AMERİKA BÜLTENİ (2 Nisan 2012)
Popüler internet haber portalı Huffington Post’a bedava blog yazan ‘blogger’ın, ücret için hukuk arayışı New York mahkemesinden döndü. Bir grup blogger, Huffington Post’un değerinin oluşmasında kendilerinin yıllarca yaptığı katkının da rol oynadığını ifade ederek, sitenin AOL’a 315 milyon dolarlık satışından pay talebinde bulunmuşlardı. Ancak New York mahkemesi davayı, ‘blogger’ların yaptıkları işin karşılığında ücret almayacaklarının tam bilincinde olarak imza attıkları gerekçesiyle reddetti. Hakim John Koeltl, yazarların yzılarının yayınlanmasından önce imzaladıkları belgede ücret almayacaklarını kabul ettiklerini, dolayısıyla bundan sonra her hangi bir ücret ödenmesinin yeni bir sözleşme anlamına geleceğini kaydetti.
Dava, geçtiğimiz yıl Nisan ayında aktivist yazar Jonathan Tasini tarafından açıldı. Tasini, Huffington Post, American Online tarafından satın alınıncaya kadar 200 kadar yazı yazdı. Tasini, davayı, Huffington Post’a düzenli katkı yapan 9 bin blooger adına bir ‘sınıf mücadelesi’ olarak lanse ediyordu.
‘’Bedava emek istismarı küreye kanser gibi yayıldı’’
Ancak, halen Sydney’de yaşayan ve www.workinglife.org adlı blogunu yazan Tasini pes etmeyeceğini ve blogger’ların da gazeteciler gibi emeklerinin karşılığını alacağı günlere kadar mücadele edeceklerini açıkladı. Tasini, bireysel yaratıcıların emeklerini bedava kullanmanın bütün küreye kanser gibi yayıldığını söyledi.
Huffington Post, Arianna Huffington ve Ken Lerer tarafından 2005 yılında kurulduğunda beri, özellikle solcu yorumcu ve aktivistlerin emeğini bedava sömürmek ve diğer yayınların yayınlarını alıp kopyalamakla kazanmaklar eleştiriliyor. Huffington Post ise, bu yazar, aktivist ve blogger’lara, başka hiçbir şekilde ulaşamayacakları kadar kişiye ulaşma platformu sağladığını söyleyerek kendini savunuyor.
Blogger’lar gazeteci mi?
Dava, internet ve blogların da medyaya eklenmesinden beri tartışılan bir sorunsalın da merkezinde yer alıyor. Medya mensupluğu açısından ücretli gazeteci ile blogger’ın farkı nasıl ayırt edilecek? Zira, bazen bloggerlar profesyonel gazetecilerden daha etkin habercilik yapabiliyor. Bu sorunun kesin bir cevabına ulaşılmış değil ve hem akademik ortamlarda hem de medya çevrelerinde bu yeni durum hakkındaki tartışma sürüyor. New York hakimi John Koeltl ise bu konuda kesin bir düşünceye varmış gibi. Çünkü kararını ‘with prejudice’ şerhiyle verdi. Yani, Tasini aynı hak iddiasıyla bir daha benzeri dava açamayacak.
Tasini ise cevabı belirsiz soruyu gündemde tutuyor:
‘’Eğer medya kullandığı her materyalin ücretini ödemeyecekse, bireysel yaratıcı zeka, geçimini nasıl sağlayacak? Demokrasi, bilgi ve kültüre katkısını nasıl sürdürecek?’’