Skip to content
Menu

Venezuela’da elektrik kesintisinin nedenleri

31 Mart günü başkent Caracas’ta evine su götürmeye çalışan bir çocuk, bir duvara protesto amacıyla yazılmış, ”Normal yaşam bir imtiyaz mı?” yazısının önünden geçerken. Foto: Federico Parra)

AMERİKA BÜLTENİ (5 Nisan 2019)

15 yıl önce Venezuela halkına biri haftalarca karanlıkta ve aç yaşayacaklarını söylese inanması imkansız bir iddia görülecekti. Ancak, Latin Amerika’nın yıldız ülkesi, yüzde milyonlara ulaşmış enflasyon, iki devlet başkanına sahip olmanın politik açmazı yetmezmiş gibi bir de dünyada benzeri görülmemiş bir elektrik kesintisi felaketi yaşıyor. Mart ayı başında beri on milyonlarca kişi karanlıkta. Bir çok şehirde yağma ve hırsızlık olayları en üst düzeyde yaşanıyor. Onlarca kişi öldü. Örneğin geçtiğimiz günlerde bir hastaneyi basan bir grup silahlı, hastaları soydu. 

Peki ne oluyor? 30 milyonluk bir ülke böylesine nasıl elektriksiz kalabilir?  

Rejimin açıklaması kimseyi şaşırtmadı. 10 yıldır yaşanan her sorun gibi bu sorunun da sorumlusu açıktı:  

‘’Santralin elektronik kontrol sistemine, ABD’den yönlendirilmiş emperyalist elektromanyetik siber saldırı düzenlendi. Hükümetin hiç bir sorumluluğu yok. Dış güçler yaptı.’’  

Aslında, Maduro’nun ertesi günkü bu resmi teorisinden önce bir başka neden gündeme düşmüştü. Bu habere göre ise santral ile başkent Caracas arasındaki bağlantıyı sağlayan her biri 765 kilovoltluk üç ana hattan birinde Malena istasyonu yakınında yangın çıktı. Bu hattın devre dışı kalması, aşırı enerji yükünü taşımayan diğer iki ana hattı da devre dışı bıraktı. Bu da ülke elektriğinin yüzde 80’ini sağlayan Guri Baraj santralındaki tribünü durdurdu. Ve yeniden çalıştırmak da o kadar kolay değil, ciddi bir teknik destek ve uzman personel gerektiriyor. Arızaya bu açıklamayı yapan elektrik işçileri sendika başkanı, Maduro’nun ertesi günü, yangın iddiasını reddedip, Chicago ve Houston’dan gönderilen emperyalist elektromanyetik dalgalarla barajın elektrik üretiminin durdurulduğu iddiasını ortaya atmasından sonra ortalıktan kayboldu. Kendisinden bir daha haber alınamadı.   

Peki Venezuela’nın elektrik sistemini altyapısını yakından bilen uzmanlar ne diyor? 

Maduro’nun iddia ettiği şekilde bir siber saldırının teknik olarak imkansız olduğu görüşündeler. Uzun yıllar santralin bilgisayar sisteminde çalışmış ve adını açıklamayan bir mühendis, santralın beynini yöneten üç bilgisayarın da hiçbir internet bağlantısı olmadığını ve dolayısıyla dışarıdan bir siber saldırıya uğramalarının teknik olarak imkansız olduğunu belirtiyor. Bir mühendis de Guri Barajındaki bilgisayar sistemine müdahale etmenin tek yolunun fiziksel olarak bu bilgisayarların tutulduğu mekana ulaşmak olduğunu kaydediyor. Yoğun bir askeri koruma altındaki Guri barajının beyni olan mekan bir yana içine bile rejimin onayı olmayan birinin ulaşması çok zor. 

Chavez döneminin petrol bakanı Rafael Ramírez de attığı Tweet’te, ‘’Guri, altyapı eksikliği nedeniyle çöktü. Tıpkı, bir çok termoelektirik santrali ve transform istasyonunun son yıllarda yaşadığı gibi’’ dedi. 

Venezuela yönetimi, siber saldırıyle ilgili bu güne kadar ikna edici bir somut delil ortaya koymadı. Ancak, ‘sabotaj’ın faillerini tespit ettiğini iddia etti. Bunlardan biri elektrik kesintisinin başladığı gece bu konuda Tweet atan Florida Senatörü Marco Rubio. Venezuela rejimi Amerikalı senatörün bu hızlı tweetinin, Rubio’nun ‘saldırı’dan önceden haberi olduğunun delili olarak görüyor. Rubio ise bu iddiaya bir başka Tweet ile alaycı bir yanıt verdi; ‘’Venezuela halkından özür diliyorum. Applestore’dan indirdiğim uygulamanın yanlışlıkla ‘elektronik saldırı’ düğmesine basarak bütün ülkeyi elektriksiz bırakmışım’’. 

Bir diğer şüpheli ise ülkenin muhalefetince ‘devlet başkanı’ ilan edilen Juan Guaido. Venezuela başsavcısı Guaido’nun sabotajdaki rolüyle ilgili soruşturma başlattı. Venezuela’da rejim tarafından oluşturulan Anayasa Meclisi, Venezuela Millet Meclisinin başkanı da olan Guaido’nun milletvekili dokunulmazlığını kaldırdığını açıkladı.

Bir diğer şüpheli ise, Venezuela elektrik sistemi altyapısının yetersizliği ile ilgili yıllardır haberler yaparak büyük bir elektrik yoksunluğuna gidildiği kehanetinde bulunan bir gazeteci. 

‘Geliyorum’ diyen kesinti    

Venezuela zaten son 6-7 yıldır sıkça elektrik kesintisi yaşayan bir ülke. Çünkü enerji üretimi çok düşük. Enerji alt yapısı son derece yetersiz ve eski. Elektrik hatlarından sıkça yangın yaşanıyor. Çünkü eskimiş malzeme, elektrik nakli kapasitesini taşımakta yetersiz kalıyor. 

Venezuela’da elektrik enerjisi tedariki çok büyük oranda, 1960’lı yıllarda yapılan Guri Barajı santraline bağımlı. Santlar inşa edilirken ülkenin elektrik enerjisinin yüzde 60’ını karşılayacak şekilde planlanmıştı. Ancak 2000’li yıllarda bu oran yüzde 80’lere kadar çıktı. Geri kalan yüzde 20 ise termoelektrik santrallerinden karşılanıyor. 

Guri Barajı Santraline acil altyapı yatırımı yapılmazsa, barajın çok görkemli şekilde devre dışı kalacağı uyarısı da yıllardır yapılıyordu.  

Petrol fiyatlarının yüksek olduğu dönemde akan paranın bir kısmı ülkenin petrol ve enerji altyapısını yenilemesine harcanmalıydı. Ancak, ülkenin teknolojik altyapısına para harcamak günlük politik getirisi ve rantı yüksek bir iş değildi. 

Enerji altyapısının, enerji üretimini nerdeyse durma noktasına gelecek kadar yetersiz kaldığı anlaşıldığında artık çok geçti. Ülkenin yatırıma harcayabileceği tek kuruşu yoktu. 

Günümüzde Guri Barajı enerjinin kaçta kaçını karşılıyor bilinmiyor. Çünkü, ülkenin ekonomik istatistikleri gibi bu türlü istatistikleri de son 5 yıldır kamuoyuna artık açıklanmıyor.

Ancak Venezuela elektrik enerjisi uzmanları, ülkenin elektrik enerjisi ihtiyacının günümüzde 1999’daki 10500 megawatt düzeyine gerilediğini tahmin ediyor. Çünkü ülkede endüstriyel üretim nerdeyse tamamen yok olmuş ve nüfusun yüzde 10’u da son 5 yılda ülkeden kaçmış durumda. 

Uzmanlar, uzun yıllardır, Caroni Nehri üzerindeki Guri Barajınının alt yapısının eskidiği ve son 15 yıldaki kuraklık dönemlerinde su seviyesinin düşmesinin altyapının güncellenmesini zorunlu hale getirdiğini belirtiyordu. 

Hugo Chavez, ‘elektrik devrimi’ dediği bir proje ile, bir çok yeni termoelektrik santrali inşaatı başlattı. Elektrik Devriminin, ülkenin Guri barajı olmadan bile elektrik ihtiyacını artık karşılayabileceğini iddia ediliyordu. Milyarlarca doların harcandığı santralların çoğu bitirilemedi. İnşaatı bitenlerin ise teknolojik donanımı ve uzman istihdamı istenen verimi getirmeye yetmekten çok uzak kaldı. 

2013’te yine benzeri bir devasa elektrik kesintisi yaşandığında yönetim El Niño hava akımının etkisini gerekçe olarak öne sürmüştü. 2016’da Guri Barajı santrali bir kez daha durmuş ve o zaman da ülkede yaşanan aşırı kuraklığın su seviyesini düşürmesi gerekçe olarak açıklanmıştı. 

Uzman personel ve beyin göçünün karanlık faturası

Venezuela’da 2002 yılında petrol işçilerinin de genel greve katılması dönemin devlet başkanı Hugo Chavez’i kızdırdı. Petrolden geçinen ülkenin petrol endüstrisinde iş gücünün yüzde 40’ını oluşturan 19 bin işçi ve mühendis bir gecede işten atıldı. Yerlerine, parti teşkilatlarının referansına sahip, rejime sadık kişiler işe alındı. 

Chavez seçilmeden hemen önce 1998 ortasında tarihinin en yüksek düzeyine ulaşan petrol üretimi de, 2003’teki bu gelişmeden itibaren hızla gerilemeye başladı. Çünkü Venezuela petrolü dünyanın en ağır ham petrollerinden biri. Çıkarılması da, işlenmesi de oldukça fazla altyapı yatırımı ve uzmanlık gerektiriyor. 2007’de yabancı uzmanların da ülkeden gönderilmesiyle üretim daha da düşmeye başladı. 

Ve bugün Venezuela, kendi politikalarıyla düştüğü bu durum sonunda, satabildiği petrolün nerdeyse tamamını, ABD’deki rafinerilere gönderip orada işledikten sonra satabiliyor. 

Elektrik üretiminde de benzeri bir tablo yaşanıyor.

Beyin göçü ve uzmanların ülkeden kaçışı sürecine elektrik mühendisleri ve uzman işçiler de katıldı. Venezuela Elektrik Mühendisleri Odası başkanı Winston Cabas’a göre 2015’ten beri elektrik sektöründe uzman en az 25,000 işçi ülkeden kaçtı. 

Ülkede her sektöre olduğu gibi elektrik sektörünün liderliğine de bu konudan hiç anlamayan askeri generaller atandı. Venezuela Enerji Bakanı, bakan olmadan önce hayatında enerji konusu ile hiç ilgisi olmamış bir tümgeneraldi. Twitter ‘bio’sunda ise kendisini, ‘’Anti-emperyalist, sosyalist ve radikal Chavezci’’ şeklinde tanımlamaktan başka bir niteliği de yoktu. Maduro, bir yandan elektromanyetik manyetik saldırı iddiasında bulunurken diğer yandan Enerji Bakanı tümgeneral Luis Motta Dominguez’i hafta başında görevden alarak, yerine, ‘elektrik işlerinde bilgili’ olduğunu iddia ettiği Igor Gavidia’yı atadı. 

Elektrik üretimini yöneten devlet şirketi Corpoelec’in de yönetiminden işçisine bütün kademeleri, partiye sadık isimlerle doldurulmuş durumda.  

Şimdi, ülkenin, nerdeyse bütün elektrik ihtiyacında bağımlı olduğu santralinde bu çapta bir donanım yetersizliği ve arıza ile mücadele edilebilecek uzman personeli de teknik gücü de yok. Maduro yönetimi, çalışma günlerini azaltmak, okulları tatil etmek, su tüketimine kısıtlamalar getirmek, kentlere dönüşümlü elektrik vermek ve kadınlardan saç kurutma makinelerini kullanmamalarını istemek gibi bir dizi tedbir getirdi. Anti emperyalizm mitingleri de soruna en önemli yanıtı.

Guri Baraj Santralının teknik altyapı ve uzman personel sorununun nasıl çözüleceği ise bir bilinmez olarak kalmaya devam ediyor.    

AMERİKA BÜLTENİ‘ni Twitter‘dan ve Facebook‘tan takip edebilirsiniz