 

AMERİKA BÜLTENİ (30 Ekim 2018)

Bir beyaz ırkçısı ABD’de eski başkanlar dahil çok üst düzey isimlere bombalı paketler gönderiyor. Bir sinagog anti-semitist bir ırkçı militan tarafından basılarak ibadet etmekte olan 11 masum insan öldürülüyor. Neredeyse her gün ülkenin bir yerinde kitlesel öldürme girişimi yaşanıyor. Böylesi bir ortamda, Trump yönetimi ise ülkenin bütün dikkatini Orta Amerika’dan ABD’ye yürüyerek ulaşmaya çalışan bir göçmen grubuna çevirmeye çalışıyor.

Bu tutum medyada ve politikada eleştirilere uğruyor. Trump ise daha da ileri giderek, göçmen kervanına Ortadoğulu ve IŞİD militanının da katıldığı gibi henüz hiçbir şekilde doğrulanmayan iddiaları gerçekmiş gibi Twitter’da paylaştı. Bazı analistlere göre, Trump yönetimi, gelecek hafta Salı günü yapılacak Kongre seçimlerini göçmenlik tartışmasına indirgeyerek Temsilciler Meclisindeki Cumhuriyetçi çoğunluğu korumak istiyor. Vox.com’dan Dara Lind, kervanın zamanlamasının Trump’a sunduğu fırsatı, ‘’bu kervan hiç olmasaydı bile Trump böyle bir kervanı oluşturmaya ihtiyaç duyardı. Bu kervan, Trump’ın Cumhuriyetçi Partisi için Kongre Seçimi için laboratuvarda oluşturmak isteyeceği bir şeye benziyor’’  şeklinde özetliyor. Öte yandan Florida Milletvekili Matt Gaetz gibi bazı Trump destekçilerine göre ise bu ‘kervan’, George Soros’un ve solcu işbirlikçilerinin ABD’ye kurduğu bir komplo.

Peki bu ‘kervan’ gerçekte nedir? Neden bu şekilde toplu bir yürüyüş gerçekleştiriyorlar? Gerçekten canlı yayınlara konu olacak kadar büyük tehdit mi? 

ABD medyasında artık çoğunlukla ‘caravan (kervan)’ olarak adlandırılan göçmen grubu aslında ABD’ye yılda gelen kaçak göçmen sayısı düşünüldüğünde görece çok küçük bir grup. Bir ara sayısının 7000’e kadar ulaştığı iddia edilse de genelde yürüyüş, 3-4 bin kişiden oluşuyor. Çoğunluğunu Honduraslılar oluşturuyor ama Guatemalalılar da var. Grup, iki ülkeyi yıllardır sarmış durumda olan kıyametvari mafya savaşları ve şiddetten kaçıyor. Özellikle çetelerin savaş parkına dönüşen Honduras’ın her köşesi her an bir başka sokak savaşına sahne oluyor. Ülkede çalışarak para kazanmak oldukça zor bulunan bir olanak. Çeteler, kendileri için illegal işleri yapmayan, uyuşturucu satmayan, üye olmayan gençleri öldürüyor veya ağır işkencelere tabi tutuyor. İnsanlar da, her an bir çatışmada öldürülme, çetelerin işkenceleri, asit kuyularına atılma gibi korkunç sonlarından birine uğramaktansa ne pahasına olursa olsun ülkeden kaçmanın bir yolunu bulmaya çalışıyor. 

12 Ekim 2018 günü Honduras’ın ‘dünyanın cinayet başkenti’ olarak nitelendirilen San Pedro Sula kentinden yaklaşık 160 göçmen önce Meksika’ya ardından ABD sınırına ulaşma ümidiyle yürümeye başladı. İki gün ve 200 kilometre sonra sayıları 1000’e ulaştı. 15 Ekim’den Guetamala sınırını geçtiklerinde sayıları 1600’e ulaşmıştı. 19 Ekim’de Meksika sınırına ulaştıklarında ise katılan Guetamalılar ile birlikte sayıları 3000’e ulaştı. Meksika hükümetinin 24 Ekim’deki açıklamasına göre kuzeye yönelen grubun insan sayısı 3600. 

İşte bu göçmen kervanını, ABD’ye dönük kaçak göçmen akınının genel karakteristiğinden ayıran şey, yani çoğunlukla aileler ve çocuklardan oluşmasının nedeni bu. Dara Lind’in açıklamasına göre kervanın oluşma mantığı ise şu: Honduras’tan ABD’ye yaklaşık 2200 kilometrelik yol bir çok tehlike ile dolu. Yolda kaçakçı çetelerince her an kaçırılma, öldürülme veya istismar edilme tehlikesi var. Bu yüzden de insan kaçakçılarının insafına kalmaktansa, kalabalık şekilde bir araya gelip topluca ve açık şekilde ilerlerlerse daha güvenli bir yolculuk yapacaklarına kanaat getirdiler. Grup böyle oluştu. 

Öte yandan bu gruba ‘kervan’ denilmesi bir yanlış. Bazılarına göre ise akla Arabik görüntüler getirme olasılığı düşünülerek oluşturulmuş kasıtlı bir algı yönlendirme çabası. Gerçekte bu bir ‘kervan’ değil. Çünkü seyahate veya ticarete çıkmış bir grup değil bu. Bunlar mülteci. İkinci Dünya Savaşından sonra Birleşmiş Milletler’i de doğuran uluslararası anlaşmalara uyularak hazırlanmış ABD kanunlarına göre, ülke sınırına gelmiş kişiler, sığınmacı olarak başvurma hakkına sahiptir. Hedefleri bu haktan yararlanabilecekleri sınıra ulaşmak. O sınırda kendilerini çok baş ağrıtıcı ve acı verici bir sürecin beklediğini de bilerek çaresizce ilerliyorlar.  

Bu mülteci grubu, ABD’nin Meksika sınırında sığınma başvurusu yapanların yanında oldukça küçük bir grup. CNN Espanol’a göre her iki haftada bir Honduras’tan kaçan Honduraslı sayısına eşit. Sadece 2017’de ABD Meksika sınırında kaçak geçişleri engellenen kişi sayısı ise 300,000. Kaldı ki bu çoğu yıldan çok daha düşük bir sayı. Yani, söz konusu ‘kervan’ın olağanüstü bir durumu da yok, tehdit özelliği de… 

ABD, bir göçmen ülkesi. 330 milyon nüfuslu ülkede nüfusun önemli bir kısmının dedesi veya büyük dedesi göçmen. Ülkede halen 43 milyon birinci kuşak göçmen yaşıyor. Yaygın yanıltıcı propagandanın aksine göçmenlerin suç işleme oranı, ülkede doğmuş Amerikan vatandaşlarının suç işleme oranından çok ama çok düşük. Yarısı kadın ve çocuk üç bin Orta Amerikalının tamamının suçlu olması bile bu oranlarda küçücük bir değişmeye bile yol açmayacak. 

Mülteci grubu, Fox News ve Donald Trump’ın Tweetleri olmasa, sınırdaki güvenlik birimleri için günlük rutin bir prosedür olacaktı. Ancak ikisinin ülkenin dikkatini sürekli buraya yöneltmesi ile, şimdi ‘kervan’ın nerede olduğu, hangi şehiri geçtiği, sınıra ne kadar yaklaştığı an be an takip edilen bir gelişmeye dönüştü. Gazeteci Ryan Cooper’a göre bütün dikkatini buraya vermesi Cumhuriyetçi Partililer için ‘içler acısı bir zavallılık’. Ülkenin içinde başkanlara gönderilen bombalar, ibadethanelerde sırf kimliklerinden dolayı rastgele öldürülmüş masum insanlar ise birer detay. 

Aslında bu ‘göçmen kervanı’ öyküsü, Trump’ın ilk denemesi değil. 2015 yılında ABD başkanlığına aday adaylığını açıkladığı günlerde yine ‘’yaklaşmakta olan bir kitlesel göçmen kervanının’’  fotoğrafını Twitter’dan paylaşmıştı. Gerçi o fotoğrafın Meksika’da değil, Fas’ta çekildiği ortaya çıksa da, Trump beyaz muhafazakar tabandaki göçmen karşıtı kesimin dikkatini ilk kez güçlü şekilde çekmeyi başarmıştı. 

‘Göçmenler ülkemizi işgale geliyor’ kartı ona bir kez daha kazandıracak mı, Salı akşamı belli olacak.

AMERİKA BÜLTENİ‘ni Twitter‘dan ve Facebook‘tan takip edebilirsiniz