AMERİKA BÜLTENİ (29 Kasım 2012)
ABD’nin popüler piyangolarından Powerball Lottary, 6 Ekim’den beri kazanan olmadığı için devredince, ikramiye bedeli de 580 milyon dolarlık rekor seviyeye çıkmıştı. İkramiyenin büyüklüğü sık sık ikramiye oynamayanları bile piyango bayileri önünde sıraya sokmuştu. Powerball yöneticilerinden Chuck Strutt, ülkede çekiliş öncesi birkaç gün her bir saatte 7.8 milyon adet kupon satışı bir başka deyişle 15.6 milyon dolarlık piyango satışı yapıldığını açıkladı. Aslında bu tür yüksek talep durumunda oynayanların çoğunluğu eğlence olsun diye şansını deniyor. Ancak bir de piyangoyu düzenli oynayan bir kesim var. Burada bir finansal trajedi yaşanıyor aslında. Çünkü piyangonu bu ‘sürekli’ sahasında, ‘fakirlik, bağımlılık ve uutsuzluk’ rol oynuyor. North Carolina, South Carolina, California, Texas ve Connecticut eyaletlerinde yapılan araştırmalar, kişi başı piyango alımının, en fakir bölgelerde en yüksek oranda olduğunu ortaya koydu.
Ve dahası hem yerel yönetimler, hem de federal hükümet, piyangodan elde ettiği yüksek fonlar nedeniyle, piyango oynamayı teşvik ediyor. Birçok ekonomist, piyangoyu, regressive tax (azalan oranlı vergi) olarak tanımlıyor. Yani, gelir durumu yüksek kesimlere çıktıkça oranı azalan bir vergi. Fakirden aldığı pay çok daha büyük. Piyangonun vergiden tek farkı ise ‘gönüllü’ olması. Kimse fakirlerin kafasına bu vergiyi ödemeleri için silah dayamıyor. Kendileri gönüllü olarak ödüyor.
Bütün tarihsel veriler ve istatistikler gösteriyor ki, ekonominin kötüye gittiği her zaman piyango satışları yükseldi. Örneğin, Indiana Üniversitesi’nin 1994 yılınd ayaptığı bir araştırma, 1983 – 1991 yılları arasında piyango satışlarının, işsizliğin yükselişyle yükselip düşüşüyle azaldığını ortaya çıkarmıştı. Yine ABD’de son büyük ekonomik krizin patladığı 2008 yılında New York, New Jersey ve Connecticut eyaletleri, tarihlerinin en yüksek piyango satış rakamlarına ulaştı.
Devlet piyangoları, yasal kumarlar içinde en düşük geri ödeme oranına sahip oyunlardır. Araştırmalar, piyangoların fakirlerin hayatında sadece kısır bir döngü oluşturmakla kalmadığını, finansal durumlarını düzeltmelerine de engel olduğunu ortaya koyuyor. Fakirler, piyangoyu, zenginlere oranla 25 kat daha fazla oranda ‘eğlence için değil para için’ oynuyor. Piyangonunun bütün felsefesine aykırı mantıksız bir gerekçeyle oynuyorlar. Piyangodan para kazanan oranı oynayan sayısı ile kıyaslandığında sıfıra yakındır. Yine araştırmalar, piyango kazananların büyük bölümünün kazanmadan önceki halinden daha mutlu olamadağını tespit etti.