Döviz satış ihalesinin ardından Dolar/ TL 1.88’in altına indi.TARİHTEKİ EN YÜKSEK SATIM İHALESİ!
Merkez’in bu hamlesi döviz satım ihalelerinin başladığı 2001 yılından bugüne bir seferde gerçekleştirilen en yüksek döviz satım ihalesi.
Merkez Bankası bu yılki ihalelerde ortalama 89.4 milyon dolarlık günlük döviz satım ihalesi gerçekleştirdi. Merkez’in en son dün gerçekleştirdiği ihalede ise satış miktarı 140 milyon dolar oldu.
Peki Merkez’in müdahalesi ne anlama geliyor. Bu müdahale doların ateşini alır mı? İşte uzmanların görüşleri.
ING Bank Trader Masa Grup Müdürü, Murat Yardımcı
“MERKEZ BANKASI’NIN NASIL DAVRANDIĞINI GÖRECEĞİZ”
Bunu piyasada beklemiyorduk. Bu ciddi bir rakam, bugun piyasada tepki havası var. 1.8550 maksimum aşağıda göreceğimiz seviyedir.
1.35 milyar dolarla artık Merkez Bankası 2.20 sepet, 1.90 kur seviyesinin kendisi için önemli olduğu mesajını bir kez daha vermeye çalıştığı konusunda bunu böyle yorumlamak için bu göstergenin doğru olmadığını düşünüyorum. Geçmişte de çok fazla mesaj aldık. Bundan sonra hakikaten kötü günlerde piyasa bu seviyeyi deneyecektir o zaman Merkez Bankası’nın nasıl davrandığı göreceğiz. Bunun sepete dair verilen bir tepki olduğu konusunda çok erken bir yorum yapmak istemiyorum.
Garanti Yatırım Stratejisti, Tufan Cömert
“MERKEZ BANKASI’NDAN DOĞRUDAN MÜDAHALE”
Baya bir süpriz oldu açıkçası böyle bir rakam beklemiyorduk. Merkez Bankası kurdaki artıştan rahatsız olduğunu her şekilde söylüyordu ama bunu artık nerdeyse doğrudan müdahale diyebileceğimiz kadar yüksek bir rakamla iletmesini de açıkçası beklemiyorduk. Zaten bunun kur üzerindeki etkisini de hemen görmüş bulunuyoruz bir miktar.
Bu rakamın ardından merkez bankasının artık 1.90 kur, 2.20 sepet konusundaki hassasiyetinin bir kez daha altını çizdiği konusunu hem erken hem de çok doğru görmüyorum. Sene başından bu yana çeşitli seviyeleri hep böyle değerlendirdik. Sepette 2’yi geçerse müdahale eder dedik, kurda 1.75’in üstünü istemiyor dedik. Dolayısıyla Merkez Bankası çok fazla buna bakıyor gibi gözükmüyor. Bizde mesele şu, malum bu bir global dalga, bu çok fazla içerden yaparak çözümlenecek bir şey değil. Hani neticede çıkmak isteyene burda bir kolaylık sağlanmış oluyor. Böyle bakınca evet desteklenebilir bir hareket
Yapı Kredi Yatırım Ekonomisti ve Stratejisti, Murat Berk
“ÇİFTE SÜRPRİZ”
İkili bir süpriz oldu. Bu zorunlu karşılıkların düşürülmesi akabinde bugün döviz miktarının bu kadar yüksek gelmesi ikili süpriz oldu. Ben zorunlu karşılıklardaki düşüşün daha fazla olabileceğini, ihale miktarının daha az olabileceğini tahmin ediyordum ama Merkez Bankası’nın vermek istediği mesaj daha önceki mesajlarla uyumlu bir şekilde döviz kurundaki aşırı volatiliteden rahatsız olduğu şeklinde algılanabilir bence
Bugünkü satışla birlikte 9 Ağustos’tan bu yana döviz satışı 4.6 milyar dolara çıkacak, rezervler açısından 80 milyar dolarlar seviyesine geriledik.
Merkez’in döviz rezervi konusunda sıkıntı var demek için erken. Merkez Bankası’nın bunun bilincinde olduğunu tahmin ediyorum. Yani her zaman bu kadar yüklü döviz satmayı göze almayacak. Burada olaya hangi perspektiften baktığı daha önemli. Akabinde başka tedbirler gelebilir, TL likiditesiyle ilgili faiz tarafında.
Turkish Yatırım Genel Müdürü Berra Doğaner
“BEKLENEN ETKİYİ YARATMADI”
Olması gerektiği kadar sert bir etki yaratmadı, kısa süreli bir etki yarattı. Kur tekrar kendini 1,88’in üstüne atmış durumda, aslında Merkez Bankası’nın bu sabah ikinci aksiyonu bu. Önce döviz zorunlu karşılıklarını piyasadaki döviz likiditesini arttıracak şekilde rahatlattı. Birinci adım çok fazla etki yaratmayınca, bu kez bir yüksek miktarlı döviz satım ihalesiyle ikinci bir aksiyon yapmak istedi ama o da çok ciddi bir sonuç yaratmadı. Sebep tamamen bugünlerde talebin yüksek olması, neredeyse tek satışıMerkez Bankası ama bunun dışında hem kamu kurumları, hem özel sektör kurumları ve hem yabancı kurumlar ciddi şekilde talepteler. Bu denli büyük bir satış ihalesi bile kısa süreli ve sınırlı etkiler yaratıyor, beklenen etkiyi yaratmadı doğrusu.
Arma Portföy Yönetim Kurulu Başkanı Murat Gülkan
“MERKEZ BANKASI ALDI ELİNE SOPAYI, ÇIKTI KAPIYA BU GÜRÜLTÜ NE DİYE BAKIYOR”
Merkez bankası eline sopayı aldı, çıktı kapıya neymiş bu gürültü diye bakıyor. Sanırım Avrupa’daki olumlu havanın da denk gelmesi açısından Merkez bir hamleyle kurun değer kaybetmesini istemiyor çünkü bunun pek çok olumsuz etkisi olduğunu konuşuyorduk zaten.
Rezerv konusunda ise Merkez Bankası daha temkinli davranır mı yoksa bu konunun uzağında mıyız dersek hem uzağız hem yakınız aslında. Rezervler kullanmanız gerekmediği zaman hep göze daha fazla gözükür, ihtiyacınız olduğunda da yetersiz kalır. Merkez Bankası ile piyasaların bilek güreşinin diğer örneklerine bakıldığı zaman burdaki durum rezerve ve kas gücüne dayanarak değil, kurun gerçekten durması için diğer şartların da oluşturulması çok önemli.
Döviz munzamı bu yönde doğru bir adımdır. Belki depo faizleriyle oynamak gündeme gelebilir bunu sadece bir tahmin olarak söylüyorum. Bir de tabi yurtdışındaki endişelerin bir miktar yatıştığı bir döneme denk gelmesi de önemli. Böyle bir şartta rezervler daha yeterli olacaktır.
ZORUNLU KARŞILIK ORANLARI
Merkez Bankası, sabah da 1.90 TL sınırına dayanan dolara karşı zorunlu karşılık silahını bir kez daha çekmişti. Yabancı para cinsi zorunlu karşılık oranlarını vadesiz ve 1 yıldan kısa vadeli döviz tevdiatlarda yüzde 11.5’ten yüzde 11’e çeken Merkez Bankası, üç yıldan uzun vadeli döviz cinsi zorunlu karşılık oranlarını ise 150 baz puanlık indirimle yüzde 8.5’ten, yüzde 6’ya indirdi.
Böylece zorunlu karşılıklarda yapılan indirimle 1.3 milyar dolar likidite sağlanacak. Zorunlu karşılıklar 14 Ekim’den itibaren tesis edilmeye başlanacak.
MERKEZ BANKASI’NIN SABAHKİ AÇIKLAMASI
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, piyasaya döviz likiditesi sağlamak ve aynı zamanda bankacılık sisteminin yabancı para yükümlülüklerinin vadelerinin uzamasını teşvik etmek amacıyla yabancı para zorunlu karşılık oranlarında 0,50 puan ile 2,5 puan arasında indirime gitti.
Bankadan yapılan açıklamada, Para Politikası Kurulu’nun 4 Ağustos 2011 tarihinde yaptığı ara toplantıda gerek duyulması halinde uygun görülecek araç ve yöntemlerle piyasaya döviz likiditesi sağlanması konusunda mutabık kaldığı hatırlatıldı.
Kurul’un, 23 Ağustos ve 20 Eylül 2011 tarihli toplantılarında ise küresel ekonomiye dair belirsizlikler dikkate alındığında, gelişmelerin yakından takip edilmesinin ve gerekli politika tedbirlerinin gecikmeksizin alınmasının önem taşıdığını belirttiği anımsatıldı.
Bu çerçevede, piyasaya döviz likiditesi sağlamak ve aynı zamanda bankacılık sisteminin yabancı para yükümlülüklerinin vadelerinin uzamasını teşvik etmek amacıyla; vadesiz ihbarlı DTH, yabancı para özel cari hesaplar ile 1 aya kadar, 3 aya kadar, 6 aya kadar ve 1 yıla kadar vadeli DTH, yabancı para katılma hesaplarında yüzde 11,5 olarak uygulanan zorunlu karşılık oranlarının yüzde 11’e çekildiği bildirildi.
Banka, 1 yıl ve daha uzun vadeli DTH, yabancı para katılma hesapları ile birikimli DTH ve yabancı para katılma hesaplarında yüzde 9,5 olarak uygulanan zorunlu karşılık oranını yüzde 9’a indirdi.
Zorunlu karşılık oranları; 1 yıla kadar vadeli (1 yıl dahil) diğer yükümlülüklerde yüzde 11,5’ten yüzde 11’e, 3 yıla kadar vadeli (3 yıl dahil) diğer yükümlülüklerde yüzde 9,5’ten yüzde 9’a çekildi.
3 yıldan uzun vadeli diğer yükümlülüklerde ise zorunlu karşılık oranları yüzde 8,5’ten yüzde 6’ya indirildi.
Açıklamada, böylelikle mevcut verilere göre piyasaya yaklaşık 1,3 milyar dolar likidite sağlanmış olacağı ifade edildi.
Söz konusu değişiklikler 30 Eylül 2011 tarihli yükümlülük cetvelinden itibaren geçerli olacak ve yeni oranlar üzerinden hesaplanan zorunlu karşılıklar 14 Ekim 2011 tarihi itibarıyla tesis edilmeye başlanacak. (HABERTÜRK)