Skip to content
Menu

Kimsenin Taliban’ı ve savaşı hiç duymadığı bir Afganistan bölgesi; Vahan

Fotoğraf: Varial Cédric Houin

AMERİKA BÜLTENİ (21 Şubat 2018)

Taliban’ denince dünyadaki çoğu insanın aklına hemen Afganistan gelir. Afganistan denince dünyanın her yerindeki insanın aklına bitmez tükenmez iç savaş gelir. Ancak, Afganistan’da öyle bir bölge var ki burada yaşayan aşiret, ne ülkelerinin kaderinde 20 yılı aşkında bir süredir rol oynayan Taliban’ın adını duymuş ne de ülkelerini 40 yıldır kasıp kavuran iç savaştan haberleri var…

AFP haber ajansının İslamabad muhabirlerinden Gohar Abbas, geçtiğimiz aylarda dışarıdan çok az insanın ulaştığı Vahan Koridoru olarak adlandırılan bu bölgeye giderek izlenimlerini yazdı.

Afganistan’ın Bedehşan vilayetine bağlı olarak, Tacikistan ve Pakistan arasından Çin’e uzanan Vahan Koridoru, İngilizler ve Rusların Orta Asya üzerinde egemenlik savaşı verdiği ‘Büyük Oyun’ sırasında, Rus Çarlığı ile İngiliz Hindistan’ı arasında bir tampon bölge olması için Afganistan Krallığına bağlı olarak oluşturulmuştur.

Asyanın üç yüksek dağ silsilesinin, Hindukuşların, Himalayaların uzantısı Karakurum Dağlarının ve Pamirlerin buluşma noktasında Amu Derya (Ceyhun), Pamir ve Panj Nehirlerinin oluşturduğu yüksek bir vadi Vahan Koridoru.

Ulaşılabilen birkaç geçidinde karların eridiği sadece birkaç yaz ayında ulaşılabilen bir bölge. Yılın 300 gününden fazlasında soğukluk sıfırın altında. Bu coğrafi kopuklukları ve doğal koşulları nedeniyle de Afganistan’ın geri kalanından ve dünyadan izole bir yaşamları var. ‘Yurt’ dedikleri çadırdan yapılmış evlerde veya çamur kerpiçlerden yapılmış evlerde yaşıyorlar. Evler bir birinden kilometrelerce uzak ve her evin nerdeyse bir köy kadar arazisi var. Bu da hayvancılık yapmalarını kolaylaştırıyor. Abbas’ın aktardığında göre her evin, keçileri, ‘yak’ları (tibet öküzü) ve koyunları var.

Hayatlarında ‘para’ diye bir şey yok. Bütün alışverişler takas olarak yapılıyor. Üç kışlık şapkanın fiyatı bir koyun. 10 kilogram çay veya 5 kilogram un bir 1 yak karşılığı takas edilebilir. Yaz aylarında aşiretin erkekleri, ineklerini ve diğer hayvanlarını, Pakistan veya Kırgizistan tarafına geçirerek buralarda diğer gıdalar ve elbiseler karşılığında takas ediyor.

Hırsızlık yok, suç yok, polis yok. Doğa şartları o kadar zor ki herkes birbirine çok muhtaç bu nedenle de herkes birbirinin mülkiyetine ve haklarına saygı gösteriyor. Abbas’ın aktardığına göre bölgedeki en büyük suç, çoğunlukla hayvanların bir başkasının arazisinde otlamasından kaynaklanan bir tartışmada bazı ağır sözlerin sarf edilmesi… Yani, burada birinin savaşta olduğunu söylemesi, sert bir tartışmada olduğu anlamına geliyormuş. Şöyle anlatıyor Abbas:

‘’Savaşın, Afganistan’ın geri kalan kesimlerini 40 yıldır nasıl kuşattığı düşünüldüğünde müthiş bir fark. Burada kimse Taliban’ı duymamış. Bütün bildikleri, Sovyetlerin 1979’da Afganistan’ı işgal ettiği ve mücahitlerin bu işgale direndiği. Bunu da, 1979’da koridorun başlangıç kesimlerinde kendilerine bedava sigara veren Sovyet askerlerden öğrenmişler.”

Bölgedeki nüfusu 12 bini bulan Vahiler, tıpkı Tacikistan Pamir dağları etekleri ile Pakistan ve Çin tarafında yaşayan kardeş aşiretleri gibi Vahi dili konuşuyorlar. Tarihi Bedehşan coğrafyasında nüfusu 100 bini geçen Vahiler, Çin’de ‘Tacik’, Pakistan’da ise ‘Pamiri’ veya ‘Gucali’ diye adlandırılıyor. Sünni aşiretlerin baskısından kaçmak için bu izole dağlarda yaşayan Vahilerin tamamı İsmaili mezhebinden. Kadınların başlarını örtmemeleri, ev yapımı alkollü içkileri içmeleri, kadın ve erkeklerin beraber ibadet etmesi gibi önemli sosyal ve inanç farklılıklara sahipler.

12 bin Vahi’nin yaşadığı Vahan Koridoru bölgesinde ‘tıp’, ‘hastane’ diye bir şey olmadığı için fiziksel kavga yaşanmıyor. Çünkü yaralanırsanız, tedavisi mümkün olmadığı için ölümcül olabilir. Bu yoksunluk, hamile kadın ve çocuk ölümlerinin sıkça yaşanmasına neden oluyor. Bu zor şartlardaki en büyük keyifleri ise çay ve afyon. Günlük koşuşturma sonrası akşam saatlerinde hemen herkes afyon içiyor. Bazıları keyif için, bazıları kaybettiği bir yakınının üzüntüsünü unutmak için bazıları da can sıkıntısından… Çocuklar bile 9-10 yaşında içmeye başlıyor. Nihayetinde herkes bağımlı hale geliyor.

Son dönemde turistlerin ilgisi de artmış. Abbas oraya vardığında bir İtalyan kadın turist ile Vahi tercümanı da bölgedeymiş. Birkaç gün önce de National Geographic dergisinden bir ekibin bölgeyi ziyaret ettiğini öğrenmiş. Gohar Abbas’ın avantajı, kendisinin de bir Vahi olması. Bölgenin hemen güneyinde yine Vahi aşiretlerin yaşadığı Pakistan’ın Hunza Vadisi kökenli olan Abbas Vahi dilini konuştuğu için bölgede zorluk yaşamıyor.

Sürekli babasından ve dedesinden, ‘asıl memleketimiz orası’ hikayelerini dinlediği için hayatı boyunca bu koridora gitmek isteyen Abbas, nihayet bu isteğine 2017 yılı sonbaharında ulaşmayı başarıyor. Gohar Abbas, klavuzu ile birlikte buraya Pakistan sınırındaki yaklaşık 5 bin metre rakımlı İrşad Geçidinde, at sırtında kar fırtınaları arasında birkaç günlük yolcuktan sonra ulaşmayı başarır.

Orada geçirdiği sürede bir yandan ana yurdunda olmanın heyecanı ile birlikte orada yaşayan insanların yoksulluklarından duyduğu hayal kırıklığı da yaşamış:

‘’Cennet ve cehennemin aynı anda yaşandığı bir yer gibi. Son derece misafirperver insanlar, hayatın zorluklarına katlanabilmek için içtikleri afyon kadar insanı etkileyen muhteşem bir doğada yaşamaya devam ediyorlar’’
AMERİKA BÜLTENİ‘ni Twitter‘dan ve Facebook‘tan takip edebilirsiniz

Sanatçı Varial Cédric Houin’in yönettiği ”Bir Başka Afganistan; Wakhan” belgeselinin fragmanı: