Skip to content
Menu

Mısırlı Hristiyanlar da saldırı altında

egypt-christian

AMERİKA BÜLTENİ (22 Ağustos 2013)

Mısır ordusunun darbe karşıtlarına yönelik katliamları büyük ölçüde medyaya yansırken, bu katliamlara tepki adına Mısırlı Kıpti Hristiyanlara yönelen şiddet arka planda kaldı.

Mısırın modern tarihinin en büyük kitlesel katliamının olduğu 14 Ağustos günü,  fanatik gruplar, katliamdan Mısır’ın Kıpti azınlığını sorumlu tutarak, Hristiyanların evlerine ve mabetlerine yönelik saldırılara kışkırttılar. Ülke genelinde birçok Hristiyan kilisesi yakıldı. En yoğun saldırı, 5 milyonluk nüfusunun yüzde 35’ini Hristiyanların oluşturduğu Minye’de yaşandı. Minyeli Hristiyanlar, saldırılar süresince hiçbir güvenlik görevlisinin yardıma gelmediğine dikkat çekerek tepki gösteriyor.

Saldırılar kontrol altına alındığında, Kahire merkezli Kıpti Ortodoks Kültür Merkezi yöneticisi Piskopos Ermia’nın açıkladığı listeye göre, 65 kilise ve manastır, 22 kilise irtibatlı bina, Hristiyanlara ait 100’den fazla ev işyeri tahrip edilmişti. Saldırılarda tam sayısı bilinemese de en az 5 Hristiyan öldürüldü. Minye Piskoposu Abba Makario, El Cezire Amerika’ya yaptığı açıklamada iki Müslüman’ın da kiliseleri saldırılara karşı savunmaya çalışırken öldürüldüğünü belirtti.

Yaklaşık 90 milyonun kişinin yaşadığı Mısır genelinde ise 10 milyon civarında Kıpti Hristiyan yaşıyor. Mısır rejimi kendini Batı kamuoyunda ‘Hristiyanların koruyucusu’ gibi gösteriyor ancak birçok analist, rejimin Hristiyanlara yönelik saldırıların, kendi başarısızlıklarını örtmesinden menun olageldiği yorumu yapıyor.

3 Temmuz darbesinin ardından Minye gerilimin en yüksek olduğu şehirlerden biri haline gelmişti. Msülüman ve Hristiyan gençler arası sokak arbedeleri yaşandı. Bir sabah uyandıklarında şehirdeki Hristiyanların ev ve işyerlerinin duvarlarında kırmızı ‘X’, Müslümanlarınkin de ise siyah ‘X’ işaretleri yapıdığı görüldü. Piskopos Makarios, Piskopos Moussa Kilisesi yakınındaki iki caminin aşırı görüşleriyle bilinen imamlarının Cuma hutbesinde Hristiyanlara yönelik kışkırtıcı vaazlar yaptığını ifade ediyor.

14 Ağustos günü saldırganlarca yakılan Minye Piskopos Moussa Kilisesi cemaatinden Osama Makram Amin, Wall Street Journal’ın, ‘saldırılara karşı güvenlik güçlerinin müdahalesi’ sorulduğunda, ‘’Bu bir şaka mı? Durum şaka gibi. Polis nerdeydi?’’ şeklinde tepki veriyor. Birkaç blok uzaklıktaki itfaiye bile kilisede çıkan yangına müdahale etmemiş. Amin ve Müslüman komşuları el yardımıyla yangını söndürmeye çalışmış. Minye Kıpti Cemaati lideri Piskopos Makario da aynı gazeteye, bütün yardım taleplerine rağmen tek bir polisin geldiğini ifade ederek, ‘’O polis de bir Hristiyan. Bize, emirlere karşı çıkarak geldim’ dedi’’ açıklaması yapıyor.

Piskopos Makarias, rejimin herşey olup bittikten sonra bugünlerde Batılı gazetecilere yanan kiliselerde tur attırmasını ise, ‘’Mısır rejimi, Müslüman Kardeşlere karşı yaptıklarını meşrulaştırmak için Mısırlı Hristiyanları kullanıyor’’ diye yorumluyor. Minye Valisi general Selahaddin Ziyade polisin saldırılara yanıt vermekte yetersiz kaldığını kabul ediyor ancak, bunu, ‘’İslamcılarla mücadele ile meşgul olmalarına’’ bağlıyor. Minye Müslüman Kardeşler teşkilatında Halid Elkumi ise, saldırıları kınadıklarını ve kesinlikle karşısında olduklarını dile getiriyor: ‘’Bu saldırgan çeteler, polisin onyıllardır koruyup kolladığı çeteler’’

Fanatik Müslüman gruplarla, güvenemedikleri bir rejimin arasında kalan Mısırlı Hristiyanların bir kısmı çareyi göç etmekte buluyor. Zengin olanları bunu başarabiliyor. Ancak yoksul Hristiyanlar belirsiz ve korku dolu bir bekleyiş içinde yaşama mücadelesine devam