AMERİKA BÜLTENİ (23 Mayıs 2017)
Follow @amerikabulteni
New York’ta 15 günde bir yayınlanan New York Review of Books’un kurucusu ve uzun yıllardır genel yayın yönetmeni Robert Silvers’ın Mart ayında yaşamını yitirmesinden sonra dünyanın en etkili entelektüel yayın organlarından biri olan derginin yeni yayın yönetmenliğine derginin en üretken yazarlarından biri olan Ian Buruma getirildi. Yaklaşık 25 yıldır dergiye oldukça geniş bir konu yelpazesinde denemeler ve dosyalar yazan Hollanda kökenli yazar, 2003 yılından beri bir yandan da Amerikan üniversitesi Bard College’da ‘demokrasi, insan hakları ve gazetecilik’ alanında dersler veriyor.
Literary Hub’dan Emily Temple, bu önemli göreve atanmasından sonra ulaştığı 20 yıllık arakdaşı Ian Buruma’ya 7 soru sordu. İşte bu saygın yazarın yanıtları:
Yeni görevinle ilgili seni en çok heyecanlandıran şey nedir?
En favori yazarlarımın bir kısmıyla çalışma imkanı verecek olması. Bu anlamda mücevher kutusu kucağıma düştü. Benim görevim bu mücevher kutusunu parlak ve aydınlık tutmak.
Gözünü korkutan bir tarafı var mı?
Pek var sayılmaz. Göz korkması, böylesi bir işe girişmek için zihnin sahip olacağı doğru şeylerden biri değil.
NYRB’nin ileri gitmesi için öncelikli gördüğün misyonu nedir?
NYRB, akademik sorgulama, politik münazara ve sanat tartışmasının buluştuğu bir ortam. NYRB’nin savunduğu her şeyin kuşatma altında olduğu günümüzde ise bu tartışmayı sürdürmek her zamankinden daha önemli.
Yazarlığa nasıl başladın ve bu noktaya nasıl geldin?
Dünyanın Japonya’ya daha yeni merak salmaya başladığı günlerde Tokyo’da başladım. Londra’da yayınlanan Observer Sunday Magazine Japonya hakkında bir sayı hazırlamamı istedi. O dosya bir kitap sözleşmesine sebep oldu. O kitap da New York Review of Books’a getirdi beni. Sonra da devam etti.
Sence bir deneme yazısını iyi bir deneme yapan ne?
Dünyaya daha önce düşünmediğiniz ve bakmadığınız bir perspektiften bakmanıza sebep olacak iyi yazılmış bir yazı. Hem keyif verici hem de aydınlatıcı bir yazı olmalı.
Bu yakınlarda okuduğun en iyi deneme hangisiydi?
Hollandalı romancı Arnon Grunberg’in yakınlarda yaptığı İsrail seyahati ile ilgili yazısıydı.
Bir gün yazısını NYRB sayfalarında görmek isteyen genç yazarlara ne tavsiye edersin?
Kimsenin gitmediği ve hakkında yazmadığı bir yere veya konuya fiziksel veya zihinsel olarak gidip güzel bir üslupla yazsınlar.
AMERİKA BÜLTENİ‘ni Twitter’dan takip edebilirsiniz