CEMAL DEMİR‘in analizi
Hiç beklemediğiniz anda kapınız çalınırsa bilirsiniz ki ya Yehova Şahitleri ya da Mormon misyonerleridir. Amerika’da 150 yıl boyunca ‘’tuhaf ve marjinal bir din’’ muamelesi gören Mormonizm, özellikle son 30 yılda günlük yaşamın her alanına girmeye başladıktan sonra ülkenin en gösterişli sahnesinde de kendine yer bularak bir nevi ‘ana akımlığını’ tescilledi. Dünyaca ünlü Broadway şovlarından biri başından sonuna kadar Mormonlara adanmış durumda. Üstelik bu şov, daha üçüncü ayında Tiyatro’nun Oscar’ı olarak kabul edilen Tony Ödülü’nü tam 9 dalda kazandı.
‘’The Book of Mormon’’ adlı Broadway müzkikali, ana akım tiyatro eleştirmenlerinin övgüleri eşliğinde Ocak ayında perde açmıştı. Dünyanın en ünlü caddelerinden biri olan Broadway’in, tiyatroların bulunduğu Midtown’daki kısmının lakabının ‘’The Great White Way’’ olmasının ironisi, bu oyunla bir anlama kavuştu. Bu tarihi oyunun yaratıcıları ise en az müzikalin kendisi kadar sıradışı. Satirik göndermeleriyle ülkenin yarısının nefret ettiği yarısının hayran olduğu South Park çizgi filminin yaratıcıları Trey Parker ve Matt Stone. Uganda’da misyon görevine çıkan iki Mormon’un yaşadıklarını anlatıyorlar.
‘’Allah düşmanımı bile bu ikilinin diline düşürmesin’’ diye düşünebilirsiniz. Ancak, her ne kadar bir komedi müzikal sözkonusu olsa da uzun süre Amerikan ana akımının mesafeli yaklaştığı Mormonların ülkenin en önemli en ana akım sanat platformlarından birinde tek başına bir müzikale konu olması bile Mormonluğun artık Amerikan popüler kültürünün parçası haline geldiğinin, ana akımın unsurlarından birine dönüştüğünün göstergesi olması açısından son derece önemli. Mormonizmin en batıni doktrinlerinin ahmaklıklarına dokunduran yığınla espriye rağmen sonuçta Mormon kültürüne saygı uyaran eğlenceli bir komedi.
ABD’nin en beyaz coğrafyasında, Rocky dağlarının eteklerinde serpilen bu inancın müntesipleri, komplo teorisyenlerince ‘Yahudilere’ benzetiliyor. Şu anda ABD’de Yahudi sayısı kadar Mormon olması da bu benzerliğe tuz biber oluyor. Hergün yenisi ortaya çıkan komplo teorilerine göre iddia şu ki Mormonlar da tıpkı Yahudiler gibi ‘örtülü faaliyetlerle’ gezegenin yönetimini ele geçirmeye çalışan bir topluluk. Mormon inancı gereği gençlerinin en az 2 yıl yabancı bir ülkede dini misyonerliğe gitmesi şartı nedeniyle ABD’de en fazla yabancı dil bilen bir topluluk. Tabii ki bu gençlerin bu özelliği de onları CIA’nın en önemli insan kaynağı yapıyor. Bu nedenle CIA’da yoğun bir Mormon kadrolaşması olduğu iddia ediliyor.
Amerikan siyasetinde de birçok önde gelen Mormon bulunuyor. En başta Senato’nun patronu olan Nevada Senatörü Harry Reid. Cumhuriyetçi Partili Massachusetts eski Valisi ve partinin potansiyel 2012 başkan adaylarından Mitt Romney de Mormon. Hakeza, politik polemikleriyle sürekli gündem belirleyen ünlü tutucu televizyon programcısı Glenn Beck de… Şu anda ABD Kongresinde 18 Mormon üye var. Mormonlar ülke nüfusunun 1,5’unu oluşturuyor. 2009 yılında Atlantic dergisi Mormonların ülkenin politika elitinde aşırı oranlı temsil edildiğini yazmıştı.
Oysa 1838 yılında sadece Missouri eyaletinde yaşayan bir avuç insandılar. Kurucuları Joseph Smith, ‘bütün Hıristiyan sektlerin kendilerine karşı biraraya gelmesinden’’ yakınıyordu. Missouri valisi onları düşman ilan etti ve eyaletten sürüldüler. 1844’te gerçek bir savaşta Smith öldürülünce, başa geçen Brigham Young topluluğu Utah çevresine götürerek bugünkü Salt Lake City’i kurdular. 1857 yılında ABD hükümeti ile Mormonlar arasında Utah Savaşı yaşandı. Ancak daha sonra kontinental demiryolu kurulup da Federal hükümetin Atlantik’ten Pasifik’e bütün kıtaya hükmetmek istediği kesinleşince Mormonlar 1890 senesinde pes ettiler. Federal yasaları kabul ettiler ve çok eşlilik yasaklandı. 6 yıl sonra da Utah Amerika Birleşik Devletlerine katıldı.
Bugün ABD Mormonlarının ana kurumu Church of Jesus Christ of Latter-Day Saints (İsa Mesih’in Ahirzaman Azizleri Kilisesi). Ancak ABD’nin uzak Batısında bu ana yapının dışında, çok karılı evliliğe, ensest ilişkilere, ırkçılığa cevaz veren küçük sayko fundemantalist Mormon gruplar da var. İsa ve Şeytan’ın kan kardeşi olduğuna inanan mı dersiniz, Cennet’in Missouri eyaleti Jackson County bölgesinde olduğuna inananlar mı dersiniz, çeşit bol.
Ancak ana akım Mormon kilisesi ve sözcüleri de bugün ABD’deki politik tartışmalarda en tutucu pozisyonları alanlardan biri. Gay evlilik tartışmalarında en yüksek tepki Mormonlardan geliyor. Gerçi artık 1950’li yıllarda olduğu gibi Brigham Üniversitesi gay olduğundan şüphelendiği erkek öğrencilerine elektrik şok uygulamıyor ama yerel ya da federal bazdaki tepkilerde heryerde onları en ön safta görmek mümkün.
Yine siyah ırktan olanlar 1978 yılına kadar Mormon rahibi olamıyordu. Ve LDS, Mormon Kitabı’ndanki ‘’beyaz ve zevkli’’ ifadesini 1981 yılına kadar ‘’Pür ve zevkli’’ olarak değiştirmemek için direndi. Ve ancak 2010 Aralık ayında kitaplarındaki, ‘siyahlık derisi’, ‘koyu, kirli, iğrenç’ ifadelerini nihayet çıkardılar.
Dünyada 124 ülkede faaliyette olan Mormon kilisesinin en hızlı büyüdüğü coğrafya ise Güney Amerika. Ve bunun sonucu olarak LDS geçtiğimiz Mart ayında, kaçak göçmenlere vatandaşlık yolunu açmayı hedefleyen Utah Compact adlı inisiyatifi resmen destekleme kararı aldı. Sadece Utah eyalatinde 100’den fazla Latino Mormon kongregasyonu var ve bunların çoğunun cemaatini kaçak Hispanikler oluşturuyor.
Birçok dini ve sosyal oluşum gibi Mormonlar da zamanla çoğulculaşıyor. Henüz LDS tarafından resmen tanınmasalar da Mormon Sosyalist Harketi de, Mormon Feminist’ler de, hatta Mormon Anarşist Hareketi bile var.
Mormonluğun ‘iyi iş’ olduğu bir dönem, hiç şüphesiz… Ve ‘Broadway’ iyi işi gözünden tanır..!