Skip to content
Menu

Dünya Kupası, Çin’in küresel spor hakimiyeti rüyasını da depreştirdi

AMERİKA BÜLTENİ (27 Haziran 2018)

Çin’in Dünyanın yeni dominant gücü olmak istediği bir sır değil. Ancak, kültür ve dil olarak dünyadan kopukluğu bu hedefe ulaşmayı biraz daha zorlaştırıyor. Çin’in bu alandaki eksikliğinin en büyük göstergelerinden biri de, Kürenin en büyük uluslararası etkinliği olan Dünya Kupası ve genel olarak küresel futboldaki yokluğu…

Rejimin futbolu hep küçümsemesi nedeniyle, Çin, erkeklerde, Dünya Kupasına bugüne kadar sadece bir kez 2002 yılında katılabildi. Onda da tek bir gol bile atamadan ilk turda elendi. Çin halen FIFA dünya sıralamasında Suriye’nin iki basamak gerisinde 75’nci sırada yer alıyor.

Çin’in kürede ekonomik ve politikal etkinliğini artırmak için son yıllarda atılım üstüne atılım yapan Şi Cinping ise seleflerinden farklı olarak futbola düşkünlüğü ile biliniyor. Şi Cinping, 2015 yılında, en büyük hayallerinden birinin de Çin Milli Takımının Dünya Kupasını kazandığını görmek olduğunu söylemişti.

Bu çerçevede 2016’da, Çinli gençlerin fiziksel kondisyonlarını güçlendirmekten, spor kültürünü artırmaya ve spor endüstrisini geliştirmeye kadar 50 maddelik bir hazırlık planı oluşturuldu. 70 bin stadyum inşa ediliyor. Plandaki en dikkat çekici çalışma ise dünyanın en büyük amatör liglerini oluşturmak. Plan, 2020 yılına kadar en az 50 milyon lisanslı Çinli futbolcu yetiştirmeyi hedefliyor. Bu çerçevede 20 bin spor okulu kuruluyor. 2018 yılı itibarı ile yaklaşık 5000 futbol okulu eğitimlerini sürdürüyor.

Bu planın önündeki en büyük engel ise mevcut sosyal kültür ve çevre. Çinli aileler, birkaç kuşaktır, genelde tek çocuk olan evlatlarını sokaklarda spor ile vakit geçirmekten alı koyuyor ve akademik eğitime yönlendiriyor. Okulların sıkı eğitimi de çocuklara çok zaman bırakmıyor. Ayrıca hava kirliliği de açık havada sporu engelleyen bir başka faktör. Komşusu Japonya’da her 10000 kişi için 200 adet spor sahası varken, Çin’de bu sayı sadece 7. Bunların çoğu da ya askerlere veya okullara ait.

Çin’in nüfusu ve büyüklüğüne ters orantılı bir şekilde dünya sporlarında az görünmesinin temel nedeni de bu kültür ve koşullar.

Çin’de devletin spora olağanüstü yatırımı ve yine orta sınıfın gelişmesiyle spora vakit ve para ayıran ailelerin sayısının hızla artması da bu tabloyu yavaş da olsa değiştiriyor. Nitekim , spor da, 2014 yılında yayınlanan devlet kalkınma planındaki ekonomik kalkınma hedefleri arasına alınmıştı. Planda, Çin’in yurtiçi spor endüstrisinin büyüklüğünün 2025 yılında 740 milyar dolara ulaşması öngörülüyor.

Çin’in Dünya Kupasına ev sahipliği rüyasının kısa vadede gerçekleşmeyeceği kesin. Çünkü bundan sonraki iki Dünya kupasının da ev sahipleri belli. Peki ya Çin Milli Takımının Dünya Kupası şampiyonu olması hayali? CSMonitor gazetesine konuşan bir Çinli futbolsever bunu da kısa vadede pek mümkün görmüyor; ‘’Sanırım birkaç kuşak alır’’.
AMERİKA BÜLTENİ‘ni Twitter‘dan ve Facebook‘tan takip edebilirsiniz