Skip to content
Menu

Koenig’in Küresi

NECDET YILMAZ

Tribeca Film Festivali, 11 Eylül saldırısının hemen ertesi yılı Robert De Niro gibi aktörlerin desteğiyle ekonomik ve sosyal açıdan zarar gören bölgeyi tekrar kalkındırmak için düzenlendi. Onun ikinci yılında izlediğim filmlerden biri “Koenig’s Sphere (küre)” adlı belgeseldi. Film, Alman heykeltraş Fritz Koenig‘in bir zamanlar Dünya Ticaret Merkezi’nin ortasında yer alan eserinin öyküsünü anlatıyordu.

necdet-yilmaz-koenig

Sanatçı, İkiz Kuleler’in mimarı Minoru Yamasaki’nin isteği üzerine Bremen’de tamamlamış eserini. Dört yıl sonra New York’a getirilip, 1971’de iki kulenin tam merkezinde bulunan bir havuzun ortasına yerleştirilmiş. Bunda da Kabe’den esinlenilmiş. Her ne kadar sanatçı eserinde “ticaret yoluyla barış”ı anlatmayı hedeflese de bölge “paranın kabesi’nin simgesi” olmuş.

Belgeselde Koenig heykeli üzerinde çalışırken karısının ona yemek getirirken gösteren siyah beyaz bir fotoğraf da var.  Saldırıdan sonra yerle bir olan binaların enkazının altında kaldı bronz Küre. Çıkarıldığında hasar görmesine rağmen (Almanlar’ın işlerini sağlam yapmalarının delili olarak) hala tanınıyordu. Bir süre JFK havaalnında bekletildikten sonra törenle, olayın bir kaç yüz metre ötesindeki Battery Park’a yerleştirildi. Bu sırada Koenig de teknik ekibe danışmanlık yaptı. Törendeki konuşmasında, “O eskiden bir heykeldi fakat şimdi bir anıt. Şu an benim bile hayal edemeyeceğim bambaşka bir güzelliğe sahip, ona verdiğimden farklı bir hayatı var.” dedi sanatçı.

Filmi izlerken saldırıdan kısa bir süre önce İkiz Kuleler’e gidip ucuz bir dil okulu aradığım ve bu sırada heykeli de gördüğüm gün aklıma geldi. Eğer okulu bulabilseydim her gün onu daha fazla görebilme şansım olacaktı ve tabii belki de bu satırları yazamayacaktım.

Sinema salonuna geç girince ancak arkalarda bir yer bulup oturmuştum. Film bitip ışıklar yanınca bir festival görevlisi sanatçının adını anons etti ve eliyle beni gösterdi. Seyirciler de başlarını bana doğru çevirip alkışlamaya başlayınca biraz şaşırdım. Fakat yanımda oturan yaşlı adam ayağa kalktı ve başıyla selam verdi. Demek ki filmi Koenig’le birlikte izlemiştim. Elini sıkıp tebrik eden ilk ben oldum. Yanımda makinam olmadığı için bu fotoğrafı da izleyicilerden birine rica edip çektirttim.

Yıllar sonra, olayda hayatını kaybedenlerin aileleri heykelin bu haliyle de olsa yeni yapılan Ticaret Merkezi’ne taşınmasını istediler. Fakat yetkililer bu isteği kabul etmedi. Bugün, daha da “kutsal” bir anlam kazanan Koenig’in Küresi, parkın ağaçları altında üzerine konan güvercinlerle birlikte, olaydan sağ kurtulan tek tanık olarak turistlere poz verirken denizin ötesindeki Özgürlük Anıtı’nı seyrediyor…

***

Necdet Yılmaz, is a New York-based Turkish cartoonist. See his website www.necdetyilmaz.com

He can also be reached on his Facebook page