Malcolm X’in yaşam ve mücadelesinin kısa öyküsü
50 yıl önce bugün Manhattan’ın yukarı kesiminde Broadway ile W 165’nci Sokak’ın kesiştiği köşede bulunan Adubon Ballroom adlı sinema, bir pompalı tüfeğin sesiyle inledi.
50 yıl önce bugün Manhattan’ın yukarı kesiminde Broadway ile W 165’nci Sokak’ın kesiştiği köşede bulunan Adubon Ballroom adlı sinema, bir pompalı tüfeğin sesiyle inledi.
”…gazetecilikleri kendinden menkul, kişisel çıkarlarına odaklı ve tek dertleri programlarının yayında kalmaya devam etmesi olan yeni bir dedikodu-sohbetçi türü ortaya çıktı’’
Son 20 yılda ortaya çıkan yeni bir fenomen kırsalın 100 yıllık kara talihindeki en önemli değişimi temsil etmeye başlıyor.
19’ncu yüzyılın ortalarından ve 20’nci yüzyılın ortalarına kadar Amerikan şehirleri ‘politika ağalarının(political boss) elindeydi.
Basın, yönetenlere değil, yönetilenlere hizmet için vardır. Devletin basını sansür gücü (censor) yok edildi ki, basın devleti sertçe eleştirebilme (censure) gücüne sonsuza kadar sahip olsun.
ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’in, 2002 yılındaki bir NATO toplantısından sonra düzenlediği basın toplantısında, ‘Irak’ın kitle imha silahlarına sahip olduğuna ve bunları terör gruplarıyla paylaştığına ilişkin elinizde hangi somut deliller var’ sorusuna yanıtı ne anlatıyor?
Bugüne kadar sadece finans ve teknoloji haberlerine konu olan Japonya’yı artık diplomatik ve politik haberlerde de sıkça duyacağımız bir döneme mi giriyoruz?
Amerika bu maça kilitlendi. Peki Super Bowl nedir? Amerikan futbolu nasıl doğmuştu?
Birkaç saatliğine de olsa, dünyanın en güçlü kişisi olmak nasıl bir duygu? 1997 yılında bu ayrıcalığı yaşamış, dönemin Tarım Bakanı Dan Glickman, o birkaç saatte neler olduğunu, neler yaşadığını paylaştı.
‘’Kim bu açık ve etkin Alman kalem’’ diye merak edip sayfaları karıştıran okurlar, iç sayfada denk gelecekleri, ‘’Devrim ve Karşı Devrim’’ başlıklı uzun makalenin üstünde yazan imzayı gördüler: