Elmore Leonard’tan, iyi bir roman yazmak için 10 tavsiye
AMERİKA BÜLTENİ (20 Ağustos 2013)
Follow @amerikabulteni
Macera ve polisiye romanlarının önemli ismi Elmore Leonard bugün 87 yaşında hayatını kaybetti. 2001 yılında New York Times gazetesi Leonard’tan iyi yazar olmak isteyenlere öğütlerini paylaşmasını istemişti. İşte Leonard’ın iyi bir roman yazmak isteyenlere 10 tavsiyesi:
1 – Kitaba asla ‘hava durumu’ ile başlamayın.
Eğer karakterlerin havaya reaksiyonundan bağımsız sadece bir atmosfer tasviri olacaksa hava durumuna gerek yok. Tabii ki eğer, kar ve buzu Eskimolardan daha fazla yolla tasvir edebilen Barry Lopez değilseniz.
2 – ‘Giriş’lerden kaçının
Çok sıkıcı olabiliyorlar. Hele bir de takdimden sonra gelmişlerse. Genelde kurmaca edebiyat dışı kitaplarda olur. ‘Prologue’ romanın arka planıdır ve onu romanın her hangi bir yerine yerleştirebilirsiniz.
3 – ‘Dedi’ dışında fiilerle diyalogu devam ettirmeyin
Diyalogdaki cümleler karaktere aittir. Fiil ise yazarın diyaloga burnunu sokmasıdır. ’Dedi’ fiili, diyaloga, ‘homurdandı’, ‘yutkundu’, ‘uyardı’, ‘yalan söyledi’ gibi fiilerden daha az burnunuzu sokmanızı sağlar. Bir keresinde Mary McCarthy’nin bir diyalogu ”she asseverated,” diye bitirdiğini okudum ve ne demek istediğini anlamak için sözlüğe bakmam gerekti.
4 – ‘Dedi’ fiilini modifiye etmek için asla bir zarf(belirteç) kullanmayın
. . . he admonished gravely (…usulca azarladı). Bir belirteci bu şekilde kullanmak ölümcül günah. Yazar burada, kendini, teatinin ritmini dağıtıp bozabilecek bir sözcüğü ciddiyetle kullanarak okuyucuya gösteriyor. Kitaplarımdan birinde bir karakter var. Tarihi romantikleri, ‘bir sürü tecavüz ve belirteçle yazdığını’’ anlatıyor o karakter.
5 – Ünlem işaretlerinizi zaptedin!
Düz yazıda 100 bin sözcükte 2 veya 3 kezden fazla ünlem kullanamazsınız. Ama, Tom Wolfe’un ünlem işaretleriyle oynayabilme becerisine sahipseniz o zaman avuç avuç kullanın!
6 – ‘Aniden’ ve ‘kızılca kıyamet koptu’yu asla kullanmayın
‘Aniden(suddenly)’ ve ‘kızılca kıyamet koptu (all hell broke loose)’ kullanmaktan kesinlikle kaçınma kuralı için açıklama yapmam gerekmiyor. ‘Aniden’ sözcüğünü çok kullanan yazarların, ünlem işaretlerini zaptetmekte başarısız yazarlar olduklarını gözlemledim.
7 – Yöresel ağızları, lehçeleri temkinli kullanın
(Bu aslında, İngilizce için çok daha geçerli bir kural)
Kelimeleri yazım kuralına göre değil de fonetiğine göre yazıp sayfayı kesme işaretleriyle doldurmaya başladığınızda kendinizi durduramayacaksınız. Annie Proulx’un ”Close Range” adlı kısa öyküler kitabında, Wyoming ağzını yakalama şekline dikkatinizi çekerim.
8 – Karakterleri detaylı tasvirden kaçının
Ernest Hemingway’in ”Hills Like White Elephants” adlı kısa öyküsünde, Amerikalı ve yanındaki kızın nasıl göründüğünü anlatırken yaptığı gibi… ”She had taken off her hat and put it on the table.” Hikayedeki tek fiziksel tasvir bu. Buna rağmen ve görünürde tek bir belirteç(zarf) bile yokken hala çifti görebiliyor, ses tonlarından tanıyabiliyoruz.
9 – Mekan ve şeyleri tasvir ederken çok aşırı detaya girmeyin
Tabii ki öyküdeki sahneyi sözcüklerle boyayabilen Margaret Atwood değilseniz veya manzarayı Jim Harrison tarzı ile yazamıyorsanız… Ancak bunu çok iyi yapabiliyorsanız bile, aşırı tasvirin, öykünün akışını ve aksiyonunu duraksatmasına yol açmayın.
10 – Okuyucunun atlamak isteyeceği bölümleri öykü dışında bırakmaya çalışın
Bir roman okurken atlamak istediğiniz bölümleri düşünün. Çok sayıda sözcük barındıran düzyazı şeklinde kalın paragraflar. Burada yazar ne yapıyor, ‘yazarlık yapıyor’. Saçmalıyor. Belki, yeniden havadan sudan bahis açıyor. Ya da karakterin kafasının içinde dolaşıyor. Okuyucu ya zaten o kafanın içinde ne olduğunu biliyordur ya da umurunda değildir. Ama bahse girerim kimse diyalogları atlamaz. Benim en önemli kuralım bu 10’ncu kuraldır. Yazarken ‘yazarlık yaptığımı’ hissettiğim an silip yeniden yazıyorum.
Follow @amerikabulteni