Skip to content
Menu

Polonya’da tartışmalı yargı düzenlemesi gece yarısı yürürlüğe girdi

AMERİKA BÜLTENİ (3 Temmuz 2018)

Polonya’da 2015 yılından beri iktidarda olan Adalet ve Hukuk Partisi (PiS) iktidarının, yargı bağımsızlığını rafa kaldıran ve yargı erkini tamamen yürütmenin kontrolüne sokan düzenlemeleri gece yarısı yürürlüğe girdi. Avrupa Birliğinin sert eleştirilerine uğrayan düzenlemeleri protesto eden binlece Polonyalı, Yüksek Mahekeme binası önünde toplandı.

Yasanın yürürlüğe girmesiyle, Polonya Yüksek Mahkemesinin 72 üyesinin yüzde 27’si emeklilik işlemi adı altında tasfiye ediliyor. Düzenleme ile Yüksek Mahkemenin diktatörlük rejimi yıkıldıktan sonra yaklaşık 30 yıldır sahip olduğu bağımsızlık da sona eriyor. Mahkemenin, milliyetçi-muhafazakar iktidar partisinin istemediği bir kararı alması artık imkansız hale geliyor. Polonyalı muhalif milletvekili Kamila Gasiuk-Pihowicz de, Yüksek Mahkemenin, seçimlerin adil, bağımsız ve şeffaf yapılıp yapılmadığını denetleme yetkisine sahip tek kurum olduğuna dikkat çekerek, PiS iktidarının örtülü amacının da seçimleri kendisi için sonucu belli hale getirmek için çaba sarfettiğini savundu.

Yüksek Mahkeme üyeleri; Bırakmıyoruz, yarın işe geleceğiz

Kimlerin görevlerine devam edeceğine, PiS iktidarının üyesi olan devlet başkanı Andrzej Duda karar verme yetkisine sahip. Duda, Salı günü yaptığı açıklamada, yargı bağımsızlığını ortadan kaldıran reforma sert eleştirileri ile bilinen Yüksek Mahkeme Başkanı Malgorzata Gersdorf’un üyeliği sona erecek isimler arasında olduğunu söyledi. Yüksek Mahkeme başkanı Malgorzata Gersdorf ise Duda ile yaptığı görüşmeden ayrılırken, ‘’Ben yarın da yine her günkü gibi görevime geleceğim. Çünkü Polonya Anayasasına göre 6 yıl görev sürem var ve 2020 yılına kadar mahkeme başkanıyım’’ dedi.

Bu arada, Yüksek Mahkeme üyelerinin emekliliğe sevk edilen tüm üyeleri de mahkeme başkanının arkasında olduklarını ve Çarşamba sabahı işe geleceklerini açıkladılar. Yargıçlar, Anayasaya göre yargıçların görev sürelerinden önce görevden alınmalarının mümkün olmadığına dikkat çekiyor.

Gersdorf, günün erken saatlerinde hukuk eğitimi alan üniversite öğrencilerine verdiği konferansta da, ‘’Emeklilik yaşı düzenlemesi adı altında yarın Yüksek Mahkemede büyük bir tasfiye yapılacak’’ diye konuştu.

Adalet ve Hukuk Partisi iktidarı ise, reformun, yargının daha etkin ve keyfi kararlara karşı denetlenebilir olması için gerekli olduğunu savunuyor.

Lech Walesa da protestoculara katılacak

Polonya’da protestoların bugün daha da artarak sürmesi bekleniyor. Dayanışma Sendikasının başkanı olarak 1980’li yıllarda yürüttüğü mücadele ile Polonya’da diktatörlük rejiminin yıkılmasında önemli rol oynayan Nobel Barış Ödülü sahibi Lech Walesa da bugün mahkeme önündeki protestolara katılacağını açıkladı.

Walesa Facebook hesabında, ”Polonya’da yaptıkları tahribata artık dur demek lazım’’ diye yazdı. Yargı bağımsızlığına destek veren gruplar, Varşova dışında ülkenin 60 ayrı noktasında da protesto gösterileri yapılacağını açıkladı.

Avrupa Komisyonu yargısal işlem başlattı 1 ay süre verdi

Öte yandan Avrupa Komisyonu da, Yüksek Mahkeme değişikliği nedeniyle Polonya hakkında, Avrupa Birliği anlaşmasını ihlal iddiasıyla yasal işlem başlattı. Avrupa Komisyonu açıklamasında, AB’nin eski Doğu Bloku ülkeleri içindeki en büyük üyesi olan Polonya’nın yargı bağımsızlığını ortadan kaldırdığına dikkat çekildi. Polonya’nın Avrupa Komisyonu’nun ihtarnamesine 1 ay içinde açıklama göndermesi bekleniyor. Bu bir aylık süreden sonra Avrupa Komisyonunun, Polonya’yı, Avrupa Birliğinin yetkili mahkemesi olan Avrupa Adalet Mahkemesine vermesi bekleniyor.

Polonya, AB üyesi olduğu son 14 yılda, Avrupa Birliği fonundan, yılda yaklaşık 10 milyar Euro olmak üzere 145 milyar Euro para aldı. Bu, diğer bütün AB ülkelerinin fondan aldığı paradan daha yüksek.  2017 bütçesi 77 milyar Euro civarında olan Polonya için AB’den akan para oldukça önemli. Avrupa Komisyonu üyesi Vera Jourova, geçen yıl yaptığı açıklamada, ‘’Eğer bir ülke AB’den para alıyorsa hukukun üstünlüğüne saygı duymak zorunda. Alman veya İsveçli vergi mükelleflerinin, paralarının, bir başka Avrupa ülkesinde bir diktatörlük inşasında kullanılmasına razı olacaklarını düşünemiyorum’’ diye konuşmuştu. Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk da Polonya’nın gidişatını, ‘geriye ve doğuya doğru’ diye nitelendirmişti.

Geçmişin izlerini silme iddiasıyla geçmiş yeniden kuruluyor

Kaczynski, devletteki denge kontrol sistemlerini yok eden ve keyfi bir otoriterliğe kapı açan değişimleri, ‘komünist geçmişin devletteki izlerini yok ediyoruz’ diye savunuyor. Bu da kendisine Katolik muhafazakar kesimde yoğun destek sağlıyor. Yargının ve devlet kurumlarının reforma muhtaç yanlışları da, Polonya’nın son 20 yıldaki demokrasi kazanımlarını yok eden Kaczynski’nin işini kolaylaştırıyor. Ancak Kaczynski’nin komünist geçmişin izlerini temizlediğini savunurken, yakındığı komünist geçmiştekinin tamamen aynısı bir yönetim ve yargı düzeni kurması dikkat çekiyor.

Kaczyński tek adam olma yolunda 

Jarosław Kaczyński ve ikiz kardeşi Lech Kaczyński, Adalet ve Hukuk Partisi PiS’i 2001 yılında ‘yolsuzlukla ve kriminal suçlarla mücadele’ iddiasıyla kurdular. Katolik fundemantalist çevrelerle yoğun ilişkileriyle parti kısa sürede büyüdü. 2003 yılında Jarosław Kaczyński parti başkanlığını devraldı, kardeşi Lech Kaczyński 2005 yılında Polonya devlet başkanı oldu. 2010 yılındaki bir uçak kazası, aralarında Lech Kaczyński’nin de olduğu bir grup PiS yöneticisinin yaşamını yitirmesine neden oldu. Parti yönetiminin bu ölümü, Jarosław Kaczyński’yi partide tek adam haline getirdi. Muhtemel parti içi muhalefeti de elde ettiği bu güçle kendisi tasfiye etti. Jarosław Kaczyński’nin resmi tek ünvanı milletvekilliği. Ancak, bu görüntünün arkasında ülkenin en güçlü ismi o. Başbakan Beata Szydło’u da, devlet başkanı Andrzej Duda da onun talimatlarıyla hareket ediyor. İkisi de bu görevlere Kaczyński tarafından getirildiler. PiS, 2015 yılı seçiminde oyların yüzde 37.6’sını alarak birinci parti oldu. Ancak seçim sistemi sayesinde bu oy oranına rağmen parlamentodaki sandalyelerin çoğunluğuna sahip oldu. Parlamento üzerindeki bu kontrolü sayesinde Kaczyński’nin istediği her şey çok kısa sürede yasaya dönüşüyor. Tek adamlığının önündeki son engel olan Yüksek Mahkeme de Çarşamba günü itibarı ile Kaczyński’nin denetimine girecek.

AMERİKA BÜLTENİ‘ni Twitter‘dan ve Facebook‘tan takip edebilirsiniz