Skip to content
Menu

Yıl neden ‘Ocak’ ayı ile başlıyor?

January-AMERİKA BÜLTENİ (31 Aralık 2014)

Dünyanın adeta resmi takvimi haline gelen Gregoryan Takvime göre 1 Ocak günü yılın ilk günüdür. Gregoryan takvim, Papa 13’ncü Gregori tarafından 1582 yılında başlatıldığı için onun adıyla anılıyor. Aslında büyük ölçüde Julius Caesar tarafından M.S. 46 yılında tanıtılan Julien Takviminin devamıdır. Her iki takvimde de yılın ilk ayı Ocak ayıdır.

Tarihçi Plutark, ‘Yunan ve Roma Meseleleri’ kitabında, ‘Romalılar neden yılın ilk ayı olarak Ocak(January) ayını kabul ettiler?’ sorusunun yanıtına matematik hesabı yaparak başlıyor: Sonradan Julius Caesar’ın adı verilecek (Julius/July) Temmuz ayının eski adının Quintilis (Beşinci) olduğunu hatırlatıyor. Daha sonra Caesar Augustus’un adını alacak Ağustos ayının eski adı da Sextilis yani ‘Altıncı’ymış. September (yedinci), October (sekizinci), November (dokuzuncu) ve December (Onuncu) ayların adları ise ilk dönemden beri beri değişmedi. Roma’nın kurucusu Romulus tarafından MÖ 8’nci yüzyılda kurulduğunda takvimde 10 ay vardı 304 gün sürüyordu. Kış mevsiminin ayı yoktu. Yıl, Mart (March) ayı ile başlıyordu. Roma’nın kurucusu Romulus, savaş tanrısı Mars’ın oğluydu ve yılın ilk ayına babasının adına atfen ‘Martius’ adını vermişti.

Ancak Romulus’un halefi ve Roma’nın ikinci kralı Numa, barışsever bir insandı. Takvim reformu yaparak, kışı da iki aya bölüp 10 aylık takvimi 12 aya çıkardı. Bu iki aydan birincisine (January) barışın ve çiftçiliğin tanrısı Janus’un adını (Januarius) verdi diğerine (February) ise o ay içinde ‘Fabrua (arınma)’ ayini yapıldığı için ‘Februarius’ dedi.

Ancak Plutark, Ocak ayının ilk ay olmasında şu teknik gerekçenin daha kuvvetli bir olasılık olduğunu dile getiriyor: Kış gündönümünden yani 21 Aralık’tan sonraki ilk ay, yılın başlangıcı oldu. Çünkü, Kış gündönümünden sonra ışık uzarken karanlık daralıyor. Gündüzler uzamaya geceler kısalmaya başlıyor. Yani insanlık için doğal bir başlangıcı ifade ediyor.

Romalı şair ‘Ovid’in tanrı ‘Janus’ ile ilgili bakış açısı ise Plutark’ınkinden biraz farklıydı. Ovid, ‘Janus’u Latince kapı anlamına gelen ‘İanua’ ile irtibatlandırıyor. ‘İanitor’ bugün İngilizcede ‘kapıcı’ yerine kullanılan ‘janitor’un da kökeni. Evet, tanrı Janus bu yönüyle ‘kapıların, geçişlerin, eşiklerin, başlangıç ve bitişlerin’ tanrısıydı. Hem girenleri hem çıkanları görebileceği bir noktadaydı. ‘Janus’un bir özelliği de hem ön tarafında hem arka tarafında olmak üzere iki yüzü olmasıydı. Boynunu çevirmeden önünü de arkasını da görebiliyordu. Ovid’e göre Janus, bütün bu özelliğiyle, değişimin, zamanın ve geçişin tanrısıydı.

Roma’nın takvimi ile güneş arasında uyumsuzluk vardı. MS 46 yılına gelindiğinde Julius Caesar güneşin hareketlerine uygun hale getirdi takvimi ve tanrı Janus’un kapıyı temsil etmesinden de hareketle ‘Julien’ takvimi 1 Ocak günü ile başladı. Ancak Orta Çağ’da Hristiyan liderler yılın ilk günü olarak daha dini bir günü seçtiler. Bir dönem İsa’nın doğduğu gün olduğuna inanılan 25 Aralık bir dönem de Paskalya öncesi Tebliğ bayramı olarak kutladıkları 25 Mart’ı yılın ilk günü yaptılar. Papa 13’ncü Gregori 1582 yılında bu karışıklıklara son verdi ve 1 Ocak gününü yılın ilk günü yaptı. Gregoryen takvim bugün dünyanın büyük bölümünün kullandığı takvimdir.

Türkçe’de Rumi takvimden kalma adıyla Kanun-i Sani (İkinci Kanun) olarak bilinen bu ayın adı, 1945 yılında yürürlüğe giren ve dört ayın adını değiştiren yasayla ‘Ocak’ yapıldı.

AMERİKA BÜLTENİ‘ni Twitter‘dan ve Facebook‘tan takip edebilirsiniz