Hiroşima’da bir Amerikalı
Obama, Hiroşima Barış Müzesinin defterine, ‘Savaşın acılarını tecrübeyle öğrendik. Şimdi hep beraber barışı yayma ve nükleer silahsız bir dünya yolunda da cesaret sergileyelim’ diye yazdı.
Obama, Hiroşima Barış Müzesinin defterine, ‘Savaşın acılarını tecrübeyle öğrendik. Şimdi hep beraber barışı yayma ve nükleer silahsız bir dünya yolunda da cesaret sergileyelim’ diye yazdı.
“Gelecekte bir gün, ülkenin yığınları, yüreklerinin en derinindeki arzuya kavuşacak ve Beyaz Saray açık sözlü bir ahmakla taçlanacak.” -H. L. Mencken, 26 Temmuz 1920
Doğrusu gümrük işlemlerimi yapıncaya kadar bu kadar heyecan verici bir seyahat olacağını düşünmemiştim. Bir öğleden sonra tarihi İpek Yolu’nun başlangıç noktasına yani, Çin’in bugünkü adıyla Xi’an (Şiyan diye okunuyor) şehrinin kapısına geldim.
Başkent kültürünün ideolojisi ‘parazitizm’: Bir parazit diğerini, o bir diğerini o da bir başka paraziti besliyor. Bu şehirde birine bağlanmanızın sebebi, kişisel olarak ondan bir şey kazanacağınız beklentisidir.
Bu iki Amerika’nın hikayesi… Hem iyi zamanların hem kötü zamanların öyküsü. Hem bir akıl çağının hem de aptallıkların sahnesi… Hem apaydınlık bir öykü hem de karanlıklar barındıran…
‘’Aptal başkanlar, zeki başkanlar, beyaz başkanlar, siyah başkanlar, açık ki yetmiyor! ABD’nin ihtiyaç duyduğu şey manyak bir Üçüncü Dünya Diktatörü.”
İki Nobel ödüllü fizikçinin, teorik fizik – deneysel fizik tartışması bize ne anlatır? İşte pasifist Einstein ile Nazi propagandisti Lenard’ın ibretlik mücadelesinin perde arkası:
Bir profesyonel mesleğe dönüştüğünden beri politikacılığın, aktörlükle ilişkisi sandığımızdan çok daha derindir. Bir ‘artist politikacı’ tipi yetişti.
Iowa ve New Hampshire eyaletleri, partilerin ABD başkan adaylarının belirlenmesinde, boylarını çok ama çok aşan bir etkiye sahip. Neden?
‘’Böyle bir şeye tevessül etse de etmese de, sınai askeri yapının devlette gayrimeşru tesir kazanmasına karşı tetikte olmalıyız. Böylesi yersiz bir gücün büyüme potansiyeli var ve bunda ısrar edecek. Bu ittifakın demokratik gelişimimizi ve özgürlüklerimizi tehdit edecek boyuta gelmesine izin vermemeliyiz’’