İran’da protestoları tetikleyen kemer sıkma paketinde ne var?
AMERİKA BÜLTENİ (31 Aralık 2017)
İran’da ülkenin ikinci büyük kenti Meşhed’te başlayan protestolar, başkent Tahran’a da sıçradı ve bütün ülkeye yayıldı. İçişleri Bakanlığının halkı yasadışı toplantılara katılmamaları konusunda uyarmasına rağmen ülke genelinde binlerce kişi protestolara katılmaya devam ediyor. Protestocuların ülkenin en etkili iki odağını, ruhani lider Hamaney ve Devrim Muhafızlarını doğrudan hedef alması ise dikkat çekiyor. İran’ın büyük bölümünde internete ciddi kısıtlama ve yer yer tamamen kapatma gelmesi nedeniyle, protestolar ve bunlara müdahaleler ile ilgili sağlıklı bilgi akışı da sağlanamıyor.
Her şey İran hükümetinin 19 Aralık Salı günü yeni tasarruf tedbirleri paketini açıklamasıyla başladı. Plan ile benzin fiyatları yüzde 50 yükseliyor. Yine hükümet, 34 milyondan fazla insanın yararlandığı sosyal yardım parası ödemeyi durdurmaya karar verdi. Böylece yoksulluk sınırında veya altında yaşayan insan sayısı 54 milyona çıkıyor.
Bir başka öfke nedeni ise temel tüketim mallarının aniden yüksek oranda yükselen fiyatları. Örneğin, ekmeğin 10 yıldır aynı kalan fiyatı yüzde 160 oranında artırıldı. Yumurta yüzde 100, şeker yüzde 45, süt yüzde 39 ve et yüzde 13 oranları ile fiyatları büyük oranlarda artan temel tüketim malları arasında. Ülkede asgari ücret ise 1025 lira civarında. Yani iki çocuklu bir ailenin maaşının tamamı, yükselen yeni fiyatlar nedeniyle sadece bu temel tüketim ürünlerine yetecek. Barınma, ısınma, ulaşım ve diğer temel harcamalar için hiç paraları kalmayacak.
Ancak bir tasarruf planı olduğu açıklanan planda, askeri harcamaların ise arttırılması ise dikkat çekti. Askeri harcamaların büyük bölümü ise İran Devrim Muhafızları ordusuna gidiyor.
Protesto dalgasının ikinci yüzü ise bu konuda başlıyor. Çünkü Devrim Muhafızları Ordusunun bütçeyi adeta yutan askeri operasyonlarının neredeyse tamamı İran’ın dışında. Lübnan’da Hizbullah güçlerine, Suriye’de Esat rejimine, Irak’ta Halk Harekatı Gücüne ve Yemen’de Husilere önemli destek ve kaynak gönderiliyor. ‘’Ne Gazze ne Lübnan, derdimiz İran’’ veya ‘’Suriye’yi bırakın halka bakın’’ sloganları da işte bu nedenle en fazla duyulan sloganlardan bazıları.
İlk protestolar, 27 Aralık Çarşamba günü Horasan vilayetinin başkenti ve ülkenin en kalabalık ikinci kenti olan Meşhed’te yapıldı. Yüzlerce kişinin katıldığı bu protesto, rejim karşıtı olmayan, sadece tasarruf planına karşı bir protesto itirazıydı. Ancak güvenlik kuvvetleri bu protestoya orantısız bir şiddet kullanarak sert bir müdahaleyle engelledi. Ertesi gün Meşhed’te bu kez binlerce kişi toplandı. Talep yine aynıydı; Tasarruf planı geri çekilsin, benzin sübvansiyonu kalkmasın.
Üniversiteler ve protestolardan genelde uzak duran orta sınıftan insanlar da gösterilere katıldı. Ve protestolar kısa sürede, politik öfkeye ve İran’ın dış politikası hakkında bir sorgulamaya dönüştü.
İran hükümeti olayları nasıl açıklıyor?
İlk açıklama Devlet Başkanı Yardımcısı İshak Cihangiri’den geldi. ‘’Ülkede son günlerde olan bazı gelişmeler ekonomik nedenlerle oluyormuş gibi görünüyor ama arkasında başka şeyler var’’ diyen Cihangiri, ilk günlerdeki protestoların samimi olduğu ancak sonrasında bazılarınca bu protestoların alınarak başka yerlere çekildiği değerlendirmesi yaptı. Cihangiri, protestolar sokağa yansıdığı zaman en başta ekonomik nedenlerle bunu başlatanların altında kalacağı uyarısı yaptı. İranlı dini liderler ise Cuma günkü hutbelerinde, ‘dış güçlerin’ İran’ı karıştırmak istediğini ve protestolara katılanların bu dış güçlerin oyununa geldiğini savundu. Nitekim İran resmi medyası, gösterilerle ilgili dünyadaki tepkileri görmezden gelirken, ABD Başkanı Trump’ın attığı Tweet’e oldukça geniş yer ayırarak, gösterilerin arkasında ABD olduğu tezini güçlendiriyor.
Tahran’daki devrim muhafızlarının komutanı tümgeneral İsmail Kovsari, ISNA’ya yaptığı açıklamada, ”Eğer insanlar ekonomik konularda protesto yapıyorsa, rejim karşıtı sloganlar atmamalı, kamu mallarına ve özel araçlara zarar vermemeli” diye konuştu. Kovsari, protestocuların devam etmeleri halinde İran halkının demir yumruğunun başlarına ineceği uyarısı da yaptı.
İran İçişleri Bakanı Abdurrıza Rahmani-Fazli de, yasadışı gösterilere müsamaha edilmeyeceğini, gösteri yapmak isteyenlerin izin başvurusu yapması halinde kendilerine yer gösterilerek protestolarını yapmalarına olanak sağlanacağını söyledi.
Kadın işlerinden sorumlu devlet başkan yardımcısı Masume Ebtekar da, attığı Tweet’te, ”İnsanların protesto hakları var. Ancak yaptıkları protestoların nereye çekildiğini görmeliler” diye yazdı. Ebtekar, ABD’de ve Suudi Arabistan kaynaklı bazı Twitter hesaplarının nasıl gösterilere destek verdiğinin fotoğrafını paylaştı.
İran resmi televizyonu Kanal 1 ise, göstericilerin arasına katılan bazı fırsatçıların attıkları sloganlarla, Suudi Arabistan, İngiltere ve Amerika’yı mutlu ettiklerini kaydetti. Aynı haberde, ‘’bununla beraber halkın ekonomik problemlerinin olduğu da inkar edilemez’’ yorumu yapılmasını ise, devlet içinde görüş farklılığı olduğu iddialarının bir göstergesi gören bazı İran gözlemcileri de var.
Nitekim devlet başkanı Hasan Ruhani’ye yakın ekonomistlerin, planın sosyal patlamaya neden olacağı uyarısı yaptığı biliniyor. Ancak Hasan Ruhani, bu uyarılara aldırış etmeden planın uygulanmaya konmasını istedi.
AMERİKA BÜLTENİ‘ni Twitter’dan takip edebilirsiniz