Skip to content
Menu

90 yıldır kayıp 6 ayaklı dev böcekler hiç umulmadık bir yerde saklanmış!

AMERİKA BÜLTENİ (1 Mart 2012)

Avustralya açıklarında güney Pasifik’te öylece tek başına duruyor. Adına ‘’Ball’s Pyramid’’ diyorlar. 7 milyon yıl önce patlayan bir yanardağdan geriye kalmış. Adını, 1788’de kendisini ilk gören Avrupalı olan İngiliz deniz subayı Ball’dan alıyor. 500 metre yükseliğinde bir kaya ada.

Birkaç yıl önce bu kayaya tırmanan iki dağcı, bir gece, denizden 70 metre kadar yüksekte bir çalının altında uzun süredir kayıp bir sırrı buldular. Bu kayıp sırlar oraya nasıl geldi kimse bilmiyor. Ama hikayeleri kuşaklar boyunca anlatılacak bir masal gibi… Buyrun:

Evvel zaman içinde…

Bu kayalığın 13 mil uzağında daha büyükçe bir ada var: Lord Howe Island. Bu adada nerdeyse bir insan eli büyüklüğünde meşhur bir böcek türü vardı bir zamanlar. Avrupalılar bu böceğe ağaç istakozu adını vermişti. 12 santim uzunluğundaki bu hayvanlar dünyanın en ağır böcekleriydi. Yerel balıkçılar bu böcekleri ağ ve oltalarına yem olarak takıyordu.

Derken 1918’de günlerden bir gün S.S. Makambo adındaki bir İngiliz gemisi adada karaya oturdu. Bir yolcu boğuldu geri kalanı adaya tahliye edildi. Makambo’nun yeniden tamiri ve ayrılması 9 gün sürdü. Ancak bu sırada gemiden bazı kara sıçanlar adaya sızmayı başardı. Çok geçmeden de lezzetli bir yiyecekler tanıştılar. Meşhur 6 ayaklı dev böceklerimiz. 2 yıl sonra ada kara sıçan doluydu ve böceklerin nesli 1920’de tamamen tükendi. Tam 90 yıl boyunca da bir daha gören olmadı. 1960 yılında da soyunun tükendiği resmen ilan edildi.

Ancak bazı dağcılar yıllarca Ball’s Pyramid’in de bu böceklerden gördüklerini iddia ettiyse de yıllarca dedikodu olarak kaldı. Çünkü bu böcekler ‘nocturnal’ yani ‘geceleri ortaya çıkan canlılar’ olduğu için kimse gecenin bir karanlığında bu kayalıkta böcek aramak istemiyordu.

Dışkı deyip geçmeyin

2001 yılında Avustralyalı bilimadamları David Priddel ve Nicholas Carlile bu sırrı çözmeye karar verdiler. Kayalığa tırmandılar. Birkaç çekirge dışında birşey bulamadılar. Vaz geçip geri inerlerken sudan 70 metre kadar yükselikte küçük bir çalının altında taze böcek boku olduğunu farkettiler. Bu bok kime aitti? Bunun öğrenmenin tek yolu gece olunca yeniden gelmekti. Nick Carlile ve mahalli güvenlikçi Dean Hiscox gece karanlığında kayaya tırmanmayı kabul ettiler. Ve çalının etrafında iki siyah dev böcekle yüzyüze geldiler. 90 yıl sonra insan ile bu böcek türünün ilk karşılaşmasıydı. Nesli tükendiği düşünülen hayvan türü henüz gezegenimizden tamamen ayrılmış değildi. Çalılığın etrafını kolaçacan ettiklerinde nüfus 24’e çıktı.

Nick Carlile, bu dev böcekle ilk gözgöze geldiği anı, ‘inanılmaz’ diye anlatıyor: ‘’Bir anda, böceklerin dünyaya hükmettiği Jurassic Park çağına gitmiş gibi oldum’’

Okyanusun ortasındaki bu kayalığa nasıl geldiler?

Bu böcekler okyanusun ortasında kendilerine mülteci kampı olan bu kayalığa nasıl geldi? Kimse bilmiyor. Bir kuş kanadında gelmiş olabilirler. Bir balıkçının ağından kurtulup da gelmiş olabilirler. Bilimadamlarının ilk düşündüğü zaten, birkaçını hemen korumaya alıp yeniden üremelerini sağlamak oldu.

Avustralya hükümeti, cöceklerin adadan alınmasına sıcak bakmadı. 2 yıl boyunca kurulan komisyonlar bilimadamları gurpları araştırma raporları sonunda 4 böceğin kayalıktan alınmasına izin çıktı. Bilimadamları kayalığa geri döneceği günlerde kayalıkta heyelan meydana gelmesi sonrası, böceklerin tamamının öldüğünü sanan bilimadamları büyük panik ve korku yaşadı. 2003 yılının Sevgililer Günü’nde böceklerin çalılığına yeniden gelen bilimadamları hayatta olduklarını görünce bayram etti.

Adem ve Hava ve çoğalan nesiller

2 çift böcek alınıp dönüldü. Plan, bir çift böceği, kara böcekleri konusunda uzman bir Avustralyalıya verip Sydney’de çoğalmalarını sağlamaktı. Ancak böcek çifti iki hafta içinde Sydney’de öldü.

Diğer çifte ise bilimadaları ‘Adem’ ve ‘Havva’ adını verdi. Melbourn Hayvanat Bahçesine götürüldüler. Havva bir ara hastalanınca bilimadamlarını çok korkuttu. Patrick Honan, geceler boyu Havva’yı tedavi etti. Kalsiyum ve nectar ile hastasına gözleri gibi baktı. Havva çok geçmeden yeniden yürü hale geldi. Çocukları oldu ve hayvanat bahçesinin yeni böcek ailesi büyümeye başladı. Nüfusları 2008’de 11 bini geçti. Ve o gün gelip çattı. Yani soyu kurtarılan hayvanları yeniden doğal yaşama bırakma günü.

Howe Island’a İngiliz farelerin torunları hala yaşamaya devam ediyor. Bilimadamları tarihin tekerrür etmesinden korkuyordu. Önce adada fare temizliği yapıldı. Ancak daha büyük bir sorunla karşılaşıldı. Adada insanlar, el kadar büyük böceklerle aynı adada yaşamak istemiyordu. Bunun üzerine Melbourne Müzesi, böcekleri ada halkına sevdirecek, ‘’Böyle el kadar siyah göründüklerine bakmayın. Süper şirin ve zarasız şeyler’’ kampanyası başlattı. En ilgi göreni ise bir kara böceğin yumurtadan çıkışını gösteren muhteşem videoydu. (Aşağıda izleyebilirsiniz)

Şimdi artık Howe Island sakinlerine bakıyor iş. Böcek ise, ‘’Buradayım hala gezegendeyim, bırakın yaşayayım diyor’’. Onlar ersin muradına biz çıkalım kerevetine…