AMERİKA BÜLTENİ (16 Nisan 2013)
Beş çocuk annesi Liz Norden, Pazartesi günü öğlden sonra evinin olduğu Wakefield’te alışverişi tamamladığı marketten çıkmıştı ki telefonu çaldı. Arayan 31 yaşındaki oğluydu. Bir ambulanstaydı. ‘’Anne kötü yaralandım’’ diyebildi. Bu ikinci büyük oğluydu. Kendinden iki yaş büyük ağabeyi ile birlikte bir arkadaşlarının koşacağı Boston Maratonu’nu izlemeye gitmişlerdi.
Arayan oğlu, ayağanın ciddi yandığını, patlama sırasında ağabeyinin de yanında olduğunu ama şimdi nerede olduğunu bilmediğini söyleyebildi. 2 saat sonra gelen acı bir telefon, anne Norden ve iki oğlunun yaşamlarının artık tamamen değiştiğinin habercisi oldu. Her iki oğlu da dizlerinden aşağıya birer bacaklarını kaybetmişlerdi.
Çocuklarının bulunduğu Beth Israel Deaconess hastanesinin önünde oturan anne Norden gazetecilere, ‘’hayatımın en kötü şeyinin bu olabileceğini hiç düşünmemiştim’’ diyebildi. İki ayağında farklı çoraplar olması, evden çok acele çıktığının göstergesiydi. Doktorlar izin vermediği için iki oğlunu da henüz göremedi acılı anne. İki kardeşin maraton koşusunu izlemeye gittikleri arkadaşları itfaiyeci Mike Jefferson, bomba patladığında finish çizgisine sadece çeyrek mil uzaklıktaydı. Biraz uzaktan patlamayı görebildi. Paniği gördü. Ancak birkaç saatliğine bilmediği, her iki arkadaşının da birer bacaklarını kaybettiğiydi.