Skip to content
Menu

Dünyanın konuştuğu ‘Cloud Atlas’ın filme dönüşme sürecinden 6 ilginç hikaye

AMERİKA BÜLTENİ (28 Ekim 2012)

Matrix ve V for Vendetta gibi filmleriyle tüm dünyada fırtınalar estiren Wachowski kardeşler, David Mitchell’in ‘uyarlanamaz’ denilen 2004 tarihli romanını sinemaya taşıdı ve beklenen oldu: Gişelerde Cloud Atlas (Bulut Atlas) fırtınası esiyor. Ancak bu hafta gösterime giren film sinema eleştirmenlerini ve izleyiciyi ikiye bölmüş durumda. İnsanın yer yüzündeki macerası içinde farklı yüzyıllardan altı hikaye etrafında oluşan romanın beyaz perde uyarlamasında Tom Hanks ve Halle Berry gibi popüler yıldızlar da rol alıyor. Peki Andy Wachowski, Lana Wachowski ve Tom Tykwer bu kutuplaştırıcı filmi nasıl yaptı? İşte filmin gelişiminde sahne arkasında gelişen altı ilginç olay:

 

Cloud Atlas’ın beyaz perdeye yolculuğu Natalie Portman ile başladı

 

Lana Wachowski, 2005 yılında V for Vendetta’nın setinde filmin yıldızı Natalie Portman’ın çekim aralarında elinden bir kitabı düşürmediğini farketti. Lana da böylece tanıştığı kitabı okumaya başladı ve o da kitabın tutkunu oldu. Kardeşi ve film ortağı Andy ile beraber ‘uyarlanamaz’ denilen romanı beyaz perdeye uyarlamaya karar verdiler.

 

Senaryoya şekli Costa Rica’da tatilde verildi

 

Wachowski kardeşler, 2009 senesinde filmin diğer yönetmeni Tom Tykwer ile birlikte Costa Rica’da bir ev kiralayarak, romanın detaylı 6 hikayesini ahenkli bir filme nasıl dönüştürebileceklerine kafa yormaya başladılar. Cloud Atlas’ı görsel olarak hayal edebilmek için kitaptan derledikleri yüzlerce sahneyi renkli kodlu indeks kartlara dönüştürerek ‘indeks kart Zen Garden’ı oluşturdular. Bu parçaları birbirleriyle aranje edip sonra yeni şekillerde yeniden aranje ettiler. Hikayenin yapısıyla oynadıkça senaryo da şekillenmeye başladı.

 

Tom Hanks’ı rolü kabul etmesine Melville’in Moby Dick’i hakkında bir konuşma neden oldu

 

Wachowski kardeşler ve Tywker, filme katılmaya isteksiz Tom Hanks’ı, Oscarlı aktörün o günlerde okumakta olduğu Melville’in Moby Dick romanını kullanarak ikna ettiler. Dörtlü Hanks’ın ofisinde sohbet ederken Moby Dick’i gördüler. Lana Wachowski, duvarda asılı olan Stanley Kubrick‘in ‘’2001: A Space Odyssey’’ filminin posterini işaret ederek, ‘’Moby Dick ve bu kitap. İşte yapmak istediğimiz film bu’’ diye konuşur. Tom Hanks bunu duyunca düşünmeden ‘varım’ der, ‘ne zaman başlıyoruz?’ diye ekler. Hanks, filmle anlaşan ilk oyuncu olur.

 

Filmin orijinal müziği ‘’bugüne kadar yapılan en harika müzik olmak’’ zorundaydı

 

Romanda  kurgusal karakter Robert Frobisher tarafından bestelenen “Cloud Atlas Sextet” adlı eser, Scriabin‘in White Mass’ının yankılarını, Stravinsky’nin kayıp izlerini, Debussy’nin kameri renklerini içeren mukayese kabul etmez bir eser olarak niteleniyor. Romanın bu ürkütücü tasvirli müziğini sinemaya taşıyabilmek için ortak yönetmenlerden Tom Tykwer, Debussy-vari bir müziğin ortak bestecisi olmaktan çekinmedi. Filmdeki her altı hikaye için aynı şarkı, senfonik orkestradan, klon orkestrasının ilahi tarzı okuyuşuna kadar 6 defa yeniden uyarlandı.

 

Sahne detaylarıyla hikayeler arasında yeni paralellikler kuruldu

 

Filmin tasarım yönetmeni Hugh Bateup, filmin değişik setleri ve hikayeleri arasında yolculuk eden bazı sahne detayları ve temalar tuttuklarını itiraf ediyor. Tom Hanks’in 1850’lerdeki karakterinin mücevher düğmeleri, 22’nci yüzyıl sahnesinde boynunda görünüyor. 1970’lerin San Francisco’sundaki karakterin elbiseleri, 2144 yılının Seul’unda duvar süsü olarak görünüyor. Bateup, ‘’Bu tür detaylar filmde ilk bakışta görünmüyor ancak izleyenlere bir tanıdıklık duygusu veriyor’’ diyor.

 

Altıncı ve son hikaye kendi konuşma diyalektiğine sahip

 

Uzak gelecekte geçen hikayede roman yazarı Mitchell, karakterlerini, evrilmiş ve melezleşmiş bir İngilizce yaratarak konuşturuyor. Yönetmenler de buna sadık kalarak filme aktarıyor. Slate sitesi bu bölüm için bir sözlük bile yayınlıyor. En dikkat çeken kelimeler arasında “judas” (ihanet), “sivvy” (aramak), and “yibber” (dedikodu) var.