Skip to content
Menu

“Özgürlüğü hatırlayan yazarlara ihtiyacımız olacak”

ursula-leguin

CEMAL TUNÇDEMİR

28 Aralık 2014

Amerikan Ulusal Kitap Ödülleri töreninde Amerikan Edebiyatına Katkı Onur Ödülüne layık görülen bilim-kurgu yazarı Ursula Le Guin’in törende yaptığı ‘’kapitalizmin gücü, edebiyat ve hayal gücü’’ temalı konuşması, edebiyat ve düşünce dünyasını dalgalandırırken, konuşmanın videosu da YouTube’da büyük ilgi görüyor.

85 yaşındaki usta yazarın bu önemli konuşmasının videosunu aşağıda izleyebilirsiniz. İzleme şansı bulamayacaklar için tam metninin bir tercümesini sunuyorum. Buyrun:

‘’Teşekkürler Neil. Bu güzel ödülü layık görenlere yürekten teşekkür ediyorum. Ailem, editörlerim, yayıncılarım… Bilin ki, burada olmam onların da burada olması demek. Ve bu güzel ödül benim olduğu kadar onların da… Ve bu ödülü, uzun zamandır edebiyattan dışlanmış bir yazar grubu, yani bilimkurgu ve fantazi yazarları, hayal gücünün yazarları, yani 50 yıldır bu güzel ödüllerin hep sözde realistlere gidişini seyreden yazarlar adına kabul etmenin mutluluğunu yaşıyorum.

Öyle sanıyorum ki, şu andaki yaşam tarzımıza alternatifler sunabilen ve korkutulmuş toplumun ve teknoloji takıntısının içinden var olmanın diğer şekillerini görebilen yazarların sesine ve umudun hayalini kurabileceğimiz bir parça gerçek zemine muhtaç olacağımız zor zamanlara giriyoruz. Özgürlüğü hatırlayabilen yazarlara ihtiyacımız olacak. Şairlere, vizyonerlere yani daha büyük realitenin realistlerine…

Günümüzde, piyasaya ürün pazarlama ve sanat icrası arasındaki farkı bilebilen yazarlara ihtiyacımız var. Şirketin satış ve reklam gelirlerini maksimize edecek satış stratejilerine uyan yazılı metinler üretmenin, kitap yayımcılığı ve yazarlıkla bir ilgisi yoktur. (Bir kaç kişinin alkışlaması üzerine, ‘teşekkürler cesur alkışçılar’ diyerek şaka yapıyor)

Bununla beraber, satış departmanlarının editoryal departmana hükmettiğini görüyorum. Kendi yayımcılarımı bile cehalet ve kar hırsının gülünç paniğine kapılmış olduklarını görüyorum; Elektronik kitapları, halk kütüphanelerine, piyasadaki müşterilerine sattıklarının 6-7 kayı yüksek fiyata satıyorlar. Vurguncuların, kendilerine uymayan yayımcıları cezalandırmaya çalıştıklarını, yazarların şirket fetvalarıyla tehdit edildiklerini görüyorum. Ve görüyorum ki biz kitap üretenlerin çoğu bunu kabulleniyoruz. Ticari rantçıların bizi deodorant gibi satmalarına ve bize ne yazmamız gerektiğini söylemelerine izin veriyoruz. (‘Seni seviyorum’ diye bağıran bir dinleyiciye, ‘ben de seni seviyorum canım’ diye yanıt veriyor)

Kitaplar, sadece birer ticari ürün değildir. Kar güdüsü, sanatın amacıyla sıklıkla çatışan bir şeydir. Kapitalizmde yaşıyoruz. Kapitalizmin gücünden kaçmak imkansız görünüyor. Ama bir zamanlar kralların gücünden kaçmak da imkansız görünürdü. İnsanların oluşturduğu her güç, yine insanlar tarafından direnilebilir ve değiştirilebilir bir güçtür. Direniş ve değişim sıklıkla sanattan başlar. Çoğunlukla da bizim sanatımızdan, kelimelerin sanatından…

Güzel dostlarla beraber uzun ve güzel bir yazı kariyeri yaşadım. Ve bu yolculuğun sonuna geldiğim bu noktada, Amerikan edebiyatının arkadan hançerlenmesini görmek istemiyorum. Biz yazarlar ve yayıncılar elbette ki oluşan maddi gelirden adil payımızı istemeli ve hatta talep etmeliyiz. Ama bizim sahip olacağımız en güzel hediyenin adı ‘kar’ değil, ‘özgürlük’tür.

Teşekkür ederim…”

(Alkışlar)