Skip to content
Menu

Kamerun, Anglofon – Frankofon iç savaşına mı sürükleniyor?

AMERİKA BÜLTENİ (8 Temmuz 2018)

Halkının çoğunluğu Fransızca konuşan Orta-batı Afrika ülkesi Kamerun’da halkın İngilizce konuşan kesimi ile merkezi devlet arasındaki politik kriz ve tansiyon büyüyor. 25 milyon nüfuslu ülkenin yaklaşık yüzde 20’si İngilizce konuşuyor. Nüfusun geri kalan büyük çoğunluğu ise Fransızca konuşuyor. İki coğrafya arasındaki fark sadece ‘dil’ farkı değil. Yerel yönetimlerden kültüre ve hayata genel bakışa kadar Fransız veya İngiliz bakış açısından bakılıyor.

Ülke politikası ve devletin nerdeyse tamamen Frankofon politikacı ve bürokratların hakimiyetinde olması ise on yıllardır bir gerilim kaynağıydı.

Anglofon aktivistler, Frankofon toplum içinde asimile edilmelerine karşı protestolarını son zamanlarda artırdı. Anglofonlar, devlet gücüyle asimilasyon politikasının, 1960’lı yıllarda yapılan ve azınlık haklarını garanti altına alan anlaşmaya aykırı olduğunu savunuyorlar.

Fransız Kamerun’u 1 Ocak 1960’da Kamerun Cumhuriyeti adıyla bağımsızlığını kazandı. Aynı yılın ilerleyen aylarında Nijerya da Britanya’dan bağımsızlığını kazandı. İngilizlerin kontrolündeki Güney Kamerun, Birleşmiş Milletler’in yaptığı referandumda, Nijerya ile değil Kamerun ile birleşmeye karar verdi.

Aslında Güney Kamerunluların bir kısmı tam bağımsızlık yanlısıydı ancak, BM ve İngilizlerden destek bulamadılar.

1961 yılında Birleşmiş Milletler’in garantörlüğünde imzalanan anlaşma ile Birleşik Kamerun kuruldu. Anlaşmaya göre devletin yürütme erkinin yönetiminde Anglofon ve Frankofon yöneticiler olacaktı. Ancak, bu anlaşma tam anlamıyla hiç uygulanmadı ve yıllar içinde Kamerun devleti tamamen Frankofon bir devlete dönüştü. Bu da sürekli bir tansiyona yol açtı.

2016’da ülkenin Batı kesimlerindeki büyük şehirlerde Anglofonlar protesto gösterileri yaparak azınlık haklarının korunmasını istedi. Ülkeyi 1982’den beri diktatörlükle yöneten Paul Biya, gösterilere şiddetle müdahale etti. Bu müdahale, politik krizi en üts düzeye çıkardı ve şiddet olaylarına neden oldu. Uluslararası Af Örgütünin Haziran ayında yayınlanan raporuna göre son bir yılda 120 sivil ve 43 güvenlik görevlisi öldürüldü. 160 bin kişi evini terk etmek zorunda kalırken 20 bin kişi komşu Nijerya’ya sığındı.

2017 ekim ayında Anglofon isyancı lider Julius Ayuk Tabe, Birleşmiş Milletler’in 1922- 1961 yılları arasında İngiliz hakimiyetinde kaldığı için Güney Kamerun olarak adlandırdığı bölgede ‘Ambazonia Cumhuriyeti’ adlı bir devlet ilan etti. Frankofon Kamerunluların bölgeden ayrılmasını istedi.

Ancak, Tabe’nin bu ilanı ve çağrısı, Anglofon Kamerunluların hepsinden destek bulmadı. Ayrılma yanlıları olduğu gibi, önemli bir nüfus da 1961 anlaşmasına riayet edecek federatif bir yapıdan yana.

Frankofon Kamerunlulardan az bir kesim, Anglofonların ayrılmasını savunurken, önemli bir kısmı krizi, devlet yönetimi çerçevesinde bir sorun olarak görüyor. Bir kesimi ise, Anglofonların varlığını ret ederek ülkede böyle bir sorun olduğunu reddediyor.

Birçok Afrika gözlemcisine göre, Kamerun’un bir iç savaşa sürüklenme olasılığı artık hiç de az değil. Kamerun’da Ekim ayında devlet başkanlığı seçimi var. 38 yıldır ülkeyi yöneten 85 yaşındaki diktatörden sonra ülkenin iç karışıklıklara ve iç savaşa açık olabileceği endişesi büyüyor.
AMERİKA BÜLTENİ‘ni Twitter‘dan ve Facebook‘tan takip edebilirsiniz