Skip to content
Menu

‘Lezbiyenliğim tercih’ diyen Sex and The City aktristi büyük tartışma başlattı

AMERİKA BÜLTENİ (7 Şubat 2012)

İnsanların gay olması ‘tercih’ midir yoksa ‘doğuştan gelen’ bir ‘kimlik’ midir? 15 yıl bir erkekle yaşadıktan sonra lezbiyen olan Sex and the City dizisinin aktristi Cynthia Nixon’un ‘lezbiyenliğim tercih’ sözü, gay çevrelerinde büyük tepkiye neden oldu ve yıllardır süren tartışmayı yeniden alevledi. Ocak ayında New York Times gazetesine konuşan Nixon şöyle demişti:

‘’Biçok insan için böyle olmamasını anlarım ama benim için bu bir seçim. Ve siz benim eşcinselliğimi benim adıma tanımlayamazsınız. Bu konuda gerçekten artık canımı sıkıyor. Neden ‘tercih’ olamaz. Neden ‘tercih’, diğer eşcinsellikten daha az kurallara uygun? Bunu sadece bağnaz gayler nedeniyle tartışıyoruz ve bence tartışmayı bağnazların yürütmesine izin vermemeliyiz’’

Bu röportajındaki oldukça kararlı ve asi çıkışı sonrası ‘gay çevrelerin’ büyük tepkisini çeken Nixon iki gün sonra geri adım atarak gay dergisi The Advocat’e bir özür açıklaması yaptı:

”Her ne kadar sıkça kullanmasam da cinsel durumuma uyan terim biseksüel ve biseksüelliğin seçim (choice) değil bir ‘fact (veri)’ olduğuna inanıyorum.”

Nixon, New York Times gazetesine verdiği demeçle, eşcinselliğin bir seçim mi doğuştan gelen bir kimlik mi olduğu tartışmasının ortasında kaldı.

Yıllarca, seksüel durumu tanımlayan ‘cinsel tercih’ kavramı, eşcinsel çevrelerin kararlı mücadelesi sonrası ‘cinsel kimlik’ kavramına yerini bıraktı. Bu da eşcinselliğin bir tercih ve yaşam şartlarıyla oluşan bir eğilim olduğunu savunan eşcinsel karşıtı çevrelerin tepkisine neden oluyor. Gay çevreleri ise eşcinselliğin çevresel değil hormonal olduğunu savunarak, bu ‘değişmez’ kimliklerinin genel kabul görmesi için mücadele ediyor.