Skip to content
Menu

Ortodoks Hristiyan nüfusu Rusya’da azalıyor Etiyopya’da artıyor

ABD’nin Seattle kentinde yaşayan Etiyopyalı Ortodokslar bir Paskalya ayini sırasında.

AMERİKA BÜLTENİ (15 Kasım 2017)

Hristiyan inancının üç ana yorumundan birine müntesip Ortodoks Hristiyanların dünyadaki nüfusu, son yüzyılda iki kat artarak 260 milyona ulaştı. Dünyadaki en kalabalık Ortodoks nüfusu 100 milyonu aşkın Ortodoks Hristiyanın yaşadığı Rusya’da. Ancak bu rakamsal artışa rağmen Ortodoks nüfusu oransal olarak büyük bir azalma eğiliminde.

Washington merkezli Pew Araştırma Merkezinin açıkladığı 21’nci Yüzyılda Ortodoks Hristiyanlık araştırması raporuna göre 100 yıl önce dünyadaki Hristiyan nüfusun yüzde 20’sini oluşturan Ortodokslar, günümüzde ise dünya Hristiyan nüfusunun sadece yüzde 12’sini oluşturuyor.

Yine 100 yıl önce dünya nüfusunun yüzde 7’si Ortodoks Hristiyanlardan oluşurken bu oran günümüzde yüzde 4’e geriledi. Bunda en önemli neden, Katolik ve Protestanlığın, 20’nci yüzyıl başından itibaren kürenin diğer kıtalarında da hızla büyümesine karşılık Ortodoksluğun Doğu Avrupa merkezli bir inanç kalmaya devam etmesi oldu. 1910 yılında dünya Hristiyan nüfusunun çoğunluğu Avrupa’da yaşıyordu. Günümüzde de her dört Ortodoks’tan üçü (Yüzde 77), Doğu Avrupa’da yaşıyor. 100 yıl önceki yüzde 91’lik orandan küçük bir azalma yaşanmış.

Ancak günümüzde dünya Katolik nüfusunun sadece yüzde 24’ü ve Protestan nüfusunun yüzde 12’si Avrupa’da yaşıyor. 1910 yılında Katoliklerin yüzde 65’i ve Protestanların yüzde 52’si Avrupa’da yaşıyordu.

Avrupa’da kalan Ortodoksluk, Avrupa’da doğum oranının düşüklüğüyle azalan nüfustan payını alarak hızla nüfus kaybediyor.

İstanbul’dan dünyaya yayıldı

İstanbul merkezli Ortodoks inancı, Slavik Avrupa’ya, Bizans İmparatorluğu misyonerleri aracılığıyla 9’ncu yüzyılda yayıldı. Önce Bulgaristan, Sırbistan ve bugünkü Çek Cumhuriyeti coğrafyasında kabul gördükten sonra 10’ncu yüzyılda Rusya’ya ulaştı. 1054 yılında Batı Hristiyan dünyası (Katolik) ile Doğu Hristiyan (Ortodoks) dünyası arasındaki büyük bölünme sonrası Ortodoks misyonerler faaliyetlerini daha çok Avrasya merkezli yürütmeye başladı ve bugünkü Rusya coğrafyasının içlerine ilerledi. 1800’lere kadar bu yayılma sürdü. Ortodoksluğun Rusya imparatorluğu içinde yayılmasını sürdürdüğü yıllarda Batı Hristiyanlığı, yani Katolikler ve 16’ncı yüzyılda ortaya çıkan Protestanlık, önce Akdeniz ötesi ardından Okyanus ötesi coğrafyalara yöneldi. Portekizliler, İspanyol, Hollanda ve İngiliz krallıkları, Batı Hristiyanlığını, Sahra-altı Afrika’sına, Doğu Asya’ya ve Amerikalara taşıdı. Bu üç coğrafyanın nüfus artış hızı 20’nci yüzyılda Avrupa’yı geçti.

Ortodoks dünyası bugün, bazı temel teolojik ve ibadet farklılıkları da olan iki ana gruba ayrılıyor: Doğu Ortodoks Dünyası ve Oryantal Ortodoks Dünyası. Doğu ve Orta Avrupa ortodoksları Doğu Ortodoks Dünyasını oluşturuyor. Oryantal Ortodoks Dünyası ise, Etiyopya, Mısır, Eritre, Hindistan, Ermenistan ve Suriye’deki kiliselerde varlığını sürdürüyor.

Günümüzde Doğu Avrupa dışındaki en büyük Ortodoks Hristiyan toplumu Etiyopya’da yaşıyor. Yüzlerce yıllık Etiyopya Tewahedo Ortodoks kilisesinin 36 milyon müntesibi var. Bu dünya Ortodoks nüfusunun yüzde 14’ü demek. Etiyopya Ortodoks nüfusu, 20’nci yüzyılda Avrupa Ortodoks nüfusundan çok hızla büyüdü.

Rusya’da Ortodoks kilisesine bağlılık Sovyet döneminde önemli oranda azaldı. Ülkedeki yetişkin Ortodoksların sadece yüzde 6’sı her hafta ayin için kiliseye gidiyor. Dinin kendileri için önemli olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 15, günlük evinde dua ettiğini söyleyenlerin oranı ise yüzde 18. Etiyopya Ortodoks nüfusu, Doğu Avrupa Ortodoks nüfusundan çok daha dindar bir toplum olarak da dikkat çekiyor. Etiyopya Ortodoks nüfusunun neredeyse tamamı, dinin kendileri için çok önemli olduğunu söylüyor. Yüzde 78’i haftada en az bir kez kiliseye gidiyor. Etiyopya Ortodokslarının bir başka ayırıcı özelliği, kökü Yahudiliğe kadar uzanan ritüelleri de uygulamaları. Örneğin, tıpkı Yahudiler gibi her hafta Şabat günü idrak ediliyor. Erkek çocuklar sekiz günlükken sünnet ediliyor. Yemeklerin Yahudi şeriatına uygun (koşer) olmasına dikkat ediliyor.

Ortodoklar ile Katolikler arasındaki temel bazı farklılıklar

‘Katolik’ eski Yunanca’da evrensel veya cihanşumül gibi anlamalara geliyor. Roma merkezli Katolik Kilisesi de, İngiliz Anglikan Kilisesi de, Süryani Kilisesi de, Ortodoks Kilisesi de ‘evrensel kiliseyi’ bünyesinde yaşattığına inanıyor. Türkçe kaynaklarda Katolik kilisesi denirken sadece Roma kastedilse de Batılı kaynaklarda Katolikler için ‘Roman Catholics’ tabiri kullanılması bundan dolayı.

Aslında iki kilise arasındaki ayrılık politik bir ayrılık olarak başladı ve zamanla kendine ait dini bir temel de oluşturdu. Peki Katolikler (Roma merkezli) ile Ortodokslar arasındaki bazı temel farklılıklar neler?

Katolikler Papa’nın yanılmaz olduğuna inanıyor. Ortodoksler ise ‘eşitler içinde birinci olan patriğin (İstanbul patriği)’ yanılmaz olduğu gibi bir inanca sahip değil.

Katolikler, Hz Meryem’in normal insanlar gibi orijinal günahla doğmadığına inanıyor. Ona özel bir statü atfediyor. Ortodoks inancı ise Hz Meryem’i normal bir insan olarak, orijinal günahla doğduğuna inanıyor. Faziletli yaşamından dolayı seçildiğini ifade ediyor.

Katolik rahipleri evlenemiyor. Ortodoks rahipler ise papazlıkları onaylanmadan önce evlenebiliyor.

Katolik kiliselerinin yüzyıllar boyunca ibadet dili Latinceydi. Ortodoks kiliseleri ise bulundukları ülkelerin ana dilini ibadet dili olarak kullanabiliyordu.

Katolikler, ibadet veya dua ederken İsa, Meryem veya Azizlere ait heykelleri vesile yapabiliyor. Ortodokslar ise, heykel yerine bunlara ait ikonik tabloları…

Katoliklikte dini doktrin zamanla değiştirilip geliştirilebiliyor. Ortodoks inancı ise erken dönem kilise ve İncil’in yorumlanarak yeni doktrinler geliştirilmesine karşı çıkıyor. Bu da Katolik Kilisesini daha doktrinel ve entelektüel spekülasyonlara açık bir eğilime ve Ortodoks Kilisesini ise daha spiritüel eğilime sahip olmasının nedeni.

Katolikler, kilise ayininde İsa’nın sembolü olarak ‘mayasız özel bir gofret’ kullanıyor, Ortodokslar ise mayasız ekmek.

Katoliklerle birleşmeye nasıl bakıyorlar?

Pew’in araştırmasına göre Ortodoks ve Katolikler arasında, ‘iki inancın oldukça fazla ortak noktası’ olduğunan inananların oranı, ‘iki inancın çok farklı olduğuna’ inananlardan çok daha fazla. Bununla beraber, yaklaşık 1000 yıllık ayrılıktan sonra bir birleşmeye sıcak bakanların oranı özellikle de Ortodoks dünyasında aynı oranda yüksek değil. Rusya’da Ortodoksların sadece yüzde 17’sini her iki inancın yeniden komünyon içinde olmasını istiyor. Ortodoks ülkeleri içinde sadece Romanya’da, çoğunluk (yüzde 62) Doğu ve Batı kilisesinin birleşmesini istiyor.

Ortodoksluğun en yüksek patrikliği hangisi?

Doğu Ortodoks dünyasının geleneksel tarihi gelişimine göre ekümenik patrik olan İstanbul Patriği (Fener Rum Patriği) en yüksek dini otorite. Bununla beraber günümüzde Ermenistan, Bulgaristan, Gürcistan, Yunanistan, Romanya, Rusya, Sırbistan ve Ukrayna’daki ortodoksların birer ulusal patrikliği var. Pew araştırmasına göre Yunanistan ve Ermenistan hariç diğer ülkelerdeki Ortodokslar arasında, kendi ulusal patriklerini Ortodoks dünyasının en yüksek dini otoritesi olarak görenler daha fazla.

Örneğin Bulgaristan’da Ortodoksların yüzde 59’u milli patriklerini Ortodoksluğun en yüksek dini otoritesi olarak gördüğünü belirtirken, Patrik Bartalomeo’nun en yüksek otorite olduğuna inanaların oranı yüzde 8’de kalıyor. Ermenistanda Moskova patriği Kirill’i en yüksek otorite görenler daha fazlayken, Yunanistan’da ise çoğunluk İstanbul Patriğini Ortodoks kilisesinin en yüksek otoritesi olarak görüyor. Geçmişte Sovyetler içinde yer almış, Kazakistan, Belarus, Estonya, Litvanya, Moldova gibi ülkelerde ise genellikle Moskova Patrikliği en yüksek dini otorite görülüyor.

AMERİKA BÜLTENİ‘ni Twitter’dan takip edebilirsiniz