Davos’ta ikinci gün; AB küresel sahneye geri döndü mesajı
AMERİKA BÜLTENİ (24 Ocak 2018)
İsviçre’nin Davos kentinde devam eden Dünya Ekonomi Forumu’nun 48’ncisinde ikinci güne, Avrupa Birliğinin üç büyük ülkesi, Almanya, Fransa ve İtalya Başbakanlarının konuşmaları damga vurdu.
Macron: ‘Daha az kas gücüne daha çok beyin gücüne ihtiyacımız var’
Küreselleşmenin yığınla engelle yüzleştiği bir süreçten geçtiğini vurgulayan Fransa devlet başkanı Emmanuel Macron, küreselleşme için daha fazla harekete geçilmesi çağrısında bulundu:
‘’Fransa da, değişim ve küreselleşmeden etkilendi. Ülkemde küreselleşme sürecini anlama konusunda eksiklikten dolayı birkaç ay önce nasyonalist parti ile bir seçimde mücadele etmek zorunda kaldım. Bazı insanlar küreselleşmeden kopmanın çözüm olduğunu savunuyor. Ben, müreffeh ve dünyaya açık bir Fransa inşa etmekle sorumlu olduğum gibi, küreselleşmeden yeterince payını alamayıp geride kalan yurttaşlarımdan da sorumluyum. Fransa’da daha adil ve daha rekabetçi bir sistem kurmak zorundayım’’
‘’Dünya artık değişti’’ diye konuşan Macron şöyle devam etti:
‘’Artık daha az kas gücüne ve daha fazla beyin gücüne ihtiyacımız var. İnsanlar daha etkili bir eğitim olanağına kavuşturulmalı. Eğitim sistemimizde reform yapıyoruz, üniversitelere erişimi artırıyoruz. Gayri Safi hasılamızın yüzde 5’ini eğitime harcayacağız. Önümüzdeki 5 yılda eğitime 15 milyar Euro yatırım yapacağız. Yenilikçiliği ekonomizin merkez unsuru yapacağız’’
İdeallerinin Fransa, Almanya ve Kuzey Avrupa’yı tek bir yapıya dönüştürmek olduğunu söyleyen Macron, ‘’Mesajım şu ki Fransa geri dönmüştür’’ diye konuştu ve ekledi:
‘’Avrupa’nın başarısını içermeyen bir Fransa başarısı asla söz konusu olmayacak. Angela Merkel vizyonunu açıkladı ve bu yönde çok yakın çalışıyoruz. Bu stratejinin temelinde kısa vadeli sorunları çözmekle beraber, Avrupa için 10 yıl bir strateji kurmak var. Avrupa, Çin ve ABD ile başa baş oynayabilecek role sahiptir. Eğer parçalanmış bir dünyadan kaçınmak istiyorsak çok daha güçlü bir Avrupa’ya ihtiyacımız var. Avrupa’yı, daha çevre dostu, bilimsel ve politik bir güç yapmak için 10 yıllık bir stratejiye sahip olmak zorundayız. Daha birleşik bir Avrupa için daha fazla hevesli olmaya ihtiyacımız var. Metodolojimizi değiştirmek zorundayız. Odadaki herkesin ilerlemeye başlamasını beklemek zorunda değiliz. Bu konuda ileriye gitmeye çok hevesli olmayanlar, odadaki daha hevesli olanlara engel olamamalı. Bu Euro bölgesini daha güçlü ve daha adil yapacak. Ortak 10 yıllık stratejimizi, bu yıl sonuna kadar belirlemeyi umuyoruz.’’
Küreselleşmenin şimdiye kadar adil olmayan yanlış bir doğrultuda gittiği eleştirisi yapan Macron dünyanın küreselleşme konusunda yeni bir küresel sözleşmeye ihtiyacı olduğunu da dile getirdi. Çağdaş kapitalizmin sorun yaşadığını kaydeden Macron, şirketlerin karlarına odaklı anlayışın bir moral sorun oluşturduğu eleştirisinde de bulundu.
Merkel: Tarihten ders almayacak mıyız?
2018 yılının Birinci Dünya Savaşının sona ermesinin yüzüncü yıldönümü olduğunu hatırlatan Almanya Başbakanı Angela Merkel, ‘’100 yıl öncenin politik liderleri krizlerin içine bir uyurgezer gibi yürüdüler. Biz kendimize sormak zorundayız; Tarihten hiç ders almayacak mıyız? İkinci Dünya Savaşından sonra doğan bu kuşak, tarihten ders aldığını ispat etmek zorunda’’ dedi. Merkel bunun yolunun da çok taraflılığa ve problemlerin ancak birlikte çözülebileceğine inançtan geçtiğini kaydetti.
Teknolojinin getirdiği hızlı değişimlerin toplumu sarstığını ve endişe yarattığını ifade eden Merkel, bunun da bir çok ülkede kutuplaşmanın ve popülizmin yükselmesine yol açtığını belirtti.
Merkel, Trump’a göndermede bulunduğu yorumu yapılan sözlerinde şöyle konuştu:
‘’Bir şeylerin adil olmadığı, karşılıklı kazancın olmadığı görüşündeysek, karşılıklı bir çözüm bulmaya yönelmek zorundayız. Kendimizi izole ederek tek taraflı korumacı yola girerek bir şey elde edemeyiz’’.
İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma kararının üzüntü verici olduğunu da ekleyen Merkel, ancak bunun Avrupa Birliğine daha ileri gitme cesareti verdiğini de söyledi. Fransa’da Emmanuel Macron’un seçim zaferinin de Avrupa’da yeni bir momentum ve süreç yarattığını kaydetti.
Gentiloni: AB’de Brexit ile borç krizi ve göçmen akınının fırtınası dindi
İtalya Başbakanı Paulo Gentiloni de konuşmasında, İtalya ekonomisin toparlanarak yeniden büyüme sürecine girdiğini söyledi. İhracatın arttığını, işsizlik rakamlarının düştüğünü belirtti. İtalya’da 40 günde içinde seçim olacağını ve populist güçlerin kazanmayacağı umudunda olduğunu ifade eden İtalyan Başbakan, ‘popülizm, doğru sorulara yanlış cevaplar veren bir eğilim. Politikacılar, haklarındaki derin kaygılara duyarsız kalmamalı. Mevcut durumundan memnun olmayan ve geleceğinden endişeli hatırı sayılır bir vatandaş kitlemiz var’’ diye konuştu.
Ekonomik büyümenin, gelir eşitsizliğini azaltmada başarılı olamadığını kaydetti. Eşitsizliğin tahammülü zor düzeylere çıktığı uyarısı yaptı. Gelişen teknolojinin istihdam sorunu yarattığını ifade eden Gentiloni, ‘’Dünyanın, kozmopolitan dijital elitler ve yeteneksiz düşük ücretli işçiler diye ayrılmasının kader olduğunu fikrine yol vermemeliyiz.’’ dedi.
İtalyan Başbakan, Avrupa’da son yıllarda Brexit, borç krizi ve göçmen akınının neden olduğu kasırganın dindiğini ifade ederek, Avrupa Birliğinin kendisini yeniden tırmandırma fırsatı yakaladığını söyledi: ‘’Kriz yılları gerimizde kaldı. Avrupa Birliğinin finansal krizden çıkamayacağını iddia edenler kaybetti’’.
AMERİKA BÜLTENİ‘ni Twitter‘dan ve Facebook‘tan takip edebilirsiniz