Skip to content
Menu

Trump’tan tartışmalı iki mahkuma af kararı

AMERİKA BÜLTENİ (8 Mayıs 2019)

11 yıl önce ABD’nin Irak Savaşı sırasında, Ali Mansur adlı bir Iraklı eski El Kaide üyesi olması nedeniyle, kısa süre önce yola döşenmiş bombayla iki Amerikan askerinin öldürenler hakkında bilgisi olabileceği gerekçesiyle göz altına alındı. Mansur istihbaratçı subaylar tarafından ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Teğmen Michael Behenna’ya teslim edilerek evine geri götürülmesi istendi. Ancak Teğmen Behenna, Mansur’u evine götürmek yerine çöle götürdü ve orada bütül elbiselerini çıkarttırarak kafasına silha dayayarak sorguladı. Sonrada önce kafasına sonra göğsüne birer kez ateş ederek öldürdü. 

Behenna, çırıl çıplak haldeki Mansur’u nefsi müdafaa çerçevesinde öldürmek zorunda kaldığını savundu. Anlık öfke altında adam öldürmekten mahkum oldu. Rütbesi geri alındı. 

ABD Başkanı Donald Trump, bu hafta Michael Behenna hakkında başkanlık affı kararı çıkardı. Mahkum Behenna’nın hapiste yattığı süredeki davranışları göz önüne alınarak hali hazırda 25 yıllık hapis cezası 15 yıla indirilmiş ve 2014 yılında hak kazanır kazanmaz, şartlı salıverilmişti. Ancak, Behenna’nın tamamen affedilmesi  ve mahkumiyetinin geriye dönül olarak silinmesi için memleketi Oklahoma’da milliyetçi çevreler yoğun bir kampanya yürütüyordu. 

Bu çevreler, olaydan hemen önceki bombalı saldırıda Behenna’nın iki askerinin öldürüldüğüne dikkat çekerek, ‘’Behenna’nın, başka Amerikalılar ölmesin isteğiyle çabalarken acele ve duygusal davranmaktan kendisini alamadığını’’ savunuyordu. 

Ancak bu af kararına karşı çıkanlar, Amerikan askerlerinin, savaş esirlerine muamelesinde gayri insani yaklaşımlar sergilemesini engelleyen kuralların etkisini kıracağı eleştirisinde bulunuyor. 

Donald Trump ise başkan adaylığı kampanyasında, ‘savaş suçları’nı genel olarak savunmuş ve terörle mücadelenin önemli bir parçası olarak savunmuştu. 2015 yılında Fox News’de katıldığı bir programda, Müslüman savaş esirlerinin, ABD’nin güvenliği için topluca öldürülebileceğini dile getirirken daha ileri giderek, bu kişiler yerine karıları ve çocuklarının hedef alınması gerektiğini savunmuştu: 

‘’Teröristlerle ilgili bir başka şey de onların ailelerini toplamalısınız. Bunlar kendi hayatlarına değer vermeyen insanlar. Ama aileleri ile ilgililer. Ailelerini heddef seçmelisiniz’’. 

Bu konuşmasından iki ay sonra South Carolina’daki bir mitingde ise general John Pershing’in 20’nci yüzyılın hemen başında ABD’nin bu adaları işgalinden sonra Filipinler’in Moro bölgesindeki isyancı Müslümanları bastırması konusunda gerçek olmayan bir öyküyü paylaşmıştı: 

‘’Domuzu sevmiyorlar, biliyorsunuz. Büyük bir terörizm problem vardı. General 50 teröristi aldı karşılarına 50 adamını dikti. Bunlar mermilerini domuz kanına batırıp namlularına yerleştirdi. Sonra 49’u bu domuz kanına bulanmış kurşunlarla kurşuna dizildi ve sağ bırakılan kişiye ‘şimdi git ve arkadaşlarına gördüklerini anlat’ dedi.’’

Başkan olduktan 8 ay sonra bu kez Twitter hesabından bu uydurma öyküyü, ‘terörizme mücadelenin örnek bir başarısı’ olarak yine övdü: ‘’ABD Generali Pershing’in teröristleri yakalayınca ne yaptığını bir araştırın. Sonraki 35 yılda bird aha orada İslami terörizm olmadı’’

Trump’ın bu hafta affettiği diğer isim ise, Arizona eyaletinin Latino kökenli sakinlerini, gerekçesiz olarak durdurup ABD vatandaşı olduklarını veya yasal olarak ülkede bulunduklarını isptlayıncaya kadar gözaltına alan ve bu uygulamasını mahkeme kararlarını bile reddederek sürdürdüğü için hapse mahkum edilen Maricopa Şerifi Joe Arpaio oldu. 

Irkçı beyaz örgütlerin kahramanı olan Joe Arpaio’ya Trump’ın da sık sık övgüsü, onun da beyaz  ırkçısı örgütlerle gönül bağının göstergelerinden biri olarak görülüyor.