Skip to content
Menu

2013 planlarınızı iptal etmeyin: Maya takviminde ‘kıyamet’ yokmuş!

AMERİKA BÜLTENİ (7 Şubat 2012)

Filmlerde, televizyonlarda, kitaplarda, internette dolaşan söylentiye inanacak olursanız 21 Aralık 2012 günü kıyamet kopacak. Bu söylentiyi dolaştıranlar ise iddialarını Maya takvimine dayandırıyor.

Ancak küçük bir sorun var: Maya uygarlığında ‘kıyamet’ kavramının kendisi bile yokmuş. Peki bu söylenti nerden çıkıyor ve dahası Mayalar kimdi? İşte kısa bir brifing:

Maya uygarlığı nedir?

Bugünkü  Meksika’nın güneyi, Guatemala, Belize ve El Salvador ile Honduras’ın bir bölümünü içine alan coğrafyada Milattan Önce 2000 yılında kurulmuş ve MS 900 yılına kadar yaşamış bir Kızılderili uygarlığı. Uygarlık en parlak dönemini MS 4’ncü yüzyıl ile 10’ncu yüzyıl arasında yaşadı. Mayalar sadece kuleler ve piramitler inşa etmedi, oldukça sofistike bir matematik sistemi, astronomi haritaları ve şu meşhur takvimi de üretti. 900 yılından sonra uygarlık hızla çözüldü ve Maya şehirleri dağıldı. Sebebi kesin olarak bilinmiyor. Kuraklık başta olmak üzere birçok farklı teori tartışılıyor. Orta Amerika’da günümüzde 10 milyon Maya torunu hala yaşamaya devam ediyor.

Maya takvimi nasıldı?

Mayalar Miladi olarak her 394 yıla denk gelen zaman dilimine ‘baktun’ diyordu. Ve Maya takvimi 13’ncü ‘baktun’da sona eriyor. Evet, bu yılın 21 Aralık tarihine yakın bir zaman bu. 1960’larda Meksika’da keşfedilen bir taş tablette savaş tanrısının 13’ncü Baktun’un sonunda gökten yere ineceğine atıf var. Bu tablet, yaklaşık 30 yıldır 2012 yılında dünyanın sonunun geleceği iddiasına temel teşkil etti. Ancak bütün antropologların üzerinde ittifak ettiği bir gerçek var: Maya takvimi Miladi takvim gibi lineer ilerleyen bir takvim değil, dairesel bir takvim. Yani, 21 Aralık 2012 bir dairenin sonunun, yeni bir dairenin başlangıcını ifade ediyor. Guatemala Maya Ruhban Federasyonu başkanı Jesus Gomez, ‘’Maya kültüründe kıyamet diye birşey olmadığını’’ ifade ediyor.

Peki öyleyse bu kıyamet söylentisi nerden çıktı?

Aslında 1960’lardan itibaren bazı New Age yazarları bu konuda yığınla komplo teorisi üreterek, iddiayı canlı tuttu. Ancak New Age yazarlar, kıyamete değil, dünyanın 2012’den itibaren yeni bir hoşgörü ve barış çağına gireceği olarak yorumluyordu. 1990’ların ortalarından itibaren, bu iddiayı dile getiren birçok spekülatif tarihçi, kıyameti öne çıkardı. Nostradamus ve kayıp şehir Atlantis ile bağlantılarını kurmayı da ihmal etmediler. Ve bu konuda en çok ses getiren eser The Mayan Prophecies 1996’da yayınlandı. Maurice Cotterell ve Adrian Gilbert, 2012 Aralık ayında Solar aktivitenin dünyanın manyetik eksenini değiştireceğine ve bunun da insan uygarlığını dünyadan sileceğine dair işaretler bulduklarını iddia etti. Bu iddia yüzlerce kitap, film, onbinlerce web sitesi ile küresel bir fenomene dönüştü. Ve aşktan, ölümden, savaştan, havadan herşeyden para kazanmanın yoluna bakan Hollywood kıyametten de kazanma isteğiyle 2012 filmini piyasaya sürdü. 2012 yaklaştıkça da kıyametçiler daha bir bağırmaya başladı. NASA, günde en az 10 kişinin kendilerine başvurarak kıyametin kopup kopmayacağını, intihar etmeleri gerekip gerekmeyeceğini sorduğunu açıklıyor.

Mayaların torunları nasıl görüyor bütün bu iddiayı?

Dedelerinden ilk defa kar ediyorlar. Bütün bu kıyamet söylentisini kara çevirmenin yoluna bakıyorlar. Chiapas, Yucatán, Quintana Roo, Tabasco ve Campeche’deki Maya kalıntılarını sadece bu yıl 52 milyon kişi ziyaret edecek. Diğer yılların iki katı. Meksika Guetamala sınırındaki Tapachula kasabası dev bir kıyamet saati bile kurdu. Diğer yerleşim birimleri de hızla benzer saatlerden kurarak turist korkutuyor para kazanıyor.

Başka kim kazanıyor?

Yaratıcı işadamı zekası kazanıyor. Internet üzerinden kıyamette hayatta kalma ilk yardım çantası satanından, yer altında kıyamete dayanıklı özel sığınaklarda kişi başı 10 bin dolara sığınma odası kiralayanına kadar envai iş kuruldu. Müşterilerinin sayısının artması için internetten, ‘ya Maya kehaneti doğruysa..?’’ diye sormaları yetiyor. Bu konu ile ilgili, DVD, kitap hazırlayanlar da birkaç yıldır iyi kazanıyor.

NASA, 2012 yılı için dünyayı tehdit eden bir solar hareket ya da astronomik olay olmadığını söylüyor ancak, insanlar söylentiye inanmaya devam ediyor. Çünkü söylenti en temel korkumuza hitap ediyor. Kimse ölmek ya da acı çekmek istemez.