Skip to content
Menu

Cumhuriyetçilerden, 2012’de Obama’yı yenmek için dahice ‘böl parçala yut’ planı

Cemal T. Demir (Amerika Bülteni)

Cumhuriyetçi Partinin, Obama’yı tek dönemlik başkan yapmak için yeni ve oldukça etkili bir planı sessizce uygulamaya koymak üzere olduğu ortaya çıktı. Pennsylvania eyaletinde başladığı için, ‘Pennsylvania’yı parçala’ diye adlandırılan plan, ABD başkanlık seçim sisteminde değişikliğe dayanıyor.

Amerikan başkanı, dünyadaki birçok demokrasideki muadilinin aksine doğrudan halk oyu (popular vote) ile seçilmiyor. Yani başkanlık seçimi, ABD genelinde en çok oyu alanın başkan olduğu ulusal bir seçim değil. Aksine başkan adayları her eyalette ayrı ayrı mücadele etmek zorunda.

Teknik olarak, eyaletlerde halk daha önceden kime oy vereceğini deklare etmiş seçici delegeleri(electoral vote) seçmiş sayılmakta ve bu seçici delegelerden en fazlasına sahip olan aday başkan olmakta. Mevcut sistemde her eyalet, Amerikan Kongresine (435 üyeli Temsilciler Meclisi ve 100 üyeli Senato) gönderdiği toplam üye kadar, seçici delege oyuna sahip. Hiçbir eyalete bağlı olmayan başkent District of Columbia ise 3 seçici delege oyuna sahip.

Ülke genelinde toplam 538 “electoral vote(seçici delege oyu)” var. Amerikan Anayasasına göre salt çoğunluk olan 270 seçici delege oyunu kazanan aday başkan seçilmiş kabul ediliyor. Bu sistemden dolayı seçici delege oyu sayısı fazla eyaletlerde kazanan adaylar daha şanslı hale geliyorlar. Mesela, Texas(38 oy), Pennsylvania (20), Ohio(18), North Carolina(15), New York(29), New Jersey (14), Michigan(17), Illinois (20), Georgia(16), Florida (29) ve California(55) gibi 11 eyaleti kazanan aday, geri kalan 39 eyalette kaybetse bile Amerikan başkanı olabilir.

Peki Pennsylvania planı nedir?

Secici delege oylarının hangi usulle belirleneceğine eyaletler kendileri karar veriyor. Halen 48 eyalet ile District of Columbia’da seçici delege oylarının tamamı, bir bütün olarak, ‘kazanan hepsini alır (winner takes all)’ prensibiyle, eyalet genelinde en çok halk oyunu kazanan aday tarafından kazanılmış sayılıyor.

Ancak Mother Jones dergisinin son sayısında deşifre ettiği dahiyane plana göre, Cumhuriyetçiler Pennsylvania eyaleti Kongresinde, eyaletin ‘kazanan hepsini alır’ hükmünü değiştirmek için harekete geçmiş durumda. Eyalet Kongresindeki Cumhuriyetçi senatör ve temsilcilerin yanı sıra Pennsylvania Valisi Tom Corbett’in de desteklediği plana göre, eyaletteki her Kongre seçim bölgesi kendi ‘başkanlık seçici delege oyunu (electoral vote)’ kendisi seçecek. Yani eyalette en çok oyu alan aday artık bütün eyaletin oylarını (toplam 20 oy) almış sayılmayacak.  Sadece 2 oy (2 senatör için) eyalette en çok oyu alan adaya gidecek. Üstelik eyalette Kongre seçim bölgeleri de her nüfus sayımından sonra yeniden çiziliyor ve son harita, Demokratların dahli olmadan hazırlandı. Bu yeni haritaya göre de Cumhuriyetçiler, 2012 seçiminde eyaletteki 18 Kongre seçim bölgesinden 12’sini garanti alabiliyor. Nüfusun en yoğun olduğu 6 bölge ise Demokratlar için garanti. Ancak, eğer Cumhuriyetçiler planladıkları yasal değişikliği hayata geçirebilirse, Obama, eyalet genelinde en fazla oyu alsa bile Pennsylvania’dan sadece 6 seçici delege oyu kazanabilecek. İki de senatör oyu kazanabilir. Geri kalan 12 oy Cumhuriyetçiler için çantada keklik olacak.

Bu sistem, eskiden beri ‘blue state’ olan yani Demokratların kazandığı örneğin Washington gibi orta ölçekli eyaletleri ise ‘red state’ yani Cumhuriyetçi Partinin kazandığı eyalet haline dönüştürebilir. Üstelik, Cumhuriyetçiler, ekstra seçim kampanyası ya da bağış toplama ihtiyacı bile duymadan bu sonucu elde edebilecek.

Nebraska ve Maine eyaletleri hali hazırda bu sistemi uyguluyor. Ancak iki eyalette de seçmen sayısının azlığı, ‘eyalet genelinde en fazla oyu alıp’, kongre bölgelerinde kaybetmeyi matematiksel olarak imkansız kılıyor.

Yale Üniversitesi Huuk Profesörü Akhil Reed Amar, Mother Jones’a yaptığı açıklamada, ‘’Pennsylvania çapında bir eyaletin kongresinin atacağı bu değişiklik adımını, Amerikan iç savaşından beri bir eyaletin, Amerikan sistemine müdahelede en etkili ve en cüretkar adımı’’ olduğunu vurguluyor.

Dahası, Cumhuriyetçiler, Michigan, Ohio, ve Wisconsin gibi başkanlık seçimlerinde genel olarak Demokrat 3 büyük eyaletin daha Kongresinde çoğunluğu oluşturması da planın tehdit boyutunu artırıyor.

Nitekim, Demokrat Parti Yasama Organı Seçimleri Komitesi sözcüsü Carolyn Fiddler, ‘Rust Belt’ olarak anılan bu kuzey kuşağı eyaletlerinin tamamının bu değişikliğe gitmesi halinde sonucun oldukça dramatik olacağını itiraf ediyor. Ve Demokratlar açısından en kötüsü de, Cumhuriyetçiler bu planı hayata geçirmek için Pennsylvania ve diğer eyalet kongrelerinde harekete geçtiğinde onları durdurabilecek hiçbir yasal dayanağa ve yeterli sandalyeye sahip olmamaları. Seyredecekler ve kaybedecekler.