Skip to content
Menu

ABD’nin politik kutuplaşması ülkenin Avrupa komisyonuna sıçradı

AMERİKA BÜLTENİ 

ABD’nin Soğuk Savaş döneminde oluşturduğu partiler üstü Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Komisyonu (CSCE) ya da Amerikan medyasının taktığı isimle Birleşik Devletler Helsinki Komisyonu, bir yandan Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında yeniden önem kazanırken, diğer yandan ABD’deki derin politik kutuplaşmanın da sahalarından birine dönüştü.

Helsinki Komisyonu (CSCE), 1975 yılında, NATO ve Varşova Paktı ülkelerinin katılımıyla yapılan ve insan hakları ve vatandaşlık haklarını güvence altına alan Helsinki Nihai Senedi ve bu senet doğrultusunda oluşturulan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) şartlarına uyulmasını takiple sorumlu olarak ABD Kongresi bünyesinde oluşturulmuştu. Komisyonda, Cumhuriyetçi ve Demokrat Partili milletvekilleri ve senatörler yer alıyor. Komisyon başkanlığı ise iki yılda bir parti değiştiriyor.

Ülkenin Avrupa’daki güvenlik ve insan hakları standartlarını takiple sorumlu bu önemli komisyon, son bir haftadır, asıl görevi dışında, Washington’daki derin politik bölünmeyi yansıtan bir iç çekişme ile gündemde.

Çekişmenin bir tarafında, şu anda komisyon başkanlığını yapan Cumhuriyetçi Partili South Carolina Milletvekili Joe Wilson’un atadığı genel müdür Steven Schrage yer alıyor. Diğer tarafında ise geçen yıl başkanlığı devreden Demokrat Partili Maryland Senatörü Ben Cardin’ın başkanlığı döneminde komisyon müdürü olan Kyle Parker.

Komisyonun, Cumhuriyetçi Parti tarafından atanmış mevcut müdürünün, Kasım ayında hazırladığı ve Demokrat Parti tarafından atanmış selefini, Ukrayna casusluğu yapmakla suçlayan raporu ABD medyasına sızdı. New York Times’ta önceki hafta alıntıları yayınlanan raporda, Kyle Parker’ın Ukrayna ziyaretlerinde usulsüz şekilde yanında, ABD’deki satıcılardan alınmış 30 bin dolar değerinde bazı askeri taktik cihazlar götürdüğüne dikkat çekilerek, Parker, Ukrayna casusluğu yapmakla suçlanıyor.

Bunun yanı sıra raporda Parker’ın Türkiye’deki seçimlerde gözlemci olarak gittiğinde görev lokasyonunu en iyi kahvaltıyı yapacağı yerde seçmekten, geçmişten günümüze kişilik ve karakter problemleri sergilediği iddialı örneklere kadar oldukça fazla suçlama da var.

NY Times haberinde, komisyonun mevcut başkanı Cumhuriyetçi Partili Milletvekili Joe Wilson’un, Parker’dan kurumdan istifasını istediği, aksi halde kovulacağını söylediği de kaydediliyor

Ancak, Parker’ın temsilcisi konumundaki Demokrat Senatör Ben Cardin, bunu yalanlıyor. Helsinki Komisyonunun Kongre adına iki numaralı yetkilisi konumundaki Demokrat Senatör Cardin, Parker’dan bugüne kadar istifa etmesinin istenmediğini ve komisyonda çalışmaya devam ettiğini söylüyor. Gazetenin ulaştığı kaynaklar ise Parker hakkında soruşturma yürütüldüğünü savunuyor.

“Helsinki Komisyonun yıpranması en çok kimin işine yarıyor?”

Öte yandan, Politico’ya konuşan ABD merkezli bazı insan hakları örgüt temsilcileri ise, Parker’ın Ukrayna casusluğu yapmadığını, aksine, komisyonun Cumhuriyetçi Parti tarafından atanmış isimlerinin ‘Putin’in taşeronluğunu yapmakta’ olduklarını savunuyor. New York merkezli İnsan Hakları Vakfının başkanı Thor Halvorssen, Politico’ya yaptığı açıklamada, “Komisyonu yıpratacak her şey tam da Putin ajanlarının en fazla isteyeceği şey. Tipik bir cui bono – en fazla kimin işine yaradığına bakılacak, durum.” yorumunda bulunuyor.

Politico’dan Michael Schaffer da Helskinki Komisyonunun mevcut Cumhuriyetçi müdürü Steven Schrage’a dikkat çekiyor. Cumhuriyetçi Partili Schrage, son yıllarda ABD başkentindeki en Rusya dostu isimlerden biri. Komisyona katılmadan önce 2020 yılında, Rusya yanlısı çizgisiyle dikkat çeken Racket.news’da yayınladığı yazısında FBI’ın Rusya’nın ABD başkentindeki faaliyetleri konusundaki soruşturmasını eleştirmişti. Gazeteci Schaffer, Parker aleyhindeki suçlamaları içeren raporun kendisine de sızdırıldığını ama baktığında, bunun bir çekişmenin ürünü olarak tamamen karalama amacıyla hazırlanmış bir andıç olduğunu hemen anladığını kaydederek, New York Times’ın iddiaları fazla ciddiye almasını ‘renkli habercilik’ ifadesiyle eleştiriyor.

Kremlin’in hedefindeki Amerikalılardan biri

Kyle Parker uzun süredir Kremlin’in en fazla hedef aldığı Amerikalıların başında geliyor. Adını 2009 yılında hapisteyken öldürülen Rus muhalif Sergei Magnitsky’den alan Küresel Magnitsky Kanunu’nun mimarı olması ile Rusya’nın şimşeklerini üzerine çekti. Magnitsky’nin öldürülmesine karışan Rus yetkililere ambargo ve yaptırımlar öngören yasa, daha sonra dünyanın her yerinde insan hakları ihlalleri yapan kamu yetkililerine karşı kullanılabilecek şekilde genişletilmişti.

Parker, ABD’nin, Rusya’nın BM Güvenlik Konseyi daimî üyeliğinden ihraç edilmesi ve veto yetkisinin kaldırılmasına öncülük etmesi çalışmaları ile de gündeme gelmişti. 2018 yılında Putin, dönemin ABD Başkanı Trump ile zirvesinde, Rusya’nın Parker’ı sorgulamak istediğini, bunun karşılığında, ABD’nin de bazı Rus yetkililerin ifadesini almasına izin vereceğini söylemişti. ‘Bu müthiş bir teklif’ diyerek Putin’in önerisini önce sıcak karşılayan Trump, ABD Dışişleri Bakanlığı ve Kongre’nin uyarıları sonrasında fikir değiştirmişti.