AMERİKA BÜLTENİ (24 Ekim 2012)
Atlas okyanusunun kuzeyindeki ada ülkesi İzlanda, 2008 yılında yaşadığı derin ekonomik krizden sonra ülkenin eski sahibi Danimarka’nın eseri olan 1944 tarihli anayasasının yeterli olmadığına ve yeni bir anayasa yapılmasına karar verdi. Ve anayasa yapmak için ‘siyasi kavgalar, bel altı vuruşlar, iktidarı kendi ideolojine hizmet ettirecek kelimeleri anayasaya sızdırma çalışmaları’ yerine, oldukça cesur ve hatta fazlasıyla çılgın bir yöntem tercih etti. Bir web sitesi kurdular. İzlanda’nın yeni anayasası, İzlanda Meclisi’nde kabul edildiğinde her aşamasıyla halk tarafından ve halkın gözü önünde ve sosyal medyada yapılan ilk anayasa olarak tarihe geçecek. 320 bin nüfuslu adada referandumla seçilen 25 sivil vatandaştan oluşan Anayasa Konseyi’nin, web sitesine, Facebook ve Twitter dahil internetten gelen yorum ve tekliflerle şekillendirdiği anayasa taslağı, önceki gün yapılan referandumda kabul edildi. Taslak, 2013 yılında İzlanda Parlamentosu Alþingi’nin onayına sunulacak.
Aralarında avukatlardan, politik bilim profesörlerine, gazeteciden sıradan esnafa kadar değişik mesleklerden kişilerin olduğu 25 kişilik konsey, aday 522 kişi arasından İzlanda halkının oylarıyla seçildi. Anayasa taslağının konsey seçimlerinden web sitesinde yorum ve tekliflerle şekillenmesine kadar her aşamasında İzlanda halkı aktif şekilde müdahil oldu. Aslında sadece İzlanda halkı da değil, Reykavik’ten Rio de Janerio’ya kadr dünyanın her yerinden insan aktif şekilde İzlanda’nın yönetim yapısının oluşmasına yorumlarıyla katkı yaptı. Hazırlanan taslak haftasonunda referanduma sunuldu ve İzlandalıların yüzde 66’sının oyunu alarak resmi anayasa teklifine dönüştü.
Anayasa komitesinin online herkesin izlemesine açık şekilde şeffaf yürüyen çalışmalarıyla ilgili internette sayısız video var. Ancak bunların neredeyse tamamı İzlanda dilinde olduğu için izlemesi keyif vermeyebilir. Onun yerine bu sıra dışı komitenin açılış toplantısında çalışmalarına hep beraber biz İzlanda şarkısı söyleyerek başlamalarının videosunu izleyebilirsiniz. Dünyanın ve demokrasinin geleceğine dair ne tür işaretler taşıyor olabileceğini de düşünerek…